Anagold Madencilik’in Türkiye Müdürü: Çatlak fotoğraