DP lideri Gültekin Uysal’dan Akkuyu çağrısı
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Akkuyu tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Son günlerde yaşanan Akkuyu krizi hakkında …
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, Akkuyu tartışmaları hakkında açıklamalarda bulundu. Son günlerde yaşanan Akkuyu krizi hakkında görüşlerini ifade eden Uysal, TBMM’nin bu önemli gündemle alakalı ivedilikle bir genel görüşme yapması gerektiğini söyledi.
Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, konunun kamuoyunda ve TBMM’de yeterince tartışılamadığına dikkat çekerek “Proje stratejik açıdan ülkemiz için çok önemlidir. Bu nedenle gelinen durumun TBMM’de ivedilikle bir genel görüşme yapılmasını Türkiye için kritik önemde buluyoruz.” diye konuştu.
Uysal’ın yaptığı yazılı açıklama şöyle:
* Akkuyu Nükleer Enerji Santrali için son günlerde kamuoyuna yansıyan haberler üzerine partimizin görüşlerini paylaşmadan önce gelin, şöyle bir hatırlayalım bu işin geçmişini: Türkiye Cumhuriyeti 1970’li yıllardan itibaren nükleer santral girişimlerinde bulunmuş ancak çeşitli nedenlerle sonuçlandıramamıştır. Halen inşası Mersin’de devam eden Akkuyu Nükleer Santralinin (ANG) yer tespiti 1976 yılında yapılmıştır.
* 12 Mayıs 2010 yılında ise Türkiye Cumhuriyeti ile Rusya Federasyonu Hükümeti arasında “Türkiye Cumhuriyeti’nde Akkuyu Sahası’nda bir Nükleer Güç Santralinin tesisine ve işletimine dair işbirliği”ne ilişkin bir antlaşma imzalanmıştı. Bu Antlaşma, dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile Rusya Federasyonu Başbakan Yardımcısı İgor Sechin arasında imzalanmıştı.
* Konu daha sonra TBMM’nin gündemine gelmiş ve TBMM’nin 23.Dönem 4.Yasama yılının 134.Birleşiminde, 15 Temmuz 2010 tarihinde 6007 sayılı Kanun ile Anayasa’nın 90. Maddesi gereğince kabul edilmiş ve 21 Temmuz 2010 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak kanunlaşmıştı.
“AKKUYU, KAMUOYUNDA YETERİNCE TARTIŞILMADAN TBMM’DE ONAYLANDI”
* Böylesine önemli ve stratejik bir proje olan Akkuyu Nükleer Güç Santrali; ekonomik, siyasi ve dış politika etkisi kamuoyunda birçok konuda olduğu gibi yeteri şekilde tartışılmadan, TBMM’de çok hızlı bir şekilde onaylandı. Konuyla ilgili TBMM’de Dışişleri Komisyon raporu var. Sanayi, Ticaret Enerji Tabii Kaynaklar ve Bilgi Teknoloji Komisyonu ise raporunu sunmadı.
* Dışişleri komisyonunda konuyla ilgili CHP’den 2 milletvekilinin de şerhleri bulunuyor. Genel Kurul görüşmesinde MHP Grubu adına konuşan Kütahya Milletvekili Alim Işık bile “Türkiye’nin çok önemli bir konusunu, maalesef çok boş bir Mecliste tartışmaktan dolayı utanç duyduğumu ifade etmek istiyorum” diyerek TBMM katılan milletvekillerinin Akkuyu için gösterdikleri ilgiyi kınamıştı.
* Oylamaya gerçekten de çok az sayıda milletvekili katılmıştı. Açıkçası böylesine önemli bir konu hakkında yapılan oylamaya bu denli az sayıda katılım olması bizi epey şaşırtmıştır.
