Bergama Antik Kenti’ndeki iki bin yıllık eserlere usta dokunuşu
Bergama Antik Kenti’ndeki kazılardan çıkarılan eserleri yarım asırdır antik yöntemlerle restore eden taş ustası Selim Baskın (61), UNESCO Dünya …
Bergama Antik Kenti’ndeki kazılardan çıkarılan eserleri yarım asırdır antik yöntemlerle restore eden taş ustası Selim Baskın (61), UNESCO Dünya Mirası Listesi’ndeki bölgenin ihtişamını geleceğe taşımak için çalışıyor.
Görkemli akropol, sağlık merkezi Asklepion ve dönemin en önemli tapınaklarından Kızıl Avlu ile her yıl binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlayan Bergama’nın antik mirasını geleceğe ulaştıranlar arasında, kazı heyetinin uzman üyelerinin yanı sıra taş ustaları da yer alıyor.
Trajan Tapınağı’nda çalışmak için henüz 16 yaşındayken antik yerleşime adım atan, Avrupalı tarihçi ve ustalardan binlerce yıl önceki taş işleme yöntemlerini öğrenen Selim Baskın da antik taş ustası olarak çalışmayı sürdürüyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı izniyle Alman Arkeoloji Enstitüsü tarafından bölgede hizmete alınan Martin Bachmann Restorasyon ve Taş Ustası Eğitim Atölyesi’ndeki genç ustalara eğitimi de Selim usta veriyor.
Kızıl Avlu’daki 1800 yıllık Tanrıça Sekbath Heykeli’nden antik yollara, duvarlara kadar birçok eşsiz eseri ayağa kaldıran Baskın, Antik Çağ’ın görkemli eserlerini geleceğe taşıyacak gençleri yetiştiriyor.
Eğitimlerini ocaklardan çıkan yeni taşlar üstünde alan taş ustaları, daha sonra bölgedeki binlerce yıllık taşları işlemeye başlıyor ve ait oldukları noktaya yerleştiriyor.
“TECRÜBE İSTİYOR”
Selim Baskın, Bergama’da çiftçilik yaparken babasını kaybettiğini ve 1978 yılında Bergama Antik Kenti’nde çalışmaya başladığını söyledi.
Almanya ve İsviçre’den gelen deneyimli ustalardan, tarihçilerden ve bilim insanlarından taş ustalığını öğrendiğini anlatan Baskın, “Basit bir iş değil. Taşın montajı, olmayan parçasının bulunması, yapıştırılması… A’dan Z’ye bu restorasyonu öğrendim. Kalıp çıkarabiliyorum, olmayan bir parçayı bulup yerine koyabiliyorum” dedi.
Baskın, bu süreçte Bergama’nın tarihini de öğrendiğini ifade ederek, “Restorasyonunu yaptığım taşın hangi döneme ait olduğunu biliyorum. Yıllardır bu işi yapıyorum ve seviyorum da. Bazı arkadaşlar bize kurs için geliyor. Bize de usta lazım, bulamıyoruz. Bir günde, bir yılda yapılacak bir iş değil bu. Tecrübe isteyen bir şey. Şimdi makine var, her şey var ama o zamanki gibi yapmıyor” diye konuştu.
Taşları işlerken Antik Çağ’da yaşayanları da düşündüğünü belirten Baskın, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir taş mesela Marmara Adası’ndan gelmiş. Oradan buraya hangi şartlarda geldi? Nasıl yaşam vardı? Adamlar yaşamak için çok güzel şeyler yapmış ve önemsemiş. Bak şimdi halen görebiliyoruz. Ayakta duruyor. Olmayanları tekrar birleştirip yapabiliyoruz. Turist olarak dünyanın her yerinden insanlar geliyor. Kalıcı bir şey.”
Baskın, çok sevdiği işini oğluna da öğrettiğini ve onu da bir usta olarak yetiştirdiğini kaydetti. (AA)