İstanbul’da bakımevinde elma ile ölüm… Son yolculuğuna uğurlandı
Sultanbeyli’de özel bir engelli bakım merkezinde kalan otizmli Oğuz Sercan Şevker iddiaya göre yasak olmasına rağmen elma yedirilmesi nedeniyle …
Sultanbeyli’de özel bir engelli bakım merkezinde kalan otizmli Oğuz Sercan Şevker iddiaya göre yasak olmasına rağmen elma yedirilmesi nedeniyle nefessiz kalarak öldü. Şevker son yolculuğuna uğurlandı. Acılı anne ayakta durmakta güçlük çekti.
Olay 20 Ekim Perşembe günü saat 15.00 sıralarında gerçekleşti.
İddiaya göre, 7 yıldır Sultanbeyli’de özel engelli bakım merkezinde kalan Otizmli Oğuz Sercan Şevker (31) elma yerken nefessiz kaldı.
Şevker’e ilk müdahale bakımevinde yapıldı. Oğuz Sercan Şevker ardından özel bir hastaneye kaldırıldı. 12 gün yoğun bakımda kalan Şevker, dün gece hayatını kaybetti.
Çocuklarının ölümünde ihmal olduğunu öne süren aile suç duyurusunda bulundu.
Hayatını kaybeden Otizmli Şevker için öğle vakti Ataşehir’de bulunan Merkez Cami’de tören düzenlendi. Şevker, törenin ardından Büyükbakkalköy Mezarlığı’nda toprağa verildi.
Anne Birsen Acar, şöyle konuştu:
*Bazı şeyler anlatılmaz, yaşanır. Bu acıyı benim durumumdaki anneler anlar. O kaç yaşında olursa olsun benim gözümde küçücük bir bebekti, melekti.
*Gözümden sakınırdım, kucağımda taşırdım. Otizmli bir çocuk. Boğazında et vardı, nefes zor alırdı. Uyumaya korkardım asla sert bir madde yedirmedim. Nasıl böyle bir şey olabiliyor?
*Bana hep yanında bakıcı olduğunu söylediler. Peki yanında bakıcı varsa o elmayı kopardığı an onu görmesi lazım. Onu elinden alması lazımdı, uyarması lazımdı.
*Çocuktu zaten inanırdı her şeye. O kadar insanın arasında elmayı koparıp cebine koyuyor, ısırıyor. Kimse görmüyor mu? Daha önce benim bilmediğim konular var. Kaç defa düşmüş bana söylemediler.
*İçimde hep bir şüphe vardı. Oraya görmeye giderdik, yarım saat bekletirlerdi. Çocuğumu sorardım, birazdan gelecek derlerdi 1 saat sonra çocuk geliyordu. Kim bilir ne yapıyorlardı?
*Her gördüğümde onu incelerdim, yara bere içindeydi. Ne olduğunu sorardım, ilaç alerji yapıyor diyorlardı.
“LÜTFEN GÖZÜNÜZ AÇIK OLSUN”
*Çocuğum orada corona virüse yakalandı. En son bayramda hastaneye kaldırılmış, bizden kan istediler. Eşim kan buldu ve hastaneye gittik.
*Çocuğumuzu tek gördük, yanında bakıcı yoktu. Bayram nedeniyle kimse olmadığını söylediler. Bir kurumda çocuk yatarken, kurum bakıcıları mı bakar? Hasta yakını mı bakar?
*Panik atağım var, beni arayıp ‘Oğuz bahçeye çıkıp, elma koparmış yemiş boğazına kaçmış kalbi durdu’ dediler. Ben bayıldım, yeter artık. Biz bu çocuğu size emanet ettik.
*Bu işin peşini bırakmayacağız. Oradaki velilere sesleniyorum. Lütfen uyanık olun. Takipte kalın. Lütfen gözünüz açık olsun.
*Sürekli ağlıyorum, ben onu büyütene kadar neler çektim. Şu an bakın oğlum nerede? Orada mı olması gerekiyordu? Kucağımda mı olması lazımdı?
Baba Ahmet Acar ise “Biz şu aşamada kendi çocuğumuzdan geçtik. Orada kalan insanlara ne kadar yardımcı olabiliriz, bütün davamız bu. Bizim canımız yandı, başka ailelerin canı yanmasın” dedi. (DHA)