Mürvet’in yürek burkan hikayesi: Başlık parasından ‘töre’ cinayetine…

Diyarbakır’ın Ergani ilçesinde, amcasının oğlu ile zorla evlendirilmek istenmesine karşı çıkan Mürvet Acar, babasının azmettirmesiyle kardeşi tarafından öldürüldü. Olaya kaza süsü veren baba ve oğlu, 10 yıl sonra yakalanıp yargılandı. Cinayetin altından ‘başlık parası’ çıktı…

Diyarbakır’da düğünlerde sarkıcılık yapan ‘Şıvanê Amedê’ takma isimli Mehmet Kardaş, 10 yıl önce Ergani’nin Kavaklı köyünde yaşayan Mürvet Acar’la bir düğünde tanışıp birlikte oldu.

Durumu öğrenen aile Kardaş’a kızlarıyla evlenmesi için haber yolladı. Ancak bu evlilik karşılığında Mürvet Acar’ın babası 14 bin lira başlık parası, 6 bilezik, altın Trabzon seti, Diyarbakır’da bir ev ve çeyiz seti istedi.

Kardaş, maddi imkânsızlık nedeniyle bu istekleri karşılayamadı ve öldürüleceğinden korkup ilçeyi terk etti. Bunun üzerine baba Nezir Acar kızını Kardaş’la evlendirmekten vazgeçip kendi yeğeniyle evlendirmek istedi.

Mürvet ise amcasının oğluyla evlenmek istemeyince kardeşi tarafından tarlada kaza süsü verilerek öldürüldü. Cinayetten sonra firarda olan baba Nezir Acar ile oğlu Lütfi Acar bir türlü yakalamadı.

10 yıl sonra jandarma tarafından yakalanan baba adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı, oğlu Lütfi Acar tutuklandı. Töre cinayetiyle ilgili dava Temmuz ayında Ağır Ceza Mahkemesi’nde karara bağlandı.

Mehmet Kardaş

KAZA OLDU BEN AZMETTİRMEDİM

Baba ifadesinde “Olay günü Siverek’te hayvan pazarındaydım. Telefon sinyallerinden bellidir. Beni muhtar arayıp kızımın intihar ettiğini söyledi. Köye gittiğimde herkes toplanmıştı. Çocuklarım ortada kalır diye 10 yıl saklandım. Oğlumu azmettirmedim. Kızımı Mehmet Kardaş isteyince verdim. Nişan takmamış, henüz sözlüydüler. Haber gönderdim, ‘gelin isteyin’ dedim, sonra bu kaza oldu” dedi.

Abla katili Lütfi Acar da ablasıyla domates tarlasına yürürken tüfeğin aniden ateş aldığını belirterek, “Yılan olabilir diye yanıma tüfeğimi almıştım. Ablam önümde yürüyordu. Tüfek birden patladı, ablama isabet etti. Ablamın evlilik planları ve onunla evlenmek isteyen kişiyle ilgili hiçbir şey hatırlamıyorum. Olaydan sonra jandarmaya teslim oldum. Serbest bırakıldım, hakkımda tekrar yakalama kararı çıkarılınca kaçtım. ATK raporunu kabul etmiyorum. Tüfek bir kez ateş aldı” dedi.

“BAŞLIK PARASI İSTEDİLER SONRA AMCAOĞLUNA VERDİLER”

Mürvet’le evlilik hazırlığı yapan Mehmet Kardaş ise tanık olarak ifadesinde, “Düğünlerde müzisyenlik yapıyorum. Mürvet’le düğünde tanışmıştık. Evlenmeye karar verdik. Babası beni aradı ‘Bu kızı gelip isteyin’ dedi. Bende yakınlarımı gönderdim. Babası kızla evlenmem karşılığında 14 bin lira başlık parası istedi. Sonra Mürvet’i amcasının oğluyla evlendirmek istedikleri için benimle evlenmesine izin vermediler. Mürvet amcasının oğluyla evlenmek istemeyip benimle evlenmek istediği için öldürüldü” dedi.

Yakınları olayın bir cinayet değil kaza olduğunu ispatlamak için taziye kurmuştu.

MÜRVET ŞİDDET GÖRDÜĞÜNÜ JANDARMAYA BİLDİRMİŞ

Mahkeme, Mehmet Kardaş’ın “Şıvanê Amedê” takma adıyla düğünlerde mahalli sanatçılık yaptığını, Mürvet ile tanışıp evlilik hazırlıkları yaparken babası Nezir’in onu amcasının oğlu ile evlendirmek istediği ve Mürvet’e şiddet uyguladığı için jandarmaya şikâyet başvuruları olduğunu belirtti.

Sanık babanın jandarma tarafından gözaltına alınması üzerine Mürvet’in şiddet görmesi nedeniyle onun kız kardeşi olan ve kendisine çok benzeyen Zeyni’yi jandarmaya Mürvet olarak tanıttığı ve onun kimliğiyle işlem yaparak kendisi hakkında şikâyetçi olmasına engel olduğu, bu durumun tespit edilerek baba hakkında evrakta sahtecilikten işlem yapıldığını kaydetti.

“NAMUSUNUN KİRLENDİĞİNİ DÜŞÜNEREK OĞLUNA ÖLDÜRTTÜ”

Otopsi raporunda Mürvet’in kızlık zarının yırtık olması ve ailesinin bu durumu öğrenmiş olması nedeniyle kızı Mehmet Kardaş’a vermeyi kabul ettiklerini belirten mahkeme, babanın 14 bin lira başlık, 6 bilezik, altın Trabzon seti, Diyarbakır’da bir ev ve çeyiz seti istediğini, Kardaş’ın bu istekleri yerine getiremediği ve öldürüleceğinden korkup ilçeyi terk ettiğini ifade etti.

Köyde Mürvet’in bir erkekle ilişkisi olduğu yönünde dedikoduların yayılması üzerine baba Nezir’in namusunun kirlendiğini düşünerek oğlu Lütfi’nin yaşının küçük olmasından istifade ederek cinayete azmettirdiğini kaydetti.

KAZA DEDİLER AMA ATK RAPORUNDA İKİ GİRİŞ VAR

Mahkeme, sanık Lütfi’nin tarlada ablasını göğsünden iki kez ateş ederek vurduğunu, boş kovanın birini olay yerinde bırakıp diğerini yanına alarak olaya tek atışlık kaza süsü vermeye çalıştığını, ancak Adli Tıp Kurumu raporuna göre Mürvet’in vücudunda iki mermi girişi olduğunun tespit edildiğini vurguladı.

Sanık baba Nezir’in, Mehmet Kardaş’la kızının cinsel ilişkiye girip bekâretini kaybettiği için bu evliliğe rıza gösterdiği, ancak parasal konularda anlaşmazlık çıkınca da namusunun lekelendiği gerekçesiyle kızını oğluna öldürttüğü ifade edildi.

Mahkeme, cinayetin töre saikiyle baba Nezir’in azmettirmesi, oğlu Lütfi’nin de ablasını vurması nedeniyle her ikisinin de ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmalarına karar verdi.

10 YIL BOYUNCA KAÇTILAR

Mahkeme, sanıkların 10 yıl boyunca kaçmış olmaları nedeniyle haklarında iyi hal indirimi uygulanmasına yer olmadığına karar verirken, sanık Lütfi’nin cinayet tarihinde kemik yaşının 12-15 grubunda olması nedeniyle cezası 13 yıla indirilerek tutukluluk halinin devamına karar verildi. Tutuksuz baba hakkında ise yakalama kararı çıkarıldı.