Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4816

EURO

36,1833

ALTIN

2.960,39

BIST

9.367,77

Cudi Dağı şehitleriyle ilgili Yargıtay noktayı koydu

Şırnak’ta 8 polisin şehit edilmesi, 9 polisin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyla ilgili davada yargılanan sanıklara verilen ağırlaştırılmış …

Cudi Dağı şehitleriyle ilgili Yargıtay noktayı koydu

Şırnak’ta 8 polisin şehit edilmesi, 9 polisin de yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyla ilgili davada yargılanan sanıklara verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını Yargıtay 3. Ceza Dairesi oy birliğiyle onadı.

Şırnak’ın Cudi Dağındaki Derebaşı kesiminde 21 Mart 2012 günü özel harekat polisleri Arif Mamış, Kadir Can, Cihat Akkaya, Recep Topaloğlu, Selim Arslan, Mustafa Erdoğan ile Silopi’de Polis Evi önünde nöbet tutan Muharrem Ünlü ile Gökmen Şimşek’in şehit edilmesi, 9 polisin yaralanmasıyla sonuçlanan saldırıyla ilgili 10 sanık hakkında kapatılan Diyarbakır özel yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı.

Yargılama başlamadan bu mahkemeler FETÖ’cü yargıçların kontrolü altında olduğu gerekçesiyle kapatılınca dosya yetkisizlik kararıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Ancak mahkeme, hain saldırının Silopi ilçesi sınırları dahilinde meydana geldiğini, Silopi’de işlenen suçlarla ilgili yargılama yapma yetkisinin de en yakın ağır ceza mahkemesi sıfatıyla görev yapan Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde olduğunu belirterek karşı yetkisizlik kararı verdi.

YASA DEĞİŞİNCE ÜÇÜNCÜ KEZ YETKİSİZLİK KARARI VERİLDİ

Cizre Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılamanın başlanmasından kısa süre sonra hükümet bu kez bir yasa değişikliği daha yaparak terör ve örgütlü suçlarla ilgili ilçelerde kurulu bulunan Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yargılama yapma yetkisinin kaldırıldığını, bu suçlara ancak il bazlı Ağır Ceza Mahkemeleri’nin yargılama yapmaya yetkili olduğuna dair kanun maddesi Meclis’te yasalaşınca dosya tekrar Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne üçüncü yetkisizlik kararıyla Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderildi.

Yıllarca görev ve yetki karmaşası nedeniyle il ve ilçelerde dolaşan dosyayla ilgili mahkeme sanıkları çeşitli hapis cezalarına çarptırdı, ancak bu kez de dosya Gaziantep Bölge İstinaf Mahkemesi ve Yargıtay tarafından bozuldu.

Son olarak Yargıtay’ın bozma kararına uyan Şırnak Ağır Ceza Mahkemesi sanıkları yeniden cezalandırınca Yargıtay 3. Ceza Dairesi dosyayı esastan inceledi.

DAVA 10 YIL SONRA KESİN HÜKME BAĞLANDI

Yargıtay PKK’ya lojistik destek sağlayan ve örgütle işbirliği yapan sanık Süleyman Tanrıverdi ile Mustafa Sidar’ın çatışmadan 1 gün sonra operasyon bölgesinde yakalandıktan sonra teröristlerin saklandığı mağaranın yerini gösterdiklerini, çıkan çatışmada 5 teröristin öldürüldüğünü belirtti.

Güvenlik güçlerinin operasyon yapacağı bölgeleri önceden teröristlere haber verdikleri belirlenen Sidar ile Tanrıverdi’nin el svap örneklerinde ateşli silah artıklarına da rastlanıldığının kriminal incelemeyle tespit edildiğine dikkat çekti.

“NASIL OLSA ÖLECEĞİM BARİ BİRKAÇ POLİS ÖLDÜREYİM”

Polislerin şehit edilmesinden sonra kaçmaya çalışırken yaralı yakalanan terörist Orhan Şakar’ın sorgu ifadeleri de bir bütün olarak incelenince sanıkların polislerin şehit edildiği olayın asli fail olduklarına kanaat getirildi.

Şakar sorgusunda, şu ifadeleri kullandı:

*Sabah 05.00’te keşif için mağaradan çıktım. Özel timlerin bize doğru geldiklerini dürbünle görünce bölge sorumlumuza haber verdim.

