Sosyal konut projesi fiyatlara derman olur mu, zam olarak geri mi döner?
500 bin konut, 250 bin arsa ve 50 bin iş yerinden oluşacak sosyal konut projesinin başvuruları bugün itibarıyla başladı. Ancak projenin …
500 bin konut, 250 bin arsa ve 50 bin iş yerinden oluşacak sosyal konut projesinin başvuruları bugün itibarıyla başladı. Ancak projenin finansmanının 2023 bütçesine yansıtılarak vatandaşa yeni bir vergi zammı olarak dönmesi ihtimali üzerinde duruluyor. Projedeki soru işaretlerini konunun uzmanları anlattı.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın dün Beştepe’de detaylarını duyurduğu sosyal konut projesinin başvuruları bugün itibarıyla başladı.
Başvuruların ekim sonuna kadar süreceği, inşaatların ise yılbaşında başlayacağı projede, gerek konut fiyatları gerekse arsa fiyatları ve bunların aylık ödemeleri, piyasa fiyatlarının oldukça altında olmasıyla dikkat çekiyor.
Merkez Bankası verilerine göre, ülke genelindeki satılık evlerin ortalama fiyatı haziran itibarıyla 1,3 milyon TL’yi aşmış durumda. Ancak söz konusu projede, konutların maliyeti üzerinden yüzde 40 indirimle satılacak 2+1 evlerin fiyatı 608 bin TL, 3+1 dairelerin fiyatı ise 851 bin TL olacak.
Bu kez talebi değil, arzı artıracak bir proje sunulduğu için piyasadaki fiyatları dengeleyebileceği belirtiliyor.
Ancak uzmanların ilk dikkat çektiği konulardan biri, bu projenin finansmanının nasıl sağlanacağı; 2023 bütçesinden sağlanacaksa bunun vatandaşa geri dönüşünün nasıl olacağı… Bir diğer soru işareti de, yılda ortalama 500-600 bin konut üretilen Türkiye’de, 250 bin konutun inşaatına bir anda nasıl başlanacağı konusu.
VATANDAŞA VERGİ ZAMLARI OLARAK DÖNEBİLİR
Vatandaşın vereceği peşinatların ve ödeyeceği aylık 2 bin 280 TL ila 3 bin 187 TL’lik taksitlerin inşaatların finansmanını sağlamaya yetmeyeceği, bunun 2023 bütçesine yansıtılarak vatandaşa yeni bir vergi zammı olarak dönmesi ihtimali üzerinde duruluyor.
Sosyal konut projesinin ilk olarak 362 milyar TL’lik yatırımla hayata geçirileceği belirtilmiş; dünkü son açıklamada ise projenin yaklaşık 900 milyar TL’lik yatırım değerine sahip olduğu belirtilmişti.
Sozcu.com.tr’ye konuşan bir gayrimenkul değerleme uzmanı, “Yatırım değerine ilişkin verilen rakamlar farklılık gösterdi. Son açıklanan 900 milyar TL üzerinden ele alırsak, ilk etaptaki 250 bin konut için 20 milyar dolarlık finansman gerekecek. Bildiğimiz kadarıyla bu yılki bütçede bu kaynak yok” dedi ve “Ödenecek peşinatlar ve aylık taksitlerle de bu binalar yapılamaz. Demek ki kamu bütçesinden finanse edilecek” diye konuştu.
Bu finansmanın nasıl sağlanacağını soran gayrimenkul değerleme uzmanı, “Vergiler kanalıyla mı? O zaman bunun topluma geri dönüşü olacaktır. Ancak, üst gelir ve servet sahibi insanlardan vergi kanalıyla alınıp, düşük gelirli kesimler için finansman sağlanırsa da bunu da pozitif bulurum” ifadelerine yer verdi.
‘İNŞAAT MALZEMESİ FİYATLARINI ETKİLER’ ENDİŞESİ
Müteahhitlerin dikkat çektiği soru işaretlerinden biri ise, 250 bin konuta bir anda nasıl başlanacağı…
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yılbaşında inşaatına başlanacak projede ilk etap konutlarını 2 yılda bitirmeyi hedeflediklerini söylemişti.
