Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4916

EURO

36,2345

ALTIN

2.961,18

BIST

9.367,77

Yasaların çıkarılmasında baroların da rolü olmalı

Baroların görevlerinden birinin de insan haklarına işlerlik kazandırmak olduğunu söyleyen Filiz Saraç, “Avukatların daha etkin bir rol oynamasına …

Yasaların çıkarılmasında baroların da rolü olmalı

Baroların görevlerinden birinin de insan haklarına işlerlik kazandırmak olduğunu söyleyen Filiz Saraç, “Avukatların daha etkin bir rol oynamasına yönelik yasal kanallar açılmalı” dedi.

140 yıllık İstanbul Barosu’nun tarihinde geçtiğimiz Pazar bir ilk yaşandı.  “Atatürk ve Cumhuriyetin kazanımları sayesinde bugün bu onuru yaşıyorum” diyen Filiz Saraç baronun ilk kadın başkanı seçildi. SÖZCÜ’ye konuşan Saraç, yasaların hazırlanış aşamasında baroların daha etkin bir role sahip olması gerektiğini kaydetti. Saraç’ın açıklamaları şöyle:

■ İstanbul Barosu’nun 144 yıllık tarihindeki ilk kadın başkanı oldunuz. Ne hissediyorsunuz?

Bu onuru bana yaşattıkları için tüm meslektaşlarıma buradan teşekkür etmek istiyorum. İstanbul Barosu’na kayıtlı kadın avukat sayısı şu anda erkek avukat sayısını geçmiş durumda. Eşitliği şiar edinmiş bir baroda artık başkanın da çoktan kadın olması gerekirdi. Cumhuriyetin 100’üncü yılına girerken İstanbul Barosu hem ülkemizde hem de dünyada kadınların özgürlüğü, her mesleği eşit koşullarda yapabilmeleri konusunda anlamlı ve önemli bir mesaj vermiştir diye düşünüyorum.

■ Hayata geçirmeyi planladığınız projeleriniz ve çalışmalarınızdan bahsedebilir misiniz?

KOMİSYONLARA DAHİL OLMALIYIZ

Baroların bir görevi de insan haklarına işlerlik kazandırmaktır. Kadına şiddet konusunda, çocukların ihmal ve istismarlarında, avukatların sorunlarında olsun, avukatların doğrudan davalara müdahil olabilmelerini öngören yasaların derhal çıkmasına ihtiyaç bulunmaktadır. 57 bin üyesiyle, her türlü davalarla karşılaşan uygulamacıları olan baromuzun yasaların hazırlanmasında, sunulmasında, mevcut tasarıların eleştirilmesinde, mecliste komisyonlara dahil olmasında daha etkin bir rol oynamasına yönelik yasal kanalların da açılması gerektiğini düşünüyorum.

■ Özellikle genç avukatlar sosyoekonomik ve mesleğin saygınlığına ilişkin birçok sorun yaşadıklarını belirtiyor. Bu konuda hangi adımlar atılacak?

Mesleğimiz savunma mesleği, maalesef özellikle demokrasiden gittikçe uzaklaşıldığı için göz ardı edilmeye çalışılan bir meslek. Avukatsız bir yargı sistemi isteniyor. Bu nedenle de avukatlar ciddi sorunlar yaşıyorlar. Saygınlıklarının artırılması ve avukatın ekonomik ve sosyal yönden güçlendirilmesi için proje çalışmalarımız var. Yargısı bağımsız olmayan, yargıya güvenin olmadığı bir yerde kimse kendini güvende hissetmez, kimse iş yapmaz, hiçbir yatırım bu ülkeye aktarılmaz. Şubattan beri kendileriyle onlarca toplantı yaparak, plan ve programları hazırladık. Bu plan ve programları hazırlarken, çok açık söyleyeyim ben gençlere hayran oldum. Hepsi pırıl pırıl, kendini geliştirmiş insanlar. Onlara yeter ki baro olarak gerekli kanalları açalım.

ADALETİN VERGİSİ OLMAZ

Bugün CMK görevi yapan arkadaşlarımız… Asgari ücret tarifesi kabul edilemez bir rakam. CMK tarifesinde alınan ücretin bir gelir olarak kabul edilmesi mümkün değil. Bazı kalemlerinde KDV yüzde 8’e indirildi ama tamamen kalkması gerekiyor. Adaleti, KDV koyduğunuz halde vatandaşa pahalı hale getiriyorsunuz. Dolayısıyla, derhal CMK’da verginin tamamen kaldırılması gerekir. Ardından tüm alanlarda, düşürülen kalemler olsa da KDV’nin olmaması gerekir. Adalet ekmek, su gibi bir olgudur. Halkın adalet arayabilmesi için adaletin paralı hale getirilmemesi gerekir. Adaletin vergisinin kaldırılması gerekiyor. Adaletin arandığı her yerde zorunlu avukat gündeme gelir. Zorunlu avukatlığı neden bu ülkeye getirmiyoruz? Vatandaş mı hakkını doğru arasın istemiyoruz, yoksa avukatların iş alanları azalsın mı istiyoruz. Bunun altını özellikle çizmek lazım.

İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, “Ciddi sorunlar yaşıyoruz. Avukatsız bir yargı sistemi isteniyor” dedi.

İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz

Baro Başkanı Filiz Saraç, İstanbul Sözleşmesine ilişkin düşüncelerini ise şu sözlerle paylaştı:

“İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmeme noktasındaki İstanbul Barosu’nun ve baroların çizgisini sürdüreceğim. İstanbul Sözleşmesi gibi bir yol haritasından bir Cumhurbaşkanı kararıyla vazgeçilemeyeceğini hala savunuyorum. Gittikçe kadın şiddeti artıyor. Zaten İstanbul Sözleşmesi’nden ayrılmaktaki sebeplerden birini de bu konudaki uluslararası denetim mekanizmasının sözleşme içerisinde öngörülmüş olmasından kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Afganistan gibi dünyadaki diğer örnekler karşımızdayken daha sıkı sıkıya sarılıp ülkemizin  kadın haklarında geriye gitmemesi için elimden gelen mücadeleyi yapmam benim vazifem.”