Murat Şamil Şen: Gençlerbirliği dilenci mi, tahsilatçı mı?
Murat Şamil Şen, TSYD Ankara Şubesi’nde düzenlediği basın toplantısında, istikrarı sağlama adına Gençlerbirliği yönetimine talip olduklarını söyledi.
Kulübün yeniden büyük Gençlerbirliği konumuna gelmesini sağlamayı hedeflediklerini dile getiren Şen, “Gençlerbirliği 4. büyüktür. 14 yaşından beri arkadaşlarımla maçlarına giderim. Gençlerbirliği bir kültürdür. Geçen sene İstanbul’daki maçların hepsine gittik. Bu sene de çoğuna geliyoruz. Gerekli desteği veriyoruz” dedi.
“Haydi gençler tribünü” tekrar ortaya çıkmadan Gençlerbirliği’nde bir şeyin değişeceğine inanmadığını vurgulayan Şen, “Birlik olmadan hiçbir şey olmaz” ifadesini kullandı.
“Adımızı bile öğrenmeden değerlendirmelerde bulunanlar var. Benim tanıtıma ihtiyacım olsa buraya mı gelirim” diyen Şen, şöyle devam etti:
“Bunu yapan bir kişi, şu andaki yönetimde olan ve ben o kişiyle kongrede birebir düello yapacağım. Sen zaten 450 milyon batırmışsın. Kaç yönetim değişti 2 senede. 7-8 tane ve hepsinde varsın. 450 milyon cesetse sen bu işte katilsin. Katillerden birisin. Hala tutunmaya çalışıyorsun. Biz sizin cesedinizi kaldırmaya geliyoruz. Niyazi (Akdaş) başkan parasını verdi, ilkeli davrandı, ‘Başaramadım.’ dedi, çekildi. Siz niye hala duruyorsunuz? Gençlerbirliği için çıkan herkese bir merhaba demeniz lazım.”
“GENÇLERBİRLİĞİ DİLENCİ Mİ, TAHSİLATÇI MI?”
Adaylık açıklaması öncesi bütçe ve plan yaptıklarını anlatan Şan, “Bütçesiz plansız iş olmaz. 450 milyonu ben ve arkadaşlarım mı batırdık? Duyduk, merak etmeyin. ‘Biz sizi kurtarırız’ dedik. Dikkat edelim, Gençlerbirliği’ni demiyorum, haddimiz değil, onları kurtaracağız biz. İddia mı istiyorsunuz, iddiamız budur” değerlendirmesinde bulundu.
“Yöneticiyiz biz, hem de bizim olmayan parayı yönetiyoruz. Yatmışsınız 2 sene, para ver; koskoca Gençlerbirliği dilenci mi, tahsilatçı mı?” diye soran Şen, sözlerini şöyle tamamladı:
“Futbolu yönetmeye talip değiliz biz. O antrenörün, sportif direktörün işi. Ancak biz onlara hesap sorarız. Biz Gençlerbirliği Spor Kulübünü ve markasını yönetmeye geliyoruz. Futbol takımını bir şirket gibi düşünüyoruz. Onu da ikiye bölüyoruz; alt yapı bir şirket, A takımımız bir şirket. Futbolu yöneten profesyonel ekibimize kimse karışamayacak. Biz operasyonlara dahil olmayacağız. Soyunma odasına da antrenman sahasına da girmeyeceğiz.”