“Türkiye’de yıllık 500 bin konut üretiliyor. Bir anda 250 bin konutun inşaatına başlanamaz. Çünkü bu bir kapasite meselesi” diyen bir müteahhit, sozcu.com.tr’ye yaptığı açıklamada şöyle dedi:
“Bunun hafriyatını yapacak, o kadar temel kazacak kamyon ve o kadar inşaat malzemesi bulamazsınız. Bu kez inşaat maliyetlerine ciddi bir talep yaratacağınız için malzeme fiyatları da katlanır.”
‘TOKİ ZATEN YAPIYORDU’
Sozcu.com.tr’ye konuşan bir başka gayrimenkul değerleme uzmanı ise, ocak ayından itibaren her ay 10 bin binanın inşaatına başlanacağını tahmin ettiğini belirtti ve şöyle devam etti:
“İnşaatın aylara yayılacağını düşünüyorum. Muhtemelen bir yılda 120 bin binanın, iki yılda ise 250 bin binanın inşaatı başlamış olur. 48 ayda teslim edilir.
O yüzden 250 bin konuta ocak ayında başlanacak, iki yıl sonra ocak ayında teslim edilecek gibi düşünmemek lazım.
TOKİ zaten normal performansında ayda 5 bin konut yapıyordu. Bir yılda inşa ettiği bina sayısı 50-60 bini buluyordu. Bu, iki katına çıkmış olacak. Ayda 10 bin, yılda 120 bin konut inşa etmiş olacak.”
YOKSULLUK SINIRININ ALTINDA YAŞAYANLAR BAŞVURABİLİYOR
Projede dikkat çeken noktalardan biri de, başvurabilmek için en fazla 18 bin TL aylık gelire sahip olunmasının istenmesi.
Kampanyaya İstanbul’da hane geliri 18 bin liranın, diğer illerde 16 bin liranın altında olan vatandaşlar başvurabilecek.
Türk-İş’in son açıkladığı verilere göre ise, yoksulluk sınırı 22 bin 442 TL’ye yükselmişti.
Bu da, yoksulluk sınırının altında yaşayan ailelerin, mevcut kira, barınma bedellerine aylık 2-3 bin TL daha eklenmesi demek. Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan bu aileleri, piyasanın çok altında olan bu aylık taksitlerin dahi zorlayabileceği belirtiliyor.
‘FİYATLARA DENGE GETİRİR’
Peki söz konusu proje, TCMB verilerine göre son bir yılda yüzde 160,6 artan konut fiyatlarını nasıl etkiler?
Sozcu.com.tr’ye konuşan Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Celal Erdoğdu, projenin, konut ve kira bedellerinin ciddi artmasının nedenlerinden biri olan arz sorunu açısından faydalı olacağını söyledi.
Erdoğdu, “Projenin piyasa fiyatlarına çok etkisi olmayacaktır ama arz tarafındaki sıkıntıya destek olacağı için fiyatlara da denge getirir. En azından hızlı bir artışın önüne geçer” değerlendirmesinde bulundu.
‘PİYASADAKİ SIKIŞIKLIĞI ÇÖZEBİLECEK BİR PROJE’
Sozcu.com.tr’ye konuşan İstanbul Emlak Komisyoncuları Odası Başkanı Nizamettin Aşa ise, sosyal konut projesinin piyasadaki sıkışıklığı ve arz yokluğunu azaltmak için kendilerinin sunduğu bir çözüm önerisi olduğunu; bu yüzden de açıklanmasından memnuniyet duyduklarını dile getirdi.
Aşa, “Talebi bir müddet azaltıp, arzı artıracak olması olumlu bir gelişme. İlk etapta 250 bin konuttan bahsediliyor. Bu kadar talebin beklemeye geçmesinin fiyatlar üzerinde de olumlu yansımaları olacaktır” değerlendirmesini yaptı.