CHP’li Girgin: “Eski bir maden işçisi olarak söylüyorum, kazalar adeta seri iş cinayeti”
Amasra’da 41 maden işçisinin hayatını kaybettiği maden kazası ile ilgili Meclis’te konuşan CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Eski bir …
Amasra’da 41 maden işçisinin hayatını kaybettiği maden kazası ile ilgili Meclis’te konuşan CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin, “Eski bir maden işçisi olarak söylüyorum, acımız da öfkemiz de büyük. Ne yazık ki ülkemizde kaza sınırlarını çoktan aşan ve adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız” diye konuştu.
CHP Muğla Milletvekili ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi Süleyman Girgin, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda mali düzenlemeler içeren torba teklif görüşmelerinde Amasra’da 41 maden işçisinin öldüğü kaza ile ilgili konuştu. “Eski bir maden işçisi olarak söylüyorum, acımız da öfkemiz de büyük” diyen Girgin, şunları söyledi:
* Ne yazık ki ülkemizde kaza sınırlarını çoktan aşan ve adeta seri iş cinayetlerine dönüşen bir tablo ile karşı karşıyayız.
* Her yıl ortalama 2 bin kişi göz göre göre iş cinayetleri ile aramızdan koparılıyor. ‘Kaza değil, cinayet’ diyoruz. Çünkü çalışma yaşamı özelleştirme, taşeronlaştırma, sendikasızlaştırma, kayıt dışı, güvencesiz, esnek çalıştırma, kuralsızlaştırma gibi emek düşmanı politikalarla bir bataklığa dönüştürülmüştür.
EMEKÇİLERE KÖLELİK KOŞULLARI DAYATILIYOR
* Bugüne kadar başta Soma, Kozlu, Karadon, Ermenek, Torunlar olmak üzere onlarca, yüzlerce, iş cinayetlerinin kaynağında işçilere, emekçilere kölelik koşullarının dayatıldığı açık şekilde görülmüştür.
* Oysa ölen madencilerin bedenlerini yeraltından çıkarabilen ve başsağlığı dileyen değil, işçilerin kömür çıkarırken, çalışırken ölmesini engelleyebilen devlet sosyal devlettir.
* Maden Mühendisleri Odası gaz izleme sistemi verilerine ulaşamadı. Oda metan sensörünün kritik seviyede uyarı verip vermediği, verdiyse ne çeşit önlemler alındığı, uyarı vermediyse nedenlerinin incelenmesi gerektiği belirtiliyor.
* Enerji Sanayi Maden Sendikası açıklamasına göre de, işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerinin maliyeti, yeterince denetim yapmanın gereksiz görülmesi, yıllardır yaşanan her iş cinayetinin üstünün kapatılması ve sorumluların açığa çıkarılmaması hepimize yeni katliamlar, yeni acılar olarak dönmektedir.
* Burası bir kamu işyeri. Ortada bir Sayıştay raporu var, uyarıda bulunuyor. Bu kadar derinlikte üretim yapıldığı zaman grizu başta olmak üzere bir dizi tehdidin olacağı, buna göre önlem alınması gerektiğini, hatta gerekirse orada üretim yapılmaması gerektiği konusunda uyarıyor.
* İşçi sayısının yetersiz olduğu konusunda uyarıyor. Kamuda yeterince işçi, teknik eleman alınmıyor, sırf rödovansa alan açmak için. Alınsa rödovansa da gerek kalmayacak. Daha sağlıklı ve güvenli işletme bütünlüğü içinde bir üretim olacak. TTK’da bu sorun var. Havza bütünlüğünün bozulması ve rödovans sistemi felaketlere yol açıyor.
* TTK’da, TKİ’de sahalar bölündü ve rödovans yoluyla özel sektöre verildi. Bütünlüklü bir İSİG ve üretim politikası oluşturulmasını engelliyor bu durum. Kaza olan yerde yok ama bu sahalarda rödovans var.
