‘İnanın 6’lı masada hiç kriz yaşamadık’
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı masayı SÖZCÜ’ye anlattı. Kılıçdaroğlu, “6’lı masanın en güçlü yanı 6 liderin adalete ve demokrasiye …
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 6’lı masayı SÖZCÜ’ye anlattı. Kılıçdaroğlu, “6’lı masanın en güçlü yanı 6 liderin adalete ve demokrasiye bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık nedenimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum” dedi.
6’lı masa, 2 Ekim’de yeniden bir araya gelecek. Sadece liderler düzeyinde toplantılar yapıldığı sanılıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, çalışma yöntemlerini şöyle anlattı: “Neler yapacağımız konusunda her toplantıda önemli aşamalar kaydediyoruz. Bir karar verildikten sonra genel başkan yardımcıları bu kararla ilgili alt bilgileri oluşturuyorlar. Sonra genel başkanlara sunuyorlar. Genel başkanlar ‘Evet’ dediğinde 6’lı masa karar açıklıyor. Yani karar netleşmiş oluyor. Toplanıp bir karar alıyoruz ve altını dolduruyoruz. Bunu da genel başkan yardımcıları uzun uzun tartışarak, çalışarak, görüş birliği oluşturarak yapıyor.”
ŞİİRLERİ TURAN GAZETESİNDE YAYIMLANDI
Kemal Kılıçdaroğlu, lise yıllarında şiir ve makaleler yazdı. Türkiye’nin en eski 4 gazetesi arasında yer alan 93 yaşındaki ‘Turan’ gazetesinde şiirleri yayımlanıyordu. Kılıçdaroğlu, “Turan’ın yeri benim için çok özeldir” diyor.
HİÇ KRİZ YAŞAMADIK
6’lı masayla ilgili milletvekili ve bazı yöneticilerin yaptığı açıklamaların yarattığı rahatsızlıkları hatırlattığımızda Kılıçdaroğlu’nun cevabı şöyle oldu: “Sayın Akşener’le görüşüyoruz zaten. Zaman zaman tartışmalar olur, bu siyasetin doğasında vardır. Genel başkan yardımcıları düşüncelerini ifade edebilir. Önemli olan genel başkanların görüşleridir. Genel başkan dışındaki parti yetkililerinin yaptığı açıklamaları dinleriz, kendi görüşleridir, saygı duyarız ama bunu 6’lı masada kriz olarak düşünmeyiz. Hiçbir lider de düşünmüyor benim gördüğüm. Bu tartışmalar olur, işin doğasında vardır.”
Özellikle iktidara yakın yayın organlarında 6’lı masada yaşandığı öne sürülen kriz haber ve yorumları eksik olmuyor. Kıçıldaroğlu, “Gerçekten kriz yaşanıyor mu?” diye sorunca, şunları söyledi: “Kriz yaşamadık, hiç böyle bir şey olmadı. Olsa zaten meydana çıkar. Geçen İstanbul’daydım. Bir gazete (Sabah gazetesi) teweet atmış. ‘Ali Babacan’la Kılıçdaroğlu gizlice görüştü.’ Yav ne gizlisi, görüşürüz zaten. Benden sonra sayın Babacan diğer liderlerle de görüştü. Ben İstanbul’da uzun süre kalacaktım o yüzden ilk benimle görüştü. Altı lider bir aradayız ve her zaman görüşüyoruz.”
