Dünyanın besin kasasına yeni numune
Dünyanın sonu nasıl geleceğine dair çeşitli teoriler üretilirken bilim insanları da bu sonu geciktirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bir kısım Dünya’ya çarpma ihtimali olan gök taşlarını hesaplarken, bir kısmı da olası bir küresel afete karşı besin kaynaklarını korumaya çalışıyor ki yakın zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan ve milyonlarca insanın ölümüne neden olan COVID salgını da göz önüne alınınca bu çabalar çok daha önem kazanıyor.
Bu noktada da gözler Norveç’e bağlı bir takımada olan Svalbard’a yeniden çevriliyor. Svalbard, dünyanın besin kaynaklarını güvende tutan geniş bir kasa aslında. Ve şimdi de dünyanın en büyük tohum bankası yeni bir numune grubunu kabul etmeye hazırlanıyor.
Nijerya’daki bir çeşit börülce, Afrika sıcağında yetiştikten sonra toplanıp hazırlandı. Diğer börülce tohumlarıyla karıştırılarak paketlendi ve kurutuldu. Daha sonra dünyanın dört bir yanından alınan diğer binlerce tohumla aynı anda bir pakete konularak mühürlendi.
Artık o da yetiştiği yerden 50 derece daha soğuk ve Norveç kışının sonsuz karanlığında bulacak.
Kazakistan, Endonezya, Sırbistan ve Kamerun’dan gelen 14 bin tohum gibi dünyanın en büyük tarım sigortası poliçesine; Svalbard Küresel Tohum Deposu’na yapılan en büyük eklemenin bir parçası olacak.
OLASI TÜM FELAKETLERE KARŞI DAYANIKLI
Küresel Ürün Çeşitliliği Örgütü (GDTC) ile Norveç hükûmeti tarafından desteklenen Svalbard Küresel Tohum Deposu, olası bir küresel afet halinde yeryüzündeki bitki türlerini koruyarak yeniden ekilebilmelerini sağlamak için oluşturulmuş bir proje.
Nükleer patlamalara karşı bile dayanaklı bir şekilde tasarlanan kasaya basında yer alan haberlere göre dünyanın önde gelen zenginlerinden de destek sağlanıyor.
“Küresel Tohum Deposu” projesi 1983 yılında hazırlanmaya başladı. 9 milyon dolara mal olan kasa, Spitsbergen adasında bulunan bir dağın altında yer alıyor.
Bilim insanları bu eşsiz kasaya tohumları, yalnızca geleceğe yönelik planlar için değil, aynı zamanda geçmişin bir anısını saklamak için de topluyor. Çünkü bir mahsul türünün yabani akrabası kaybolursa, onun kazandığı tüm adaptasyonlar kaybolur.
Global Crop Çeşitlilik Vakfı, Crop Trust’tan Beri Bonglim, “Tüm yumurtalarınızı aynı sepete koyamazsınız. Bu ulusal tohum bankaları, savaşlar gibi insan yapımı felaketler veya deprem gibi doğal afetler tarafından tehdit ediliyor” diyor ve Svalbard Küresel Tohum Deposu’un neden önemli olduğunu vurguluyor.
HER KITADAN, HER İKLİMDEN TOHUM VAR
Burada permafrost sıcaklıkları sıfırın altında tutuyor. Geçtiğimiz on yılda, geniş yeraltı kasası yavaş yavaş dolduruldu. Her kıtadan, her iklimden tohumlar geldi. Plastik kutularda sıralar halinde yan yana duran Güneydoğu Asya pirinci, Güney Amerika mısırıyla rafları paylaşıyor. Kahve ve kakao, buğday ve kızılcık. Yoncanın 78, akasyanın ise 85 türü bulunuyor. Temel ürünler arasında 52 buğday, 49 arpa ve 25 çeşit pirinç bulunuyor; ancak daha lezzetli yiyecekler de yer alıyor; 48 çeşit böğürtlen ve 32 çeşit yaban mersini gibi.
Tohumlar burada, kataloglanmış ve depolanmış durumda, gerektiğinde yeniden ekilmeye hazır. Bonglim, çoğumuz öldüğünde bile hâlâ hazır ve yaşayabilir durumda olacaklarını söylüyor: “Bu tohumlar iyi işlenirse, iyi paketlenir ve mühürlenirse çok çok uzun süre dayanabilirler.”
Şu anda 1,3 milyon tohum çeşidine sahip olan tohum bankasının planlanan kapasitesinin yaklaşık dörtte birini pek kimse görmedi. Yılda yalnızca birkaç kez yeni ürünler kabul ediliyor ve önümüzdeki günlerde rekor sayıda tohum gelecek. Çok az kişi de gönderdiği tohumlara eşlik edip kasayı gördü.
Ancak Almanya’da bir ürün çeşitliliği projesini koordine eden Bonglim, kasayı görmek için Norveç’in en kuzeyine yolculuk yapanlardan biri.
Çıplak beton girişten arkadaki dağa doğru yürümenin etkileyici bir deneyim olduğunu söylüyor: “Benim için çok duygusal bir andı; dünyanın genetik kaynaklarının çeşitliliğinin bu tek odada bulunduğunu bilmek çok ilginç.”
TOHUMLARI KİMLER KULLANACAK?
Tüm bu idealist yaklaşımlara rağmen kasadaki tohumların gerektiğinde nasıl kullanılacağıyla ilgili tartışmalar ise hâlâ devam ediyor. Tohumların sadece belirli kişiler tarafından mı kullanılıp kullanılmayacağı soruları sık sık dünya basınına yansıyor.