Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,5206

EURO

36,1768

ALTIN

2.962,95

BIST

9.367,77

‘Türkiye’de yaşayanlar tehlike altında!’ Zehir Havuzu…

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan altın madeninde kapasite artırımına karşı açılan dava kapsamında bilirkişi keşfi yapıldı. Keşif öncesi ülkenin …

‘Türkiye’de yaşayanlar tehlike altında!’ Zehir Havuzu…

Erzincan’ın İliç ilçesinde bulunan altın madeninde kapasite artırımına karşı açılan dava kapsamında bilirkişi keşfi yapıldı. Keşif öncesi ülkenin dört bir tarafından çevre örgütleri ve vatandaşlar Erzincan’a akın etti. 200 futbol sahası büyüklüğündeki zehir havuzu 3 kat daha büyütülmek istenirken, halk, “Dünyanın yeni Çermobili Erzincan’da kuruluyor. Tüm Türkiye’de yaşayanlar tehlike altında” diye yaşananlara tepki gösterdi.

Erzincan İliç sınırlarında faaliyet gösteren Çöpler Altın Madeni’nin kapasite artırımına karşı açılan dava kapsamında bölgede bugün bilirkişi keşfi yapıldı.

Türkiye Mimarlar Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) adına keşfe katılan İliç Altın Madeni Komisyonu üyesi Metalurji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük madenin bölgede büyük bir ekolojik yıkıma sebep olduğunu söyledi.

“SİYANÜR İLE BÖLGEDE EKOLOJİK YIKIM YAPILIYOR”

Amerikalı Anagold Madencilik ve Çalık Holding’in ortağı olduğu Çöpler Altın Madeni’nin kapasite artırımına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından çevresel etki değerlendirme (ÇED) olumlu kararı verildi.

Yıllardır siyanür ve sülfrik asit yayan madenin bölgede ekolojik yıkıma neden olduğunu belirten TMMOB ve maden sahası içerisinde yer alan Sabırlı köyünden Sedat Fezayirlioğlu kapasite artırımına karşı dava açtı. Dava kapsamında mahkeme, bilirkişi keşfi yapılmasına karar verdi.

CHP’Lİ VEKİLLER DE DESTEK VERDİ

Bugün yapılan keşif öncesi demokratik kitle örgütleri bölgeye çağrı yaparken, yüzlerce doğasever bilirkişi heyetini karşılamak üzere maden sahasında toplandı.

Çevre örgütlerine CHP Milletvekilleri Orhan Sarıbal ile Ali Şeker de destek verdi. CHP Milletvekili Sarıbal, “Çöpler köyünde altın madeni sahasının genişletilmesi isteği ve birilerinin zenginleşmesi için Anadolu’muzun bereketli topraklarının siyanürle zehirlenmesine karşı halkımızla beraber mücadele ediyoruz. Topraklarımızın üstü de altı da halkımızındır” dedi.

“BURADA MADENCİLİK FAALİYETİ DEĞİL KİMYASAL BİR İŞLETME VAR”

TMMOB adına keşfe katılan isimlerden Cemalettin Küçük, madenin bölgenin topografyasını değiştirdiğini söyledi.

Küçük, “Fırat nehrinin başlangıcı olan Karasu’nun başında siyanür ve birçok kimyasal kullanıldı. Bölge uzun yıllar boyunca kirletildi. Buradaki yıkımın madencilik faaliyeti olmadığını, bunların büyük bir kimyasal işletme olduğunu bildiğimiz için itiraz ediyoruz. İliç gözden uzak kalmış, uzun süredir kimsenin de müdahale etmediği, zaman zaman şahısların dava açtığı ama bütün o davaların reddedildiği bir yer. Buraya kimse sahip çıkmadığı için bir maden kasabası oluşturulmuş. Biz de TMMOB olarak bu büyük yıkıma bir itirazda bulunduk” diye konuştu.

