Çiftçiden Bakan Kirişçi’ye tepki
Tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da çiftçi artan maliyetlere karşı desteklerin yetersizliğinden yakındı. “Türkiye Cumhuriyeti, Ukrayna …
Tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da çiftçi artan maliyetlere karşı desteklerin yetersizliğinden yakındı. “Türkiye Cumhuriyeti, Ukrayna çiftçisinin dostu, Rusya çiftçisinin dostu da Türk çiftçisinin düşmanı mı ya?” diye soran bir çiftçi, “Öyle Ankara’da oturup da ‘çiftçi kazanıyor’ demekle olmuyor. Tarım Bakanı Ankara’da oturuyor iki tane adama soruyor ‘tamam çiftçinin durumu iyi’, nasıl iyiymiş? Gelsin bizimle yapsın çiftçiliği” siteminde bulundu.
İYİ Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu, tahıl ambarı olarak bilinen Konya’da Altınekin ilçesindeki çiftçileri ekili tarım arazilerinde çalışırken ziyaret etti. Çiftçilere sorunlarına soran Tozoğlu, bir dokundu bin ah işitti.
“GİDEN 4 BAKAN YARDIMCISI CEPLERİNİ DOLDURDU”
Elektrik faturalarına isyan eden bir çiftçi, AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Konya Milletvekili Leyla Şahin Usta ile arasında geçen bir diyaloğu anlattı.
Maliyetlerinin birçok kalemde geçen seneye oranla 3’e katlandığını ifade eden Çiftçi şunları söyledi:
*50 dekar ekim yaptım. Sulamayı kuyudan yapıyorum. Bu sene yağış düşmediği için 2’inci kez suluyorum. Bu ay elektrik faturam 100 bin lirayı geçti. Dönüme bize maliyeti 400 lira. Geçen sene kilovatı 800 liraydı, bugün KDV hariç bin 500 lira.
*Geçen AK Parti Milletvekili Leyla Şahin Usta geldi, ona da hepsini söyledim. ‘Köprü yapıyorsunuz köprü geçiş garantisi, hastane garantisi, havalimanı yapıyorsunuz, yolcu garantisi istiyorsunuz.
*Ben ektim bana da ekim garantisi verin’ dedim. Baktı baktı cevap veremedi ‘sen muhalefet diliyle konuşuyorsun’ dedi. ‘Hayır, vekilim, ben muhalefet diliyle falan konuşmuyorum, her şey belli’ dedim. Geçen sen 3 liraya aldığım dap gübresini bu sene 13 bin 500’e aldım.
*2 bin 800 liraya aldığım üre gübresini 13 bin 200 liraya aldım. Tohumları falan saymıyorum. Geçen sene Ayçiçek tohumu 900 liraydı bu sene 2 bin 100 liraya aldım. Tarım ilaçları 550 liraydı şimdi bin 500 lira. 3’e katlanmış.
*20 senedir tarımın başında tarımı bilen bir kişi yok. İl defa bir ziraat mühendisi olarak Vahit Kirişçi geldi. Şimdi 4 tane bakan yardımcısı atandı. Biri boyacı, biri avukat, biri eski vekil. Hiçbiri tarımdan anlamıyor. Giden 4 bakan yardımcısı ceplerini doldurdu şimdi sıra bunlara geldi.
“TARIM BAKANLIĞI MASADA YAPILMAZ”
“Türkiye Cumhuriyeti, Ukrayna çiftçisinin dostu, Rusya çiftçisinin dostu da Türk çiftçisinin düşmanı mı ya?” diyerek desteklerin yetersizliğinden yakınan bir başka çiftçi ise, Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi’ye tepki gösterdi. Tarım Bakanlığı’nın masa başı yapılacak bir iş olmadığını ifade eden çiftçi, şöyle konuştu:
*Çiftçilik yapıyoruz… Tarım Bakanlığı masada yapılmaz. Ben hasta olursam doktora gidiyorum doktor bana gelmiyor. Traktörüm bozulursa ben sanayiye gidiyorum, sanayi böyle gelmiyor.
