Trabzon’da öğretim görevlisi isyan etti: Tutuklanmaya, ölmeye razıyım

Trabzon Araklı’da HES inşaatı bölgesinde toplanan vatandaşlar ellerindeki pankartlarla protesto gerçekleştirdi. Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yusuf Durmuş, “Buradaki her şeyden ben sorumluyum. Herhangi bir işlem yapılacaksa bana yapılsın. Tutuklanmaya, ölmeye razıyım” diyerek isyan etti.

Trabzon’un Araklı ilçesinde Değirmencik ve Merkezköy sınırları içerisinde bulunan Karadere Çayı üzerinde Ayvadere Regülatörü ve HES projesine başlandı. Bölge halkı, yapımı devam HES’e karşı hukuk mücadelesi başlattı.

Davalar devam ederken, ÇED raporu olumlu olmayan HES inşaatına Trabzon Valiliği tarafından ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verildi ve inşaata devam edildi. İnşaatta atılan dinamitlerin çevredeki evlerde hasar meydana getirdiği ve heyelanlı bölgeleri harekete geçirdiği iddia edildi. Yöre halkı, HES çalışmalarına tepki göstermek amacıyla hazırladıkları pankartlarla HES bölgesinde toplanarak protesto gerçekleştirdi.

“BURADA SUÇ İŞLENİYOR, SUÇU KAMU GÖREVLİLERİ GÖRMEZDEN GELİYOR”

ÇED raporu olmadığı halde inşaatın devam ettiğini ifade eden Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Görevlisi Yusuf Durmuş, şöyle konuştu:

* “Biz elektrik santrallerine karşı değiliz ancak buradaki bir katliamdır. Ben bu projeye aylar önce katliam projesi demiştim. Keşke haklı çıkmasaydım. Deredeki balıkları öldürdüler, yukarıda Yusuf Özcan isimli vatandaşın evinde çatlaklar oluştu. Yani katliam başlamıştır.

* Yine Değirmencik Mahallesi’nin altı heyelan bölgesidir. Orada 7 metre çapında tünel açılmaya başlandığı zaman orada da felaketler olacak. Savcılığa başvuruyoruz, bunları görmezden geliyorlar. Burada suç işleniyor, bu suçu kamu görevlileri görmezden geliyor. 1 mg elektrik için bile ÇED gerekiyor.

* Çevre Bakanlığı bu projeye 2013 yılında ‘uygun değildir’ dedi. ÇED olmadan burada çalışma yapıyorlar. ÇED verilmemiş bir yerde kanunsuz kuralsız çalışmalar devam ediyor. Dünyanın hiçbir yerinde Uganda’da bile bu durum yok.

* Benim harika ülkemde Karadele kanyonunda maalesef bu devam ediyor. ‘ÇED gerekli değildir’ belgesi 2013 yılında alındı. Beş yıl geçerlidir. Oysaki buradaki çalışma 2020 yılında başladı. Bu belge sahtedir.”

“TUTUKLANMAYA RAZIYIM, ÖLMEYE RAZIYIM”

Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin bu projeyi uygun bulmadığını söyleyen Durmuş, sözlerine şöyle devam etti:

* “AFAD 2013 yılında burası için diyor ki; burada ÇED raporu almadan işe başlamayın. Ama ÇED raporu almadan, ‘ÇED gerekli değildir’ belgesi veriliyor. 2018 yılından da bir belgede de izin veriyor diyor. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nde 2019 yılında uygun olmadığı söylüyor.

* Yetkililerden düzgün görevler de yapanlar var. Ancak şu anda düzgün görev yapanlar pasif durumdadır. Maalesef görevini yapmayanların dediği yapılıyor.

* Bu projeyi biz iki kez durdurduk. Çevre Bakanlığı, Araklı Kaymakamlığı’na tünel çapı ile ilgili yazı yazdıktan sonra durdu burası, 14-15 Haziran arasında da ‘patlatma yasaktır’ dendi. Biz başvurana kadar durdurmadılar. Ben devletin yanlış işlerini takip etmek zorunda mıyım?

* Ben üniversitede hocayım, işi gücü bıraktım, devlete ‘yanlışlarını düzelt’ diyorum. Böyle saçmalık olmaz. Kamu görevlileri bunun hesabını verecek.

* Trabzon Valisi, milletvekilleri oy için Araklı’ya geliyorlar. Demiyorlar ki, ‘Burada evi çatlayan bir amca var. Bir geçmiş olsun diyelim ona’ Araklı Belediye Başkanı Recep Çebi de demiyor. Oyunu alıyorlar, çekip gidiyorlar. Vatandaş diyor ki ‘Evim çatladı’. 86 yaşındaki adam yalan mı söylüyor.

* Yakamızdan düşün artık, çekin gidin. Bu yanlış yöneticilerin cezasını biz çekiyoruz. Buradaki her şeyden ben sorumluyum. Herhangi bir işlem yapılacaksa bana yapılsın. Tutuklanmaya razıyım, ölmeye razıyım. Tehdit de aldım, aracılar vasıtasıyla ‘sesini keseriz’ dediler. İnşallah beni öldürürler, ben ölürsem burası durur. Benim ölmem bu dereden daha önemli değildir.”

HES protestosuna katılan CHP Araklı İlçe Başkanı Mecit Solmaz, “Biz oy devşirmeye gelmedik. Araklı’da yapılan yanlışlara ‘dur’ diyebilmek için geldik. Bu dereler özgür akana kadar, Taşönü’ndeki koku gidene kadar biz oy gözetmeksizin orada olacağız” dedi.