Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4916

EURO

36,2345

ALTIN

2.961,18

BIST

9.367,77

Filistinliler, Ramazan’ın ölümün gölgesinde karşılıyor

Gazze Şeridi’ndeki Filistinli kadınlar, bu yılki ramazan ayını, İsrail’in 5 ayı aşkın süredir devam eden acımasız saldırılarında eşleri ve çocuklarıyla birlikte kendilerinin de ağır bir bedel ödediği zamanda karşılıyor.

Filistinliler, Ramazan’ın ölümün gölgesinde karşılıyor

İsrail, 2006 yılından beri abluka altında tuttuğu Gazze Şeridi’ne 7 Ekim 2023’te başlattığı yıkıcı saldırılarına bölgesel ve uluslararası tepkilere rağmen devam ediyor. Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılardan en çok etkilenen kadınlar ise bu yılki ramazan ayını, her an öldürülme, yerinden edilme ve alıkonma endişesiyle karşılıyor.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu (PCBS) tarafından yayımlanan rapora göre, saldırıların başladığı 7 Ekim 2023’ten bu yana yaklaşık 9 bin kadın öldürüldü. Yaralanan kadınların oranı ise toplamın yüzde 75’ine ulaştı. Kayıpların yüzde 70’ini de kadın ve çocuklar oluşturdu.

İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 13 bin 500’ü çocuk, 9 bini kadın olmak üzere 31 bin 45 Filistinli öldürüldü, 72 bin 654 kişi yaralandı.

Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.

PSİKOLOJİK ÇÖKÜNTÜ YAŞANIYOR

Gazze kentinin doğusunda yer alan Şucaiye Mahallesi’nden, Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr Belah kenti doğusundaki El Aksa Şehitleri Hastanesi’ne gönderilen Filistinli Fatıma Ebu Asr, devam eden yıkıcı savaş nedeniyle çok zor yaşam koşullarıyla karşı karşıya.

Ebu Asr ve ailesi, zorla yerlerinden edilerek, orta bölgede güvenli ve uygun bir sığınak arama derdiyle er-Raşid Caddesi’nde yürürken İsrail askerlerinin direkt hedefi oldu.

Ebu Asr, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Filistinli kadınlar olarak bedenen ve ruhen son derece yorgunuz. Hayal edilemeyecek kadar zor şartlarda hayatta kalmaya çalışıyoruz.” dedi.

Savaş öncesindeki durumdan farklı bir durumla karşı karşıya kaldıktan sonra insanlardan yardım istemek zorunda kalması nedeniyle psikolojik durumunun çöküşün eşiğine geldiğini aktaran Ebu Asr, ağır sağlık ve psikolojik sorunlar yaşadığını ve eskisi gibi hareket edemediğini ifade etti.

Ebu Asr, savaştan önceki hayatına ilişkin ise “Çocuklarımızla mutlu yaşar, eğlenirdik. Ama bugün çok yorgunum ve Gazze’deki evime dönmek istiyorum.” diye konuştu.

“DÜNYA NEDEN SESİNİ YÜKSELTMİYOR?”

Gazze’nin kuzeyindeki Beyt Lahiya’da bulunan Kemal Advan Hastanesi’nde çalışan İman Ebu Calhum, Gazzeli kadınların bütün sıkıntılara rağmen savaşın zorlu koşullarına ve sonuçlarına katlandığını söyledi.

Gazze’deki tüm Filistinli kadınların savaş ve zor yaşam koşullarına karşı sabırlarını ve dayanıklılıklarından övgüyle bahseden Calhum, dünyaya “Filistinli kadınların haklarının ve statülerinin yükseltilmesi, barış ve güvenlik içinde yaşayabilmeleri için onlara tüm hakların sağlanması gerektiği” mesajını iletti.

Calhum, Gazze Şeridi’nde Filistinli kadınların İsrail güçleri tarafından alıkonulması, işkenceye ve kötü muameleye maruz kalmasına değinerek, “Kadınlar neden alıkonur? Neden burada Filistinli kadınların hakları ihlal ediliyor ve aşağılanıyor? Dünya neden Filistinli kadınların haklarının desteklenmesi ve sağlanması konusunda sesini yükseltmiyor?” dedi.

İsrail’in yıkıcı ve acımasız saldırılarının durdurulması, Gazze Şeridi’nin kurtarılması ve başta savaşın belasından muzdarib Filistinli kadınlar olmak üzere halka yardım sağlanması çağrısında bulunan Calhum, son olarak da “Kaç kadının bacağı kesildi? Kaç kadının eli kesildi? Kaç kadının kısmi felç veya tam felç durumu var?” ifadelerini kullandı.

GAZZE’DE KADINLARIN DURUMU

İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 9 bin kadın öldü.

Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, yaklaşık 1 milyon kadın ve kız çocuğu yerinden edildi. 3 binden fazla kadın eşini kaybetti ve ailesinin sorumluluğunu üstlenmek zorunda kaldı.

BM raportörleri, hamilelerin giderek artan sayıda düşük yaptığına, ağrı kesici ve anestezi olmadan sezaryenle doğurmak zorunda kaldığına, annelerin açlık ve susuzluk nedeniyle bebeklerini emziremediğine işaret ediyor.