BU TÜRKİYE OLAYI
Seçim Kanunu üzerine çalışma yaptıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Her parti 41 ilde seçime girmek zorunda. Onun dışında diğer illerde ittifaklar olabilir. Ama bizim yaptığımız çalışma diğer partileri bağlamıyor, diğerlerinin çalışması bizi bağlamıyor. Belli bir olgunluğa geldikten sonra konuşulur. Akademik dünyada da böyle çalışmalar yapanlar var. Gelip bize bilgi verdiler. Biz diğer partilere de aynı bilgiyi vermelerini istedik. Yani çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, milletvekili adayı belirleme sistemleriyle ilgili de şu bilgileri verdi: “Örgütler gerçekten çalışıyor ama henüz seçim sathına girmedik. Seçim sathına girersek bunu parti meclisinde konuşmamız lazım. Zaten büyük bir bölümde belki ön seçim hiç yapılmayacak. Belki bazı yerlerde yapılacak. Parti meclisinin, örgütlerin nabzını tutarız. Ona göre karar verilir. Bunu yaparken ittifakları da düşünmemiz lazım. Ama bunları 6’lı masada konuşmadık. İller bazında anket yapılırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. Bir ilde hangi parti ne elde ediyor diye. Bir parti diyebilir ki ‘Biz burada daha öndeyiz.’ O orada olur. Oturulur, konuşulur. Olay bir parti olayı olmaktan çıktı. Bir Türkiye olayı. Her bir lider bu sorumlulukla hareket ediyor. Türkiye’yi, içinde bulunduğu girdaptan çıkaralım, sonrası konuşulur. Altı parti sonuçta birbirinin rakibi.”
6’LI MASANIN GÜÇLÜ YANI
Anket sonuçlarından memnun olduklarını, oylarının kararlı bir yükselişte olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu güzel bir şey. Ciddi bir kararsız kitle olduğuna inanmıyorum. Onlar da yerini buluyor zamanla” dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: “6’lı masanın en güçlü yanı 6 liderin demokrasiye ve adalete olan bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık nedenimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum. Aynı kararlılıkla hareket ediyoruz. Elbette tartışmalar olabilir. Bizim arzumuz Türkiye’yi huzura kavuşturmak. 6 partiyi 100 yıllık bir çınarın dalları gibi görüyorum. Bir kökü var. Farklı dallar aynı kökten geliyor. Bu nedenle güçlü bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Kılıçdardoğlu, başörtüsüyle ilgili de kimsenin endişe etmemesi gerektiğini belirterek, “Böyle bir sorun ne bizim önümüze ne halkın önüne gelir” diye konuştu.
Özellikle 2018 sonrası devletin saydamlığını kaybettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Vatandaşın ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmediğimiz gibi kaç hanenin elektriği kesildi bunu da bilmiyoruz. Bütün bunların hepsi demokrasinin kan kaybettiğini, otoriter bir yapının kendi beklentilerine uygun topluma bilgi verdiği, kendini rahatsız eden bilgileri gizlediğini gösteriyor” dedi.
Halk ikisine de güvenmiyor
Dış politikanın, iç politikaya alet edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yunanistan’ın adaları Lozan’a aykırı silahlandırdığı, yıllardır söyleniyordu. Hiç sesleri çıkmıyordu. Şimdi kahraman kesildi. Bu durum, Erdoğan’ın da Yunanistan’ın da işine geliyor. İkisi de değişecek pozisyonda. Halk ikisine de güvenmiyor. Şimdi Türkiye ve Yunanistan Cumhurbaşkanları kayıkçı kavgasıyla iktidara tutunur muyuz hesabında. Ama halk bunların hepsini biliyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın Şanghay Beşlisi’ne tam üyeliği gündeme getirmesini de şöyle yorumladı: “Dış politika milli olmak zorundadır. Kişiselleştiremezsiniz. Bir kişinin talebi ve beklentileri üzerinden dış politika oluşturamazsınız. İktidar ve muhalefet birlikte hareket etmeniz gerekir. İç politikaya benzemez dış politika. Aynı zamanda dış politikanın bürokrasi de aktörleri de farklıdır. Büyükelçilerdir bunlar, dış politika konusunda yorum yapan uzmanlar var. Erdoğan devlet yönetimini kişiselleştirdiği için düşündüğü bir şeyi arkasının ne olduğunu, nasıl sonuçlar çıkaracağını düşünmeden rahatlıkla dile getirebiliyor. Ne yapacağını bilmiyor ve etrafında bunu söyleyecek kişi de kalmadı. Aslında Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmasa böyle bir konuşma yapacağı kanısında değilim.”