Tayfun Kahraman ve Can Atalay’dan haber var: Burada olmak can sıkıcı ama dayanışma güç veriyor
Gezi davasında 18’er yıl hapis cezası alan ve tutuklanan Tayfun Kahraman ve Can Atalay, cezaevinde yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı. Silivri’de …
Gezi davasında 18’er yıl hapis cezası alan ve tutuklanan Tayfun Kahraman ve Can Atalay, cezaevinde yaşadıklarını SÖZCÜ’ye anlattı. Silivri’de kaldıkları koğuşu, gün içinde yaptıklarını, beklentilerini avukatlar aracılığıyla aktardılar. Kahraman ve Atalay, “Burada olmak can sıkıcı ama dayanışma güç veriyor” dediler.
Gezi davasında Osman Kavala hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Mücella Yapıcı, Can Atalay, Tayfun Kahraman, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden ve Yiğit Ali Ekmekçi hakkında 18’er yıl hapis cezaları verilmişti.
Davada Osman Kavala zaten tutuklu bulunuyordu, diğer 7 isim de kararın ardından cezaevlerine konuldu. Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku ve Mine Özerden, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ne, diğerleri Silivri’ye götürüldü.
Silivri’de Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Ali Hakan Altınay aynı koğuşta kalıyor. Avukatlardan edindiğimiz bilgiye göre moralleri gayet yüksek. Atalay, Kahraman ve Altınay’ın koğuşları değişmeyecek, tutukluluk boyunca bu koğuşta kalacaklar.
Tutuklu sanıkların haftada bir kapalı, ayda bir açık görüş hakları var. Atalay, Kahraman ve Altınay, dün ilk kez aileleriyle görüşebildiler.
NASIL BİR YERDE KALIYORLAR?
Günlerini şimdilik ağırlıklı olarak temizlik yaparak geçiriyorlar. Televizyonları da iki gün önce gelmiş ve artık gelişmeleri daha iyi takip edebiliyorlar. Avukatların aktardığına göre dışarıda olan bitenleri görmek de onlara güç veriyor.
Atalay, Kahraman ve Altınay’ın kaldığı koğuşta bir ortak alan, asma katta da yataklar var. Büyük ölçüde zamanlarını ortak alanda geçiriyorlar. Yine avukatların söylediğine göre temizlik malzemeleri geldikten sonra üç gün boyunca temizlik yaptılar, kendilerinin deyimiyle, ayakkabılar dışarıya konacak şekilde temizlemek istiyorlar.
HAVALANDIRMADA TOP OYNUYORLAR
Aynı koğuşta kalan üçlü bir de futbol topu bulmuşlar. Havalandırmaya çıkarak sürekli top oynuyorlar. Avukatlara ‘10 yıl sonunda top da oynadık’ demişler. Kitaplar da yeni yeni getirilmeye başlandı.
Avukat Deniz Özen üzerinden SÖZCÜ olarak kızı Vera ile karar sonrası sarılma görüntüleri yankı uyandıran Tayfun Kahraman ve mağdurların sesi ünlü hak savunucusu Can Atalay’a sorularımızı ilettik.
ERDOĞAN’IN 9 YILLIK ISRARIYLA…
Atalay ve Kahraman, davadaki karara dair ortak olarak şunu söylediler:
“Türkiye’de hukukun, daha doğrusu hukuksuzluğun ne düzeye geldiğinin nişanesidir. Defalarca verilen, verilmek zorunda kalınan beraat ve takipsizlik kararlarına rağmen Recep Tayyip Erdoğan’ın 9 yıllık ısrarıyla ancak 9 yılın sonunda hakkımızda mahkumiyet kararı verildi.
Tutuklanmamız ise atanamamış AKP milletvekilinin marifeti diye özetlenebilir. Ne diyelim adalet ve demokrasi için mücadele edecek ve kazanacağız.”
TEMİZLİK, BULAŞIK VE GÖRÜŞ
Kahraman ve Atalay, günlerinin temizlik yapmak, bulaşık yıkamak ve görüş yapmakla geçtiğini özellikle vurgularken, içerideki hissiyata dair “Burada olmak can sıkıcı. Ama üçümüzün dayanışma içerisinde oluşu güçlülük hissi veriyor” dedi.
İLK GECE BURAYA ÇOK KALABALIK BİR KONVOYLA GETİRİLDİK
Kahraman ve Atalay, dışarıdaki destek mesajlarından oldukça memnun. Atalay, getirilirken yaşadığı bir olayı şöyle anlattı: “İlk gece buraya çok kalabalık bir konvoyla getirildik. Yol üstünde belli aralıklarla cop ve kalkanlı kolluk birimlerini gördük. Bizi getiren polislerin hiç susmayan telefonlarında kalabalığın toplanma kaygısını işitmek ilginçti.”
İkili, son olarak sürecin nasıl işleyeceği, beklentilerinin ne olduğu sorusuna ise şu cevabı verdi: Her türlü ihtimale hazırlıklıyız.
SAVUNMASINDA NE DEMİŞTİ?
Tayfun Kahraman, karar duruşmasında Gezi’nin dış güçlerle açıklanamayacağını, anti-emperyalist bir hareket olduğunu söylemişti:
“İddianamenin ne kadar ciddiyetsiz olduğunu, Gezi’de nasıl davrandığımızı anlatmaya çalışmıştım. Şimdi tamamen yorum üzerine kurulmuş iddialarla karşı karşıyayız. Ama Gezi’yi anlatmıyor. Gezi anti-emperyalisttir, dış güçlerle açıklanamaz. Gezi, Taksim Dayanışması ile aynı değildir. Dur deyince duran, git deyince giden bir şey değildir. Fon ile başka finans kuruluşuyla bağlantısı yoktur. Dayak yiyerek darbe olmaz. Dayak yediğimiz için darbe yapmakla yargılanıyoruz.”
Kahraman’ın karar öncesinde son sözleri ise şöyleydi:
“Sözün bittiği yerdeyiz. Olmayan suç üzerine yargılanıyoruz. Meslek insanları olarak verdiğimiz mücadele, Gezi bitmedi aslında başarıyla sonuçlandı. Gezi hala İstanbulluların hizmetinde, Taksim’de yerini koruyor. Belki de İstanbul’da elde ettiğimiz tek kazanım budur. Savunma hakkımızı bile kullanamadığımız bir sürecin içinden geçtik. Biz aslında muhalif olmaktan dolayı yargılanıyoruz. Asıl yargılanma nedenimiz siyasal iktidara muhalif olmaktır. Yasal olarak ortada suç unsuru olmadığını bizler beyanlarımızda açık şekilde ortaya koyduk.”