* Bunun yanı sıra yine Sayıştay’ın 2019 yılı TTK raporunda rödovans suretiyle taşkömürü üretim işletmeciliği yapılan faaliyet alanlarında kayıt dışı kaçak taşkömürü üretim faaliyetlerinin arttığı, rödovansçı firmaların kaçak ocaklarda üretilen kömürü satın aldıkları ve böylelikle kaçak ocakçıyı pazar bulabilen üretici konuma getirdiği ifade edilmektedir. Kaçak ocaklarda meydana gelen kazalarda ise 133 işçinin öldüğü belirtilmektedir. Dileğimiz, kamusal, ulusal bir madencilik politikası oluşturulması, TTK’nın eksiklerinin gediklerinin, personel, teknik eleman, işçi olarak giderilmesidir.
TTK’NIN İŞÇİ TEKNİK ELEMAN AÇIKLARI GİDERİLMELİ
* Genel Maden İşçileri Sendikası, taşkömürünün, demir-çelik sektörü ile diğer sanayinin ana hammaddesi olan stratejik bir enerji kaynağı olduğu belirtiyor. Ülkemizin her yıl 38 milyon ton taşkömürünü milyarlarca dolar ödeyerek dışarıdan ithal ettiğini biliyoruz. TTK’ya mekanize, yarı mekanize, esnek mekanize yatırımları yapıldığını, bu yatırımların sonuçlarının alınabilmesi ve kömür üretiminin artırılabilmesi için TTK’nın işçi açıklarının acilen giderilmesi gerektiğini söylemiştir.
* TTK’da şu anda sendika yetkililerinden aldığım bilgiye göre bin 200 yerüstü, 6 bin 100 yeraltı olmak üzere 7 bin 300 işçi çalışıyor.
* Sayıştay 2019 raporunda TTK kurumunun İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesine yaptırdığı norm kadro projesine göre 12 bin yeraltı, 2 bin yerüstü olmak üzere 14 bin işçinin çalıştırılması gerekiyor.
* Ama kuruma 2009-2019 yılları arasında yine Sayıştay tespitine göre hiç işçi alınmamış. 2019 yılında bin 500 pano ayak işçisi alınmış ve bu işçiler peyderpey göreve başlamış. Fakat bu arada 2016-2019 yılları arasında emeklilik hakkı elde eden 2 bin 613 işçi ağır iş şartlarından dolayı kurumdan ayrılmış. Dolayısıyla işçi ihtiyacı acilen giderilmelidir.
MADEN MEVZUATI ÇAĞDAŞ BİR YAPIYA KAVUŞTURULMALI
* Madencilik, barındırdığı tehlikeler nedeniyle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren en tehlikeli iş koludur. İncelemeler sonucunda, maden kazalarının; teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmeli ve gerekli tedbirler alınmalıdır.
* Yeraltı kömür madenciliği bir kültürdür. Bu kültür geliştirilerek yaşatılmalıdır. Bunun için TTK ve TKİ gibi kamu kuruluşlarımız üretim yaparken aynı zamanda iş güvenliği ve mesleki eğitim anlamında okul görevi görüyor. Bu nedenle güçlendirilmeleri için gerekli çalışmalar zaman geçirmeden yapılmalıdır.
* Diğer yandan, Maden mevzuatı; odağında insan ve doğa olan çağdaş bir yapıya kavuşturulmalı ve bunun için ulusal madencilik politikaları oluşturulmalıdır.
MADEN ŞEHİTLERİNİN YAKINLARINA İSTİHDAM HAKKI
* 10 Haziran 2003 tarihi ile 13 Mayıs 2014 tarihi arasında kömür ve linyit madenlerinin yeraltı işlerinde meydana gelen iş kazası sonucunda ölen sigortalının eş ve çocuklarından birisi, eşi ve çocuğu yoksa kardeşlerinden birisi olmak üzere toplam bir kişinin kamu kurum ve kuruluşlarında istihdam edilebilmelerine imkân sağlandı.
* Ancak istihdam hakkına tarih sınırlaması getirilmesinden dolayı maden şehitleri kırgın. Yasa 2003-2014 yıllarını kapsıyor. 2003 yılı öncesinde de, 2014 sonrasında da çok büyük maden faciaları yaşadık.
* Burada gerçekten mağdur olan aileler var. Bu ailelerin çoğu, babalarını facialarda kaybettiler. Bunların çoğu babasını hiç tanımadılar. Bunlar da yararlanmalıydı. Bu mağduriyet süre sınırlandırması olmayacak şekilde giderilmelidir.