Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4317

EURO

36,1497

ALTIN

2.959,80

BIST

9.367,77

Danıştay savcısı: Boğaziçi’nde açılan iki yeni fakülte Anayasa’ya aykırı 

Danıştay Savcısı, Boğaziçi Üniversitesi’nde hukuk ve iletişim fakültelerinin açılmasıyla ilgili kararın Anayasaya aykırı olduğunu ve konunun …

Danıştay savcısı: Boğaziçi’nde açılan iki yeni fakülte Anayasa’ya aykırı 

Danıştay Savcısı, Boğaziçi Üniversitesi’nde hukuk ve iletişim fakültelerinin açılmasıyla ilgili kararın Anayasaya aykırı olduğunu ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması gerektiğini belirtti.

Eğitim-Sen’in Boğaziçi Üniversitesi’nde 5 Şubat 2021 tarihli bir cumhurbaşkanı kararıyla açılan Hukuk ve İletişim fakültelerinin anayasaya aykırılığı ve iptali için açtığı davada, Danıştay Savcısı Fikriye Doğru, Danıştay 8. Daire için yazdığı görüşte Boğaziçili hocaların itirazını haklı buldu ve konunun Anayasa Mahkemesi’ne taşınması gerektiğini belirtti.

İki fakültenin açılmasıyla ilgili Eğitim-Sen ve Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri ayrı ayrı davalar açmıştı.

Danıştay savcısı, Eğitim-Sen’in davayı açma yeterliliği olduğunu kabul ederken 2809 sayılı Yükseköğretim Teşkilatı Kanunu’nun Ek 30. Maddesi’nde, fakülte kurma hakkının cumhurbaşkanına verilmesinin, Anayasa’nın 130. Maddesi’ne uymadığını, üniversite özerkliği doğrultusunda fakültelerin kanunla kurulması gerektiğini vurguladı.

Eğitim-Sen, Boğaziçi Üniversitesi’ndeki davaya benzer biçimde, 2 Haziran 2021’de de benzer bir cumhurbaşkanı kararıyla kurulan Ege Üniversitesi Hukuk Fakültesi için de iptal davası açmıştı.

FAKÜLTEDE HOCA YOK

Boğaziçi Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne kurucu dekan olarak atanan Selami Kuran’ın istifasının ardından, kadrosunda hiç profesör olmadan, tek bir doçent ve bir dizi doktor öğretim üyesi ile eğitime başlanmıştı. Hukuk fakültesinin dekan vekilliğini de rektör Naci İnci üstlenmiş durumda. İletişim Fakültesi ise henüz faaliyete geçmiş değil.

Danıştay Savcısı’nın görüşü ve davanın temellenişi üzerine Eğitim-Sen avukatı İlkay Bahçetepe şunları söyledi:

“Bilindiği üzere Boğaziçi Üniversitesi’ne üniversitelerin özerkliği ve demokrasi ilkelerine aykırı bir şekilde Cumhurbaşkanlığı kararı ile Melih Bulu rektör olarak atanmıştı. Bu karar üniversitede ve tüm kamuoyunda tepkilere neden olmuşken yine Cumhurbaşkanlığı kararı ile Boğaziçi üniversitesinde hukuk ve iletişim fakülteleri kurulmasına karar verilmişti.

Üniversitenin ilgili organlarından hiçbir görüş alınmadan hızlıca alınan kararda Yüksek Öğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu’nun Ek 30. maddesi işlem gerekçesi olarak gösterilmişti. Bu karara karşı, Eğitimsen olarak Danıştay nezdinde Yükseköğretim Kurumları Teşkilatı Kanunu Ek Madde 30’un itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesi talebini de içerir iptal davası açmıştık.

Dava dilekçemizde fakültelerin kanunla değil Cumhurbaşkanlığı kararıyla kurulmasının Anayasaya, bilimsel özerklik ilkesine, Anayasa Md. 104’te düzenlenen Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağına ilişkin hükmüne aykırı olduğunu ifade etmiştik. İşlem sadece bu yönüyle değil kamu yararı ve hizmet gereklerine de aykırıydı.

SAVCILIK, DİLEKÇEMİZE PARALEL ŞEKİLDE GÖRÜŞ SUNDU

Zira Türkiye Barolar Birliği, Adalet Bakanlığının verileri, iletişim fakültelerinin her yıl verdiği mezun sayısı gibi veriler de bu gerekçemizi doğrulamaktaydı. Yine üniversitenin ilgili organlarının görüşü alınmadan fakülte kurulması da hukuka aykırıydı.

Dosyada Danıştay savcılığı görüşünü dosyaya sundu. Savcılık da dava dilekçemize paralel bir şekilde bilimsel özerklik ve üniversitelerin kendi organları eliyle yönetilmesi ilkesi gereği dava konusu işlemin dayanağı olan düzenlemenin iptali için itiraz yoluyla Anayasa Mahkemesine başvurulması yönünde görüş bildirdi.

Savcılığın sadece rektörün yazısıyla, üniversitenin akademik organlarının herhangi bir görüşüne başvurulmadan, bilimsel ve akademik gerekliliklere uyulmadan alınan kararın bilimsel özerklikle de bağdaşmadığına, dava konusu işlemde amaçlanan kamu yararı ve gözetilen hizmet gereklerinin davalı idarelerce ortaya konulamadığına, işlemin iptali gerektiğine ayrıntılı bir şekilde yer vermesi olumlu bir gelişme.

Temennimiz, Cumhurbaşkanlığının keyfi kararlarına karşı yargısal denetimin hukuk devleti ilkesine uygun şekilde yapılması, bilimsel özerklik, demokrasi ilkelerinin hayata geçirilmesi için Danıştay savcılığının görüşü doğrultusunda bir karar verilmesi.”