Gaziantep’teki katliam gibi kazada şoförden “tedbirsizlik ve ihmalkarlık” ifadesi
Gaziantep’te kaza yapan araca müdahale edenlere yolcu otobüsünün çarpması sonucu 16 kişinin hayatını kaybettiği trafik kazasıyla ilgili hakkında dava açılan otobüs şoförü, hakim karşısına çıktı. Şoför, olayda kendisinde de suç olduğunu kabul ederken asıl tedbirsizlik ve ihmalkarlığın yüzde 70-80’inin Karayolları’nda ve güvenlik önlemlerinde olduğunu öne sürdü.
Gaziantep’teki katliam gibi kazada yargılama devam ediyor.
Nizip Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu sanık Abdulkadir Memiş, bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
Soruşturma aşamasında olayın şokuyla ifade verdiğini anlatan sanık, “Kaza alanına yaklaştığımda frene bastım. Yola dökülen sıvıdan dolayı tam olarak hatırlamıyorum ama kontrolümü kaybettim. Araba devrilirken baygınlık geçirmişim. Kazadan sonra gözümü açtığımda olayı gördüm.” dedi.
Aracın hızını saatte 110 kilometre olarak hatırladığını kaydeden sanık, herhangi bir kusurunun ya da hatasının bulunmadığını iddia etti.
İstanbul’dan yola çıktıklarından itibaren otobüsü diğer şoförün kullandığını, kazanın meydana geldiği yerin 15 kilometre gerisindeki mola yerinde direksiyona geçtiğini anlatan sanık Abdulkadir Memiş, yolda duba ya da benzeri güvenlik önlemi alınmadığını iddia etti.
TEDBİRSİZLİK VE İHMALKARLIK
Bazı yolcuların kendisinin sürüş sırasında telefonla ve perdeyle uğraştığı yönündeki ifadelerinin doğru olmadığını da öne süren Memiş, kazanın “tedbirsizlik ve ihmalkarlıktan” kaynaklandığını savundu.
Mahkeme başkanının “Tedbirsizlik ve ihmalkarlık sana mı ait?” şeklindeki sorusu üzerine Memiş, şunları söyledi:
“Sadece bana ait değildir. Belki bende de olabilir ama yüzde 70-80’i Karayolları’nın ve güvenlik önlemlerinin. Ben kimsenin canına bilerek ve isteyerek kastetmedim. Ben frene basınca hakimiyeti kaybettim, kesinlikle yolda sıvı madde vardı ne olduğunu seçemedim ve kazadan önce herhangi bir şeyle ilgim alakam yoktu.”
“5 YILLIK ŞOFÖRDÜM”
Ne kadar süredir otobüs şoförlüğü yaptığına ilişkin soruya ise sanık, “2000 yılından beri muavin olarak çalışıyordum, 5 yıllık şoförüm. Daha önce herhangi bir kazam olmadı. Bu araçta ilk defa çalıştım. 1 aydır ara vermiştim, kamyon şoförlüğü yapmıştım. Kaza olmasaydı pazartesi günü kamyon şoförlüğüne başlayacaktım. Keşke böyle bir şey yaşanmasaydı, çok üzgünüm, ölenlerin ailelerinden özür diliyorum.” cevabını verdi.
Sanık, esas şoförün bir yakınının cenazesi nedeniyle gelmediğini ve iş yerinin kendisini çağırdığını belirterek, “Daha önce bu firmanın aracını kullanmamıştım. Başka firmada çalışmıştım. İş güvenliği eğitimini çalıştığım firmada almıştım.” dedi.
Dosyada yer alan bilirkişi raporunda, takografta sürücülerin kartlarının yer aldığı ve bu bilgilerde kazadan önceki günlerde de aynı kartla hız limitinin aşıldığının belirtilmesi üzerine sanık, “Kesinlikle öyle bir şey yok. Bir başkasının sürücü kartını kullanmadım, kendi sürücü kartımı da bir başkası kullanmadı.” savunmasını yaptı.
TANIKLAR DİNLENDİ
Duruşmada ilk kazaya müdahale eden iki trafik polisi tanık olarak dinlendi.
Polis memuru İ.H.Ş, ilk kazaya için olay yerinde gittiklerini belirterek, yolda şoförün belirttiği gibi yağ ya da sıvı olmadığını söyledi.
Yaklaşık 100 metre aşağıdaki şarampole yuvarlanan otomobildeki yaralının çıkarıldığını görünce onlara yaklaştığını kaydeden İ.H.Ş, şunları anlattı:
“Sağlık görevlileri yaralıyı ambulansa koyarken birisi ‘Kaçın, bir araç devrildi geliyor’ diye bağırdı. O uyarmasaydı bugün burada olmayabilirdim. Bir aracın devrilip üstümüze geldiği görünce kendimi bariyer dışına attım. Gözümü açtığımda üstümde iki ceset vardı, ayakların ambulansın altında kalmıştı. Bizim aracın ve diğer araçların tepe lambaları açıktı. Biz gittiğimizde ambulans vardı, daha sonra itfaiye geldi onu güvenli alana aldım. Bu olayda, yol güvenliğinin yeterli olduğu kanaatimdeyim.”
8 HAZİRAN’A ERTELENDİ
Trafik polisi K.Ş. ise olaydan sonra yaralanan meslektaşını güvenli alana aldıktan sonra yaralılarla ilgilendiğini, bu sırada bir kişinin takografa müdahale edildiğini söylemesi üzerine, o tarafa yöneldiğini anlatarak, “Elektrik aksamı kesilmişti, benden önce alındıysa bilmiyorum. Bir cisimle mi vurmuşlar bilmiyorum. Çıktı alamadık. Cihazı aldıktan sonra çıktı alınabildi.” dedi.
Ölenlerin yakınları da şoförden şikayetçi olduklarını söyledi.
Mahkeme heyeti, sanığın tutukluluğunun devamına karar vererek, duruşmayı 8 Haziran’a erteledi.
NE OLMUŞTU?
Tarsus-Adana-Gaziantep (TAG) Otoyolu’nun Nizip bölümünde 20 Ağustos 2022’de meydana gelen kazada, aralarında 2 basın mensubunun da bulunduğu 16 kişi hayatını kaybetmiş, 30 kişi yaralanmıştı.
Nizip Cumhuriyet Başsavcılığınca, “Özel Diyarbakır” isimli firmaya ait otobüsü kullanan Abdulkadir Memiş hakkında, “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına sebebiyet vermek” suçundan 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle iddianame hazırlanmıştı.