*O da, ‘Asker bizi fark etmezse kesinlikle ateş açmayın’ dedi. Mağaranın üstündeki bir delikte saklandım. Polisler bize yaklaşıyordu.

*Mağaranın önüne gelince mayın patlatıp taradık. Çatışma akşama kadar sürdü. Karanlık çökünce kaçmak istedik. Askerler mağaranın üstünü tutmuştu.

*Dışarı çıkmak isterken ateş gelince geri kaçıp bir yarığın içine girdim. Gün ağarırken askerler beni fark edince ateş açtım. Bombadan söz ediyorlardı.

*Bomba atacaklarını düşünerek yarığın sonuna kadar geriye kaçtım. 10 tane el bombası atıldı. Birinin pimi çekilmemişti. Ben çekip geri askerlere fırlattım.

*Tam karşıda polisleri görünce ‘Nasıl olsa beni öldürecekler, ölmeden bari birkaç polis öldüreyim’ dedim ve dere yatağına kaçtım.

*Geceyi burada geçirdim. 3 gün arazide gizlendim. Arkadaşlarımın öldüğünü görünce Silopi’ye gelince yakalandım.

KÜRT OLDUĞU İÇİN YARGILANIYORMUŞ

Yargıtay, sanık Süleyman Algan’ın teröristlerle işbirliği içinde olduğu suçunun toplanan delillerle sabit olduğunu, sanığın yerel mahkemedeki savunmasında,  “Kürt’üm diye beni yargılıyorsunuz.

Dil, din, ırk gözetilmeksizin karar vermenizi istiyorum. Ağırlaştırılmış ceza verecekseniz buyurun verin. Bizi kinlendiriyorsunuz, öfkelendiriyorsunuz” diyerek Kürtçe savunma yaptığını kaydetti.

“SAVUNMA HAKKI KISITLANMADI DELİLLER HUKUKA UYGUN”

Yargıtay, sanıkların temyiz başvurularının incelenmesinde, silahların eşitliği, çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda savunmaya yeterli imkan sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, istinaf ve temyiz denetiminde sınırsız biçimde yazılı savunma imkanını kullanabilme olanağı bulunması dikkate alındığında savunma hakkının kısıtlanmasının söz konusu olmadığından dosyanın esastan incelemeye alındığını belirtti.

Yargıtay, vicdani kanının oluştuğu, duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçeli karara göre delillerin hukuka uygun elde edildiğinin altını çizdi.

İddiaların özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığının altını çizen Yargıtay, eylemlerin doğru nitelendirilip kanundaki suç tipine uyduğunu, temyiz dilekçelerindeki nedenler yerinde görülmediğinden esastan reddiyle yerel mahkeme kararında bir isabetsizlik görülmediğinden hükmü ayrı ayrı onanmasına karar verilmesi gerektiğini bildirdi.

HER BİR ŞEHİT İÇİN AYRI AYRI AĞIR MÜEBBET

Yargıtay örgüte silah sağlama suçundan 13 yıl 9 ay hapisle cezalandırılan sanık Sait Ermağan’ın temyizden feragat talebinde bulunarak dosyasının kesin hükme bağlanmasını yönünde dilekçe verdiği için dosyasının temyiz incelemesine alınmadan verilen hükmün kesinleştiğini belirtti.

4yıl 2 ay hapis cezası alan sanık Mehmet Aydın’ın ise süresinde temyiz başvurusunda bulunmadığı için talebinin reddine karar verildi.

Yargıtay tutuklu sanıklar Orhan Şakar ile Süleyman Tanrıverdi’ye “Ülke birliğini ve bütünlüğünü bozmak ve kişiyi yerine getirdiği kamu görevinden dolayı öldürmekten” suçlarından 7 kez ağırlaştırılmış müebbet, 145’er yıl 6’şar ay hapis, sanık Mustafa Sidar’ın 9 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 145 yıl 6 ay hapis, sanıklar Süleyman Algan, Mehmet Halil Ermağan, Ahmet Gün’e verilen 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis, Tutuksuz Mehmet Mirmehmet 6 yıl 3 ay hapis cezaları ayrı ayrı onadı.