Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4810

EURO

36,4043

ALTIN

2.960,81

BIST

9.367,77

Muharrem İnce: Siyasetçi olmayın devlet adamı olun

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Türkiye’nin karşı çıkması için “Destekliyoruz Türkiye Hükümetinin tavrını” diyen Memleket Partisi Genel …

Muharrem İnce: Siyasetçi olmayın devlet adamı olun

İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Türkiye’nin karşı çıkması için “Destekliyoruz Türkiye Hükümetinin tavrını” diyen Memleket Partisi Genel Başkanı İnce, “Ama seçim yaklaştı, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini üç beş kuruş seçim öncesinde para almak için yapıyorsanız iki elimiz yakanızdadır. Türkiye’nin onurunu kırdırmayın. Türkiye’nin onurunu zedelemeyin. Bırakın seçim kaybedilirse kaybedilsin. Bırakın ekonomiyi çözeriz bir şekilde. Ama PKK, PYD meselesini çözün, gaz meselesini çözün, AB meselesini çözün. Bu seferlik siyasetçi olmayın devlet adamı olun diyorum” ifadelerini kullandı.

Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, Giresun Aksu Şenliklerine katıldı, vatandaşlarla birlikte Aksu Deresine taş attı, yöreye özgü sac ayağından geçti. İnce, Giresun Sanayii Sitesinde Ahmet Yesevi Camii’nde esnafla kılınan Cuma Namazı sonrasında bir çay ocağında oturarak sanayii esnafının sorunlarını dinledi. Giresun’da vatandaşları selamlayan ve esnaf ziyareti yapan İnce, Bulancak İlçe Başkanlığını hizmete açtı.

Ziyaretlerinin ardından açıklamalarda bulunan İnce, Hazine ve Maliye Bakanını Nureddin Nebati’yi eleştirerek, “Türkiye’de akıl sorunu var, enflasyonu gözleriyle, gönlüyle açıklayan, illa bir organıyla açıklayan bir Maliye Bakanı var” dedi.

“GİRESUNLULARI UYARIYORUM”

İnce’nin açıklamaları şöyle:

“Birincisi Adana’da gördüğüm bir şey var oradan başlamak istiyorum. Adana’da dilimle karpuz gördüm. Dilimle karpuz satıyorlardı. Onun için Giresunluları uyarayım. Bu gidiş gidiş değil. Bunun sonu avuçla fındığa gider. Giresun deyince fındık akla gelir. Adana deyince de karpuz akla gelir, portakal akla gelir. Adana’da dilimle karpuz gördüysem böyle giderse avuçla fındığı da Giresun’da görürüz. Türkiye üretmeyen bir ülke oldu artık.”

“ALAMADAĞINIZ ET ÖDEYEMEDİĞİNİZ FATURA BANKALARDA”

“Türkiye’nin 3A sorunu var. Birincisi akıl sorunu var, gerçekliğini yitirmiş bir iktidar. Akıldan bilimden uzak. Enflasyonu gözleriyle açıklayan, gönlüyle açıklayan, illa bir organla açıklayan bir Maliye Bakanı var. Beyinle açıklayamıyor, aklı yitirmiş. Öyle anlatıyorlar ki, Türkiye’nin her yanı sanki New York. Bir hayal aleminde geziyorlar. Yalan söylüyorlar. Bütün sektörler çöktü. Tarım çöktü, hayvancılık çöktü, turizm çöktü. Ama bunların içinde sadece ve sadece bankalar kar etti. 2022’nin ilk üç ayıyla, 2021’in ilk üç ayını kıyasladığımızda bankalar geçen yılın ilk üç ayına göre yüzde 285 büyüdü. Yılda yüzde 6100 büyüyen banka var. Yani yurttaşlarımıza şunu söylüyorum. Ödeyemediğiniz doğal gaz faturası, dolduramadığınız benzin deposu, alamadığınız et, çocuğunuza alamadığınız süt, bütün bunların parası bankalardadır. Erdoğan sizin cebinizden paraları aldı bankalara verdi. Merkez Bankası’nda yüzde 14 faiz. 19’dan 14’e düşürdü. Bankalar Merkez Bankası’ndan yüzde 14 ile aldı, 24’le size sattı. Sizin cebinizdeki para bu. Türkiye’nin en büyük faizcisi Erdoğan’dır. Nas falan dediğine bakmayın. Bu milleti kandırıyor. Bu milleti işletmek istiyor.”

