‘Bartın’daki maden faciası sonrası delil karartma ihtimali yüksek’
Bartın’da facianın meydana geldiği madendeki bilirkişi incelemesi sonrasında rapor hazırlayan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, delil …
Bartın’da facianın meydana geldiği madendeki bilirkişi incelemesi sonrasında rapor hazırlayan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi avukatlar, delil karartma ihtimalinin olduğunu ileri sürdü.
Çağdaş Hukukçular Derneği, 41 madencinin hayatını kaybettiği Bartın’daki maden ocağına ilişkin 19 Ekim’de yapılan keşif ve genel duruma dair bir rapor yayınladı.
19 Ekim’de bilirkişi heyetiyle birlikte yapılan keşifte yer alan avukatlar tarafından yayınlanan raporda dikkat çeken bulgular yer aldı.
Raporda, madende çalışan mühendislerin patlamanın sorumluluğunu maden işçilerinin hatası olarak göstermeye çalıştıkları belirtilerek, “Bunu yaparken de patlama öncesine dair birbiri ile çelişen ve gerçekle bağdaşması mümkün olmayan bilgiler verdiklerini gözlemledik.” denildi.
Hava değerlerine dair bilgi paylaşan mühendisin, tartışma konusu bölgedeki hava akış hızının daha yüksek çıkmasını sağlamak amacıyla ilk verdiği bilgileri sürekli olarak değiştirme çabası içerisinde olduğu izleniminin aktarıldığı raporda, “Bilirkişi tarafından o anda oluşturulan üç boyutlu havalandırma modeline dair yapılan incelemenin ardından gaz izleme odasına geçildi. Gaz izleme odasında yapılan incelemelerde, işletmede çalışan mühendisler ve gaz izlemede görevli personel tarafından bilirkişilere ilk başta madene giriş-çıkışı kapatmak için yapılan mevcut barajların arkasında çalışan bir sensörün olmadığı bilgisi verildi.” ifadelerine yer verildi.
BİRBİRİYLE TUTARSIZ VERİLER TUTANAK ALTINA ALINDI
Raporda, gaz izleme sistemindeki sensör verileri ile harita üzerine işaretlenen sensörler karşılaştırıldığında aynı hat üzerindeki CH4 (metan) ve CO (karbonmonoksit) sensörlerine ait kayıtların birbirleri ile tutarsız değerler gösterdiği belirtildi. O ana ilişkin şu izlenim aktralıldı;
“İnceleme sırasında gaz izleme biriminde çalışan bir personele sistemde kayıtlı sensör adlarının yanlış eşleştirilme ihtimali soruldu ve bazı sensörlerin eşleşmediği ve farklı sensörlere ait verileri döndürdüğü görevli personel tarafından kabul edildi. Soruşturma savcısından bu hususun tutanak altına alınması talep edildi ve bu durum sersör kayıt çıktıları üzerinde tutanak altında alındı. Keşif tutanağında bu husus yer almamaktadır.”
Keşif boyunca bilgisine başvurulan ve aynı işletmede çalışan bir mühendis tarafından sensörde kalibrasyon sorunu olabileceği, o bölgeden iki gün önce yapılan ölçümlerde sensörün %4 değerinde metan gösterirken seyyar ölçüm cihazı ile yapılan ölçümün %3 olduğu dile getirilmiştir.
“YANGIN DEVAM ETTİĞİ İÇİN KEŞİF SONLANDIRILDI”
Gaz izleme bölümündeki incelemelerin tamamlanmasının ardından şilt tahkimatlarının yer aldığı açık alana gidildi. Burada yapılan kısa incelemeden sonra maden içerisinin yüksek gaz değerleri ve yangının devam etmesi nedeniyle güvenli olmadığı bilgisi verildi ve keşif bu aşamada sonlandırıldı.
Avukatlar tarafından hazırlanan raporun sonuç kısmında ise delil karartma ihtimalinin yüksek olduğu belirtilerek şu ifadeler kullanıldı:
* Keşif sırasında bilgisine başvurulan mühendislerin tutarsız bilgiler vermeleri ve alınan bazı bilgilerin gerçek dışı olduğunun anlaşılması, müessese personelinin delilleri karartma ihtimalinin yüksek olduğunu göstermektedir.
* 14 Ekim 2022 tarihinde gerçekleşen ve 41 işçinin ölümü, bir çok işçinin de yaralanmasına neden olan bu katliamın sorumluları henüz tespit edilmemiş, şüpheliler hakkında herhangi bir adli işlem yapılmamıştır. Madende bulunan bilgisayarlar, sensör kayıtları vb. dijital materyallere el konulması için 16 Ekim 2022 tarihinde, yani katliamdan yaklaşık iki gün sonra, Sulh Ceza Hakimliği’nden karar talep edilmiş olması, delillerin karartılması yönündeki kaygılarımızı daha da güçlendirmektedir. Katliamın üzerinden 7 gün geçmiş olmasına rağmen şüphelilerin hâlen maden sahasındaki tüm delillere erişebilmesi soruşturmanın salahiyeti ve hakikatin açığa çıkarılması açısından son derece tehlikelidir.
* Geçmiş dönemlerde takip ettiğimiz soruşturma süreçlerinde karşılaştığımız delillerin karartılması ve tahrif edilmesi sorunlarının yaşanmaması adına; şüphelilerin bir an önce tespit edilerek gözaltına alınmaları, haklarında gerekli tedbirlerin uygulanması, müessesede görevli tüm personelin görevden el çektirilerek ocağın başka bir ekibe teslim edilmesi ve keşif sırasında alınan bilgilerin denetlenerek kontrolünün yapılması gerekmektedir.