“NÜKLEER SANTRALİN TİCARİ YAPISINA BİR ELEŞTİRİ GETİRMEK BOŞUNA BİR ÇABADIR”
* Akkuyu Nükleer Santrali Projesinin yatırımcısı, yani Proje Şirketi Akkuyu Nükleer Enerji AŞ isimli ticari oluşum zaten kanunda tanımlanmıştır. Yüzde 51’i Rus tarafında kalmak üzere tarafların rızası ile ortak alabileceklerdir. (Madde 5) Projenin genel yüklenicisinin de Antlaşmanın 6/3 maddesinde JSC “Atomstroyexport” (ASE) olduğu da Antlaşmada yazılıdır. İçtaş-Titan Konsorsiyum da ana yüklenicinin ana taşeronudur. Ana taşeronun altında çok sayıda taşeron vardır.
* Nükleer santral tüm dünyada merkezi Viyana’da bulunan Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’nun (IAEA) denetimine tabidir. Bu kurumun standartlarında ve şartlarında inşa edilmeden devreye alınamaz. Binlerce sayfayı bulan yazılı standartları vardır. Bu standartlar çok katıdır. Bu devreye alma süreci 12-18 ay arasında bir süreçtir. Nükleer santralin inşasının tamamlanmasını müteakiben “dokümantasyonun hazırlanması” bile başlı başına bir süreçtir.
* Ayrıca Akkuyu Nükleer santralinin “ünitelerinin faz farkı ile devreye alınacak olması”, işletmede olan bir nükleer santralin içinde inşaat faaliyetlerinin sürmesi nedeniyle azami dikkat ve farklı bir süreç izlenmesine de sebep olacaktır. Üstelik “ünitelerin ortak tesislerinin de entegre olma olasılığı” devreye alma süreçlerini geciktirebilecektir.
* Kısacası; bugün gelinen noktada nükleer santralin ticari yapısına bir eleştiri getirmek boşuna bir çaba olacaktır. Çünkü TBMM’nin de kabul ettiği ve kanunlaşarak yürürlüğe girmiş bir süreç işlemektedir. Ancak gelişen süreçte TBMM’den geçen kanunun hilafına birtakım ilave teşvikler kanunda yer almayacak şekilde Rus yatırımı olan projeye verilmiştir.
* 2012 yılında çıkarılan teşvik mevzuatında yer alan “Stratejik Yatırım” statüsüne sokulan projeye 6007 sayılı kanunda yer almayan ilave teşviklerin de verildiği 9 Ağustos 2016 tarihinde Erdoğan Putin görüşmesi sonucunda yapılan açıklamalarda öğrenilmiştir. Zaten baştan beri Türk tarafının doğru dürüst hesaplamadığı düşünülen bir yatırım rakamı ile (20 milyar USD) ortaya çıkan elektrik birim fiyatı ve alım garantileri ile verilmiş bulunan teşviğe ilaveten Stratejik Yatırım Statüsü ile ilave 7 milyar USD’lik bir avantaj daha sağlanmıştır ki bu TBMM’den geçen yasaya da aykırıdır.
Bunun yanında Akkuyu’da Nükleer Santral kurulan bölgede 6007 sayılı kanunun hilafına yatırımcı şirkete ticari liman imtiyazı da daha sonra verilmiştir. Bu ticari limanın sağlayacağı ilave ekonomik katkının yanında Rus savaş gemilerine de Akdeniz’de lojistik destek sağlanması imkânı da tanınmıştır.
“STRATEJİK AÇIDAN ÇOK ÖNEMLİ BİR PROJE”
* Şu anda kadar yaşanan süreç TBMM tarafından kabul edilmiş 6007 sayılı kanunun hükümlerine aykırı bazı gelişmelerin de olduğunu göstermektedir. Proje stratejik açıdan ülkemiz için çok önemlidir.
* Bu nedenle gelinen durumun TBMM’de bilgilendirilmesi ile ilgili genel görüşme yapılmasında çok büyük fayda bulunmaktadır. Bu nedenle TBMM’nin genel görüşmeye çağrılmasında çok büyük fayda bulunmaktadır.
* Demokrat Parti olarak mümkün olan en kısa sürede ivedilikle ve öncelikle ‘Akkuyu Nükleer Santrali’ ile ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda bir genel görüşme yapılmasını talep etmekteyiz.