“ADALETSİZLİK HER YERDE”

“İkinci problem adalet problemidir. Akıldan sonra adalet problemi vardır Türkiye’de. Her yerde adaletsizlik var sadece mahkemelerde değil. Medyada adaletsizlik var. Dün bir restoranda üye katılım töreni yapıyoruz. Arkaya yazmışlar “Gençlik ve Spor Bayramı” diye. İl binasında Atatürk’ün adını yazmamışlar diyor, tepki çekti diyor. Yahu il binasında değil restorandayız. Medya adaletsiz. İktidar medyası olduğu kadar muhalefet medyası da var. Onlarda korkuyor bizi göstermekten. Allah’tan yerel medya var. Onlara teşekkür ediyorum. Sesimizi yerel medya sayesinde duyurabiliyoruz. Korkunç bir adaletsizlik her yerde. Hakimler savcılar bile mahkemelere güvenmiyor.”

“ASIL ŞÜKÜRSÜZ KENDİLERİ”

“Üçüncüsü de ahlak problemi var Türkiye’de ahlak. Millet bayat ekmek kuyruğundayken üç beş yerden maaş alan utanmazlar var. Bu düzeni değiştireceğiz hep birlikte. Kokmuş artık Türkiye’de her şey. Tuz kokmuş. Şükredin diyor Cumhurbaşkanı, bir hafta sonra cumada Diyanet İşleri Başkanı şükür konusunu işliyor, talimat kabul ediyor. Asıl şükürsüz kendileri. Milletvekili lojmanlarını beğenmedi, kendine saray yaptırdı. Sarayı geçtim, birde yazlığını yaptırdı. O yetmedi bir de Ahlat’a yaptırdı. O yetmedi Dolmabahçe’yi aldı, Vahdettin Köşkü’nü aldı. O yetmedi şimdi bakanlara da yaptırıyor. Asıl şükürsüz kendileri.”

“SIĞINMACILARI GÖNDERECEĞİZ”

Türkiye’nin ekonomisini şükredin diyerek, Suriyelileri hicretle özdeşleştirerek, dini duygular üzerinden sömürü yaparak çözmek mümkün değildir. Türkiye’de ki sığınmacıları göndereceğiz. Başka yolu yok, göndereceğiz. 2050 yılında 35 milyon sığınmacı istemiyoruz. Memleketimiz için beka meselesidir bu. Büyük problemdir. Biz Memleket Partisi olarak kafamız karışık değildir, nettir. Günün koşullarına göre politika belirlemiyoruz.”

“SİYASETÇİ OLMAYIN DEVLET ADAMI OLUN”

“Bir konu daha var gündemde İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine Türkiye’nin karşı çıkması. Destekliyoruz Türkiye Hükümeti’nin tavrını. Ama uyarıyorum. ABD’nin PYD’ye verdiği silahları geri alsın diyorsanız destekliyoruz. Kuzey Kıbrıs ile Kıbrıs Rum Yönetimi, gaz ve enerji anlaşmalarında eşit hakka sahip olsun diyorsanız destekliyoruz. Mısır ve İsrail’in gazını Anadolu’dan geçirmek istiyorsanız destekliyoruz. İsveç’in PKK’ya yardımını engellemek istiyorsanız destekliyoruz. Türkiye’nin AB müzakerelerini hızlandırmak istiyorsanız destekliyoruz. Ama seçim yaklaştı, İsveç’in ve Finlandiya’nın NATO üyeliğini üç beş kuruş seçim öncesinde para almak için yapıyorsanız iki elimiz yakanızdadır. Türkiye’nin onurunu kırdırmayın. Türkiye’nin onurunu zedelemeyin. Bırakın seçim kaybedilirse kaybedilsin. Bırakın ekonomiyi çözeriz bir şekilde. Ama PKK, PYD meselesini çözün, gaz meselesini çözün, AB meselesini çözün. Bu seferlik siyasetçi olmayın devlet adamı olun diyorum.”

“BİZ İKTİDARIMIZDA ÜRÜNLERİMİZİ MARKALAŞTIRACAĞIZ”

“Bizim iktidarımızda zeytinyağını fıçıyla satmayacağız, markalaştırıp satacağız. Bizim iktidarımızda tonlarla fındığı satmayacağız, markalaştıracağız onu. Bizim olduğunu herkes bilecek. Ben Avusturya’da bir restoranda zeytinyağımız çok güzeldir dediler, ya sen git bunu Avusturyalılara anlat ben Türk’üm dedim. Ben Türk’üm, bizden alıyorsunuz, şişeleyip satıyorsunuz dedim. Domatesi satmayacağız örneğin. Kurutulmuş domates satacağız, salça satacağız. Fındığı böyle kamyonlara doldurup satmayacağız. Mutlaka onu markalaştıracağız. Dünyada 100 ürün arasında bir tek Türk markası yok. Ama fındığa o marka yakışır, çünkü tekel bizde, patron biziz dünyada. Patron bizsek, tekel bizsek bunu markalaştırabiliriz. Yolumuz bu olacak.”