İnsan-kurt çatışması artıyor
Doğu Anadolu’da biyolojik çeşitliliği korumak için çalışan KuzeyDoğa Derneği, verici taktıkları kurtların doğal yaşamdaki hareketlerini izleyip, araştırma yapıyor. Türkiye’de ilk defa 2011’de kurtlara uydu verici takıp çalışma başlattıklarını belirten KuzeyDoğa Derneği Başkanı Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu, “İnsan faaliyetlerinden dolayı daralan yaşam alanları, kurtları insanlar ile daha sık karşı karşıya getiriyor. Bu da insan-kurt çatışmasını artırıyor. Sonunda kaybeden kurtlar oluyor” dedi.
Kars’ın Sarıkamış ilçesinde KuzeyDoğa Derneği ile Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü çalışma kapsamında 7 kurdun yaşamı araştırılıyor.
İlçede hayata geçirilen ‘Büyük Memeliler İzleme Projesi’ kapsamında bir süre önce yakalanan 7 kurda uydu vericisi takıldı. Bu kurtları karla kaplı arazide sinyal alma cihazıyla takip eden Zagreb Üniversitesi’nden Prof. Dr. Josip Kusak ve KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban beyaz örtü üzerinde kurtların izini ölçtü.
Çalışma ile uydu vericisi takılan kurtların bir sürüye ait olup olmadıkları ve dolaştığı güzergahlar araştırılıyor. Dernek yetkilileri ise edinilen bilgiler doğrultusunda, bölgedeki besiciler ile çobanları kurtlara karşı uyarıyor.
490 BİN KİLOMETREKAREDE KURT YAŞAMI
KuzeyDoğa Derneği Başkanı, Utah ve Koç üniversiteleri öğretim üyesi Prof. Dr. Çağan Şekercioğlu, Türkiye’de kurtların yaşamı, karşılaştıkları tehlikeler ve yaptıkları araştırmaların bulgularına ilişkin bilgiler verdi:
“İllerimizin çoğunda halen kurtlar yaşıyor. Ancak Türkiye’de şu anki dağılımı 490 bin kilometrekare. Ülkemizin yüzde 64’ünde kurtlar mevcut. Özellikle Orta ve Doğu Anadolu bölgelerini ve Karadeniz’in dağlık kesimlerini tercih ediyorlar. Geyik, karaca, yaban domuzu gibi yabani memelilerin bol olduğu, insan varlığının yoğun olmadığı yerleri tercih ettiklerinden, Ege bölgesi ve kıyı kesimlerimizin çoğunda, Güneydoğu Anadolu’nun alçak bozkırlarında ve Trakya’nın çoğunda yoklar.”
SELENA, FİRST NİGHT, ATEŞ…
Türkiye’de ilk defa 2011 yılında kurtlara uydu verici takarak araştırmalara başladıklarını açıklayan Prof. Dr. Şekercioğlu, şimdiye kadar 41 kurda verici taktıklarını ve 2025’e kadar 50’den fazla kurda verici takmayı planladıklarını kaydetti.
Prof. Dr. Şekercioğlu, şu an verici takılarak izlenen kurtların isimlerinin ‘Demir’, ‘Emrah’, ‘Selena’, ‘Johnny’, ‘Carpa’, ‘First Night’, ‘Ateş’ olduğunu söyledi.
Prof. Dr. Şekercioğlu, araştırmalarının sonuçlarına göre; kurtların doğal yaşam alanlarındaki en büyük sorununun, ideal besinleri olan geyik, karaca, yaban domuzu gibi yabani memelilerin insanlarca öldürülmesi olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Şekercioğlu, “İnsan faaliyetlerinden dolayı daralan yaşam alanları, kurtları insanlar ile daha sık karşı karşıya getiriyor. Bu da insan-kurt çatışmasını artırıyor. Sonunda kaybeden kurtlar oluyor. Yaşam alanlarına yaklaşan kurtlar, sık sık ateşli silahla öldürülüyor” dedi.
