Bahtiyar Paşa suikastı davasında Yargıtay bozma talep etti

Diyarbakır’ın Lice ilçesinde 15 vatandaşın hayatını kaybettiği terör saldırısında hayatını kaybeden Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın suikastıyla ilgili o dönem Diyarbakır İl Jandarma Komutanı olan Albay Eşref Hatipoğlu’na verilen beraat kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı bozma talebinde bulundu. 

Lice’de 1993 yılında PKK’lı teröristlerin ilçeye ağır silahlarla saldırması sonucu Abdullah Akçakmak, Ali Canbolat, Ali Nurettin Soyer, Ali Şanlı, Bayram Yıldız, Dilbirin Cantürk, Emine Kıraç, Hüseyin Cantürk, Muhyettin Gülen, Kudret Ergün, Mustafa Çakır, Saniye Boğan, Suna Cantürk, Yüksel Bayar ve Zana Çakır adlı vatandaşlar hayatını kaybetti.

Operasyonu yönetmek için Diyarbakır’dan helikopterle ilçeye giden Jandarma Bölge Komutanı Tuğgeneral Bahtiyar Aydın da jandarma komutanlığı bahçesindeki helikopter pistine iniş yaptığı sırada Kannas keskin nişancı tüfeğiyle açılan ateş sonucu kafasından vurularak şehit edildi.

BİRİ BERAAT ETTİ, DİĞERİNE DÜŞME KARARI VERİLDİ

Bu olaylarda ihmali olduğu gerekçesiyle dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Eşref Hatipoğlu ile Kurmay Albay Tünay Yanardağ hakkında dava açıldı.

İzmir Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan Albay Hatipoğlu beraat ederken, Yanardağ ise vefat ettiği için hakkında düşme kararı verildi.

Bölge İstinaf Mahkemesi de bu kararı onadı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise zamanaşımı uyarısında bulunduktan sonra davayla ilgili bozma talebinde bulundu.

SANIĞIN İFADESİYLE ARŞİV KAYITLARI KARŞILAŞTIRILSIN

Başsavcılık, sanık Eşref Hatipoğlu’nun soruşturma aşamasında alınan ifadesinde, Lice’ye harekât planı yapılmadığı, 21 Ekim 1993 tarihinde Jandarma Bölge Komutanlığından Batman Çayı Vadisi ile Lice güneyindeki Dibek Köyüne operasyon için onay alındığı, Bölge Komutanı şehit Bahtiyar Aydın’ın her iki operasyonu görmek ve Kulp ilçesinden idare etmek istediği şeklinde ifade verdiğine dikkat çekildi.

Hatipoğlu’nun ifadesinde, 21 Ekim 1993 günü 06.00 da Kulp’a gitmek üzere helikopterle hareket ettikleri, plan gereği iki adet F 16 uçağını bekledikleri, ancak uçakların Kuzey Irak’a gönderilmesi nedeniyle Süper Kobra helikopteri gönderileceği bilgisinin geldiğini, ancak yarım saat sonra bu helikopterlerin de Kuzey Irak’a gönderildiğinin bildirilmesi üzerine Bahtiyar Aydın’la görüşüp ardından Lice’deki Komando Bölüğüne inmeye karar verdikten sonra kuzey, güney ve batı yönlerinden bölüğe ateş açılması nedeniyle ilçeye gönderilen iki Kobra helikopterin Lice kuzeyindeki yamacı ateş altına aldığı belirtilerek, olayın aydınlığa kavuşturulması bakımından eksik hususların giderilmesi istendi.

“İLKER BAŞBUĞ İLE HASAN KUNDAKÇI DİNLENSİN”

Başsavcılık, sanık albayın ifadesinde belirttiği 21 Ekim 1993 günü operasyon onayına ilişkin belgenin Diyarbakır Jandarma Bölge Komutanlığı arşivinde olup olmadığının sorulmasını, varsa onaylı bir örneğinin gönderilmesini talep etti.

Sanığın operasyon için Diyarbakır 8. Ana Jet Üssünden olay günü iki adet F-16 uçak talep edip etmediğinin sorulması, bu talebinin hangi gerekçeyle karşılanmadığı, ifadesinde belirttiği gibi uçak ve helikopterlerin o gün gerçekten Kuzey Irak’a uçuş yapıp yapmadığının araştırılması gerektiği belirtildi.

Bahtiyar Aydın’ın şehit edilmesinden hemen sonra Lice’ye giden ve bu konuda istihbari bilgiye de sahip olmaları gereken dönemin Asayiş Kolordu Komutanı Korgeneral Hasan Kundakçı ile yardımcısı İlker Başbuğ’un tanık sıfatıyla ifadelerinin alınarak olaylarla ilgili bilgi ve görgülerinin sorulması istendi.

“UZUN ZAMAN GEÇMİŞ OLSA DA YÖN VE MESAFE DEĞİŞMEZ”

Sanık Eşref Hatipoğlu’nun, komando bölüğüne kuzey, güney ve batı yönünden ateş edilmesiyle meşru savunmada bulunulduğu, Kobra helikopterlerin kuzey dağ yamacına ateş ettiği şeklindeki savunması karşısında, olayın üzerinden uzun süre geçmiş olsa da, yön ve mesafe değişmeyeceğinden, olay yeri krokisi, tanık anlatımları ve dosya kapsamı dikkate alınarak, öncelikle hayatını kaybedenlerin öldürüldükleri yerin belirlenmesinden sonra bu yerlerin ilçedeki konumlarıyla İlçe Jandarma Bölüğüne mesafe ve yönünün tespit edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.

Başsavcılık bu hususların öncelikli araştırılarak sanık hakkında hüküm kurulması gerekirken, eksik soruşturma nedeniyle dosyanın bozulması gerektiğini ifade etti.