Demir bir kafeste yaşayan 77 yaşındaki adamın durumu ciddileşti
Corona virüsüne yakalandıktan sonra hastaneye kaldırılan adamın sağlık durumuyla ilgili korkular artıyor.
Henüz altı yaşındayken çocuk felcine yakalanan 77 yaşındaki Paul Alexander, hayatının büyük çoğunluğunu kendisi için nefes alan demirden yapılmış bir akciğerde kalarak geçirdi.
“Çocuk Felci Paul” lakabını kazanan ABD’li adam, altı yaşından beri 2 metrelik solunum cihazının içinde yaşıyor. Alexander hastalığı sebebiyle ömür boyu felç kaldı ve demir akciğerde yaşayan son kişi oldu.
Doktorlar, makinenin içinde 70 yıldan fazla bir süre yatay olarak geçirdiği için “hayatta olmaması gerektiğini” söylüyor ve sosyal medyada yapılan duyurunun ardından artık sağlığıyla ilgili korkular var.
IronLungMan hesabını yöneten Lincoln adında bir kişi, yakın zamanda Paul’un TikTok’unda paylaşım yaparak 291 bin takipçisine sağlık savaşı hakkında bilgi verdi.
Hesapta, “Paul hastanenin acil servisine kaldırıldı. Onun durumuna sahip biri için açıkça gerçekten çok tehlikeli olan Covid-19 testi pozitif çıktı. Neyse ki hastanede onun için hazırlanmış demirden bir akciğeri var ve bu hafta sonu eve gelebildi ama ne yazık ki hala biraz zayıf. Hala kafa karışıklığı yaşıyor ve yemek yemede ve sıvı tüketmede zorlanıyor, bu nedenle video yüklemeyi bir süre daha erteleyeceğiz.”
Adam, takipçilerinden Alexander için dua etmelerini de istedi ancak son paylaşımın yayınlanmasından bu yana geçen altı gün içinde başka bir güncelleme yapmadı.
POZİTİFLİĞİYLE TANINIYOR
Daha öncesinde yaptığı bir açıklamada Alexander, kendisi için nefes alan demir akciğerle yaşamasına rağmen kalmasına rağmen bunca yıl boyunca nasıl pozitif kalmayı başardığını şu sözlerle;
“Pozitif olmak benim için bir yaşam biçimi çünkü insanların genel olarak pozitif olduğuna inanıyorum. İşlerin morallerini bozmalarına izin vermemeliler çünkü bunun hiçbir nedeni ve amacı yok.”
“Fakat pozitif olmanın büyük bir amacı var. Hayatımda pek çok insanın acı çektiğini gördüm ve bunun beni üzmesine izin vermemeyi, o kişi için iyi bir şeye katkıda bulunmayı denemeyi öğrendim. Örneğin bir kız ziyarete geldiğinde, ‘Tanrım, bugün harika görünüyorsun, çok güzel görünüyorsun’ derim ve o gülümser. Bu gülümseme beni mutlu ediyor.” anlatmıştı.