“KURT, KOLAY AVA YÖNELİYOR”
Diğer bir sorun olarak eğitimsiz çobanları gösteren Prof. Dr. Şekercioğlu, “Kurtlar, kolay av olduğu için evcil hayvan sürülerini takip ediyor. Çobanların ise son yıllarda cep telefonu ve sosyal medyayı aktif kullanmaları dikkat dağınıklığına sebep oluyor. Sürülerinin etrafında yeterli önlem almayan çobanlar, kurt saldırısı ile karşı karşıya kalabiliyor. Sonuçta suçlunun kurt olduğu iddia ediliyor. Daha sonra da kurtları ateşli silahla vurarak öç aldıklarını düşünüyorlar” diye konuştu.
Başka bir sorunun ise köylerde yaşandığını dile getiren Prof. Dr. Şekercioğlu, “Köyde yaşayanlar, besledikleri köpeklerini kısa ipler ile kulübelerine bağlıyor. Kurtlar da köpekleri basit av olarak görüp avlıyor. Sonra ‘Kurtlar aç kaldı, köpekleri yedi’ deniyor. Aslında kurt, kolay olan ava yöneliyor. Kurtlar bilinenin aksine kış aylarında daha fazla ava, dolasıyla daha fazla besine ulaşır. Kurtlar, kışın aç değil daha toktur” dedi.
Prof. Dr. Şekercioğlu, geyik, karaca, yaban domuzu gibi hayvanların ülkenin birçok yerinde öldürülüp azalması nedeniyle 2015’te Türkiye’de ilk kez kurtların besin analizini yaptıklarını söyledi. Şekercioğlu, “Bu da Kars’taki kurtların hiç geyik ve karaca yiyemediğini, olması gerekenden de çok daha az yaban domuzu yiyebildiğini gösterdi. İncelediğimiz kurt dışkılarından çoğunlukla ufak memeli ve buldukları evcil hayvan leşlerinin kemikleri çıktı. Yeterince büyük yabani memeli bulamadıklarından kurt gibi değil çakal gibi besleniyorlar” diye konuştu.
“YAŞAM SÜRELERİ 1 YILA DÜŞTÜ”
Kurtların 3’te 1’inin insanlar tarafından öldürüldüğünü vurgulayan Prof. Dr. Şekercioğlu, “Vericilerinden de sinyal kesildi. Bu vericiler çok güvenilir. Bu kurtların çoğunun insanlar tarafından öldürüldüğünü ve vericilerin tahrip edildiğini düşünüyoruz. Ne yazık ki her yıl takip ettiğimiz kurtların çoğunun 1 yıl içerisinde öldürüldüğünü tahmin ediyoruz. Bu korkunç oran kurtların nasıl bir hayatta kalma mücadelesi içinde olduğunu gösteriyor. Normalde bir kurdun doğada ortalama yaşam süresi 6 ila 8 yıl. 14 yıla kadar yaşayan kurtlar var” dedi.
Türkiye’deki milyonlarca sokak köpeğinin de kurtlar ve diğer yaban hayvanları için giderek artan büyük bir tehdit olduğuna işaret eden Prof. Dr. Şekercioğlu, şöyle devam etti:
“Sokak köpekleri de besin için kurtlar ile rekabet ediyor. Kuduz ve diğer hastalıkları kurtlara bulaştırabiliyorlar. Hem de kurtlarla bazen çiftleşerek melezlenme yolu ile kurtların genetik saflıklarını bozuyorlar. Ülkemizde bu konuda pek bilinç yok ve bilimsel araştırma çok az. Birçok Avrupa ülkesinin de içinde olduğu AB destekli bir konsorsiyumun Türkiye ayağı olarak Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü bünyesinde kurt-köpek melezlenmesini araştıran yeni bir projeye başladık.”
“ATEŞ ETMEYİN, FOTOĞRAF ÇEKİN”
KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban ise bugüne kadar uydu verici cihaz ile izledikleri kurtlar arasında birçok ölüm gerçekleştiğine dikkati çekti. Bazılarına araç çarptığını, bazılarının silahla öldürüldüğünü belirten Çoban, “İnsanlarımız tasmalı ya da tasmasız kurt gördüğünde ateş etmek yerine fotoğraf çekmeyi tercih etsin. Çünkü kurtlar durup dururken insanlara saldırmaz. Böyle bir vaka yok. Çobanlar kendilerini savunma amaçlı silah kullanmak yerine iyi köpekler beslesin. Daha dikkatli olsunlar” çağrısında bulundu. (DHA)