*Tarım bakanıysa gelecek bir gün Çumra’da bir gün Kulu’da bir gün Altınekin’de bir gün Cihanbeyli’de bir gün Hadim’de çiftçi ile oturup sohbet edecek Tarım Bakanlığı öyle olur. Tarım Bakanı Ankara’da oturuyor iki tane adama soruyor ‘tamam çiftçinin durumu iyi’, nasıl iyiymiş? Gelsin bizimle yapsın çiftçiliği.
*20 yıldır hükümetler 20 yılda her iki yılda bir, her 6 ayda bir Tarım Bakanı değişiyor. Gelsin Benle beraber çiftçilik yapsın…
*Onların gözünde çiftçilik bir ay yapılır. Bir ay ben çalışacağım onlar yatsın, geri kalan işi onlara bırakalım yapabilecekse gelsin yapsın. Ben 9 çalışıyorum… Aralık 1 dediğinde işi bırakıyorum, Mart ayında toprağa gidiyorum. Çiftçilik öyle kolay bir şey değil.
“ÖYLE ANKARA’DA OTURUP DA ‘ÇİFTÇİ KAZANIYOR’ DEMEKLE OLMUYOR”
İktidar partisi mensuplarının çiftçinin mazotunun yarısını karşıladıklarına ilişkin yaptığı açıklamalara da sert tepki gösteren çiftçi, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
*6 bin lira mazotla ekin ektim, şimdi mazot 22-23 lira. Ben buna göre hasat edeceğim, neye göre fiyat isteyeceğim ben senden. Tarım Bakanı bana neye göre fiyat açıklayacak? Bin 500 dekar ekim yapacağım, gelsin parasını o versin karını o hesaplasın.
*Öyle Ankara’da oturup da ‘çiftçi kazanıyor’ demekle olmuyor. Her hafta bir destek açıklıyor. O destek veriyoruz diyenlere gelsinler desteği ben vereceğim. Ziraat Bankası’ndan beni hesabımı o çeksin, gübremi, mazotumu, tohumumu o alsın. Bin 500 dekara benim aldığım destek kayıtlı, çıkartırım onların önüne atarım.
*Bana verdiği mazot desteği 20 bin lira… Ben bin litre mazotu traktörlerim çalıştığında 5 günde yakıyorum. Geri klan 9 ay ben ne yapacağım? 265 gün ben mazotu nerden karşılayacağım? Haydi yarısını karşılasın..
*Ama adam çıkıp açıklıyor ‘biz çiftçinin mazotunun yarısını veriyoruz’ hani nerde veriyor! Bunu Tarım Bakanına da, millete de söylüyorum; gelsin benim paramı alsın, ihtiyacımı karşılasın. Yarısını geçtim üçte birini karşılasın!
“BUNDAN 20 YIL ÖNCE ÇEYREK ALTININ TANESİ 30 LİRAYDI, ŞİMDİ MARULUN TANESİ 30 LİRA”
Çiftçinin yeteri kadar desteklenmediği için üretimden uzaklaştığını ifade eden bir diğer çiftçi ise, şu ifadeleri kullandı;
*Rahmetli Barış Manço, ‘domates, biber patlıcan. Bir anda dünyam karardı he taraf yakılandı’ diyerek 30 yıl önce bu memleketi uyardı. ‘30 sene sonra bu domates, biber patlıcan marulu alamayacaksınız’ dedi. Şimdi o güne geldik. Bundan 20 yıl önce çeyrek altının tanesi 30 liraydı, şimdi marulun tanesi 30 lira.
*Geçen sene bin tane kuzu besledim. 25 bin liraya sattım, kuzu 50 kilo geldiği halde 1 milyon 250 bin lira tuttu. Ne oldu 200 milyar lira sildim. Ben bir daha bu işe yapmam. Şimdi 50 liraya kuzu bulamıyorlar. Niye? Çünkü üreticiye bakmadı, desteklemedi.
*Şimdi ‘ek’ diye bağırıyorlar. Ben köylü çiftçisiyim. 1950’li yıllardan bu yana devlet hiç arazi dağıtmadı. Gençlerde toprak almayınca gençler de haliyle işsiz kalıyor. İşsiz kalan genç bu sefer şehre gidiyor. Sonra şehir tepe taklak olurken köyde de üretici kalmıyor.