İncelemenin sadece maden içinde mühendislik kriterleri içerisinde yapılmasının doğru olmadığını belirten Küçük, “Topyekûn değerlendirme yapmak için yakın köylerin tamamının da birlikte değerlendirilmesi; oradaki hayvan ölümlerinin, arıların yok olmasının, çeşitli göçlerin neden olduğunun irdelenmesi gerekiyor” dedi.

“İSTEDİĞİMİZ GİBİ BİR BİLİRKİŞİ HEYETİ OLUŞTURULMADI”

Bilirkişi heyetinde sosyolog, biyolog, meteoroloji, harita ve kadastro mühendisinin de olması gerektiğini anlatan TMMOB temsilcisi Küçük, şunları söyledi:

*Bizim istediğimiz gibi bir heyet oluşturulmadı. Köylerin, yaşam alanlarının nasıl terkedildiğinin, nasıl bir sosyolojik değişimin yaşandığının irdelenmesi açısından bir sosyoloğun orada kullanılan kimyasalların doğaya yayılma biçiminin, çeşitli kimyasalların buharlaşma yöntemleri ve kullanılması açısından değerlendirilmesi için bir meteoroloji mühendisinin; biyolojik çeşitliliğin incelenmesi açısından bir biyoloğun, geçmişten bu güne kadar yaşanan ve bundan sonra kapasitenin artırımıyla yaşanacak olan topografik değişimin boyutlarının değerlendirilmesi için de harita ve kadastro mühendisinin bilirkişi olarak istedik. Ama bu kabul edilmedi.

“13 YILDA ŞİRKETİN FAALİYET ALANI 2 BUÇUK KAT ARTTI”

Altın madenindeki kapasite artırımına karşı yıllardır mücadele ederek şirketi mahkemeye veren Sedat Cezayirlioğlu ise SÖZCÜ’ye şunları aktardı:

*Burası yüzde 80’i Amerikalıların, yüzde 20’si de Çalık Grubu’nun olan bir altın madeni. Bu şirket 197 futbol sahası büyüklüğündeki siyanür ve sülfürik asitli atık havuzunu 600 futbol sahası büyüklüğüne çıkarmak istiyor.

*Kapasite artışıyla birlikte Türkiye’deki en büyük altın madeni olan projenin bedeli ise 1 milyon 162 bin 800 TL. ÇED sınırları bin 747 hektardan oluşan madenin 13 yılda faaliyet alanı 2 buçuk kat arttı.

*Madeni işleten şirket toplamda yaklaşık 2 bin 447 futbol sahası büyüklüğü alanda çalışma yapacak.

*Maden sahasının 783,72 hektarı orman, 95,93 hektarı ise mera alanını kapsıyor. Maden sahasının Çöpler ve Sabırlı köylerine uzaklığı ise sadece 250 metre.

“YILDA 11 BİN TON SİYANÜR KULLANACAK”

*Tarım arazilerini kimyasal zehre boğan şirket, sülfürik asit kullanımını yıllık 9 bin tondan 122 bin tona çıkaracak. Siyanür kullanımı ise yıllık 11 bin ton olacak. Madende ayrıca 16 çeşit çok tehlikeli kimyasal daha kullanılıyor.

“DÜNYANIN YENİ ÇERMOBİLİ ERZİNCAN’DA KURULUYOR”

*Halk arasında kezzap olarak bilinen nitrik asit ise bir yıl içinde bin 50 kilogram kullanılacak. ÇED dosyasında yer alan bilgilere göre şirket, 10 adet buharlaştırıcı (evaportörler) inşa edecek. Bu buharlaştırıcılar ile birlikte zehir havuzunda biriken kimyasallar buharlaştırılarak atmosfere salınacak.

*Dünyada ikinci bir örneği yok, burası kaçak nükleer tesisten daha tehlikeli. Dünyanın yeni Çermobil’i Erzincan’da kuruluyor. Tüm Türkiye’de yaşayanlar tehlike altında.