Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak, faiz kararı beklentisi ne?
Enflasyonun Nisan ayında yüzde 70’e yaklaşmasına ve gelecek aylarda yükselişini sürdürmesinin beklenmesine rağmen Merkez Bankası’nın (TCMB …
Enflasyonun Nisan ayında yüzde 70’e yaklaşmasına ve gelecek aylarda yükselişini sürdürmesinin beklenmesine rağmen Merkez Bankası’nın (TCMB) gelecek haftaki toplantısında politika faizini yüzde 14 seviyesinde sabit bırakması bekleniyor. Merkez Bankası faiz toplantısı 26 Mayıs tarihinde yapılacak, aynı gün faiz kararı da açıklanacak.
Gözler Mayıs ayı faiz kararı için Merkez Bankası’na çevrildi. Nisan ayında enflasyonun yüzde 70’e dayanmasına ve gelecek aylarda yükselişini sürdürmesinin beklenmesine rağmen Merkez Bankası faiz kararı %14 seviyesinde sabit tutması yönünde olması bekleniyor.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?
Merkez Bankası faiz kararı 26 Mayıs Perşembe günü saat 14:00’da açıklanacak.
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI BEKLENTİSİ NE?
Reuters anketine katılan 15 ekonomistin tamamı Mayıs ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında faizlerin sabit bırakılacağı görüşünde.
Yılsonu için tahmin veren toplam 8 katılımcıdan 2’si TCMB’nin yıl bitmeden faiz artırmak zorunda kalacağını öngörüyor. Ankete katılan ekonomistlerden biri politika faizinin yıl sonunda %15’e yükseleceğini tahmin ederken diğer bir katılımcı ise %20 seviyesine artttırılacağını öngördü. Ekonomistlerin beklentileri 20 yılın en yüksek seviyesine ulaşan enflasyonda zirvenin henüz görülmediği ve birkaç ay daha yükselişin sürebileceğini gösteriyor fakat anketteki katılımcıların çoğu Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üretim ve ihracatı önceleyen ekonomi programı çerçevesinde düşük faiz kararlılığı nedeniyle faiz tepkisi verilmeyeceği beklentisini koruyor. TCMB, faizin enflasyona sebep olduğu görüşünü savunan Erdoğan’ın talepleri doğrultusunda geçen yılın sonunda politika faizini kademeli olarak 500 baz puan indirerek %14’e çekmişti. Gevşeme döngüsü geçen sene kur krizine sebep olarak dolaylı yoldan enflasyonun sert yükselmesine sebep olurken, Şubat ayında Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından artan küresel enerji maliyetleri ise fiyat artışlarını daha da körüklemişti. TCMB ise enflasyondaki yükselişe rağmen son dört toplantısında politika faizini değiştirmedi. Banka daha sonra faiz değişikliği yapabileceğine dair de sinyal vermedi. Bazı ekonomistler ise TCMB’nin kararlarının öngörülemezliği sebebiyle son aylardaki anketlere katılmamayı seçiyor. Geçen yıl gevşeme döngüsünün tetiklediği kur krizi TL’nin 2021’de dolar karşısındaki kayıplarını %44 seviyesine taşımış, bu da artan ithalat fiyatları sebebiyle enflasyonu körüklemişti. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı sebebiyle uzun süre dar bantta işlem gören TL, finansal piyasalardaki küresel gelişmelerin de öncülüğünde, dolar karşısında bu yıl yaklaşık %18 değer kaybetti.
S&P’DEN ENFLASYON VE FAİZ UYARISI
S&P Global Ratings, Türk bankacılık sektörünün kârlılığının yükselen enflasyon ve negatif reel faizden dolayı baskılanacağını söyledi.
Kurumun Türkiye’de bankacılık sektörü ile ilgili yayımladığı raporda, bankaların TÜFE’ye endeksli tahvil getirilerinden fayda sağlayacağına dikkat çekildi ve şu ifadelere yer verildi:
“Yükselen enflasyonun bankaların 2022 gelirleri açısından olumlu etkisi olacak… Ancak, bu etki artan provizyon ihtiyaçları ve negatif reel faizden dolayı dengelenecek ve reel anlamda kârlılığı zayıflatacak.”
TÜKETİM TALEBİNDE AZALMA BEKLENTİSİ
Negatif faiz oranları nedeniyle bankaların kredi iştahının artmasının beklendiğinin belirtildiği raporda, yüksek enflasyon nedeniyle tüketim talebinin ise azalmasının beklendiği kaydedildi.
S&P raporunda baz senaryoda bankacılık sektöründe takipteki kredi rasyosunun (NPL) artmasını beklediklerini belirterek, yükselen enflasyonun perakende ve kurumsal müşterilerin kredibilitesini daha da zorlayacağını ve bankacılık sistemi için de riskleri artıracağını söyledi.
NPL 2023’E KADAR YÜZDE 9 OLABİLİR
BDDK’nın Eylül 2021’de kredilerin sınıflandırılması sürelerinin uzatılmasının sona ermesinin de, bankalarda aktif kalitesi sorunlarını daha belirginleştireceği ifade edildi.
Ancak nominal olarak yüksek beklenen kredi büyümesinden dolayı NPL üzerindeki net etkiyi görmenin biraz zaman alacağının belirtildiği raporda NPL rasyosunun 2023’e kadar yüzde 9’un üzerine çıkmasının beklendiği ifade edildi.
Son yıllarda artan risk maliyetinin gelecek iki yılda da yükselmesinin beklendiği ifade edilen raporda, pandemi, 2021 sonundaki kur krizi ve Ukrayna-Rusya çatışmasının ortaya çıkaracağı dolaylı etkilerin de bunda etkisinin olacağı ifade edildi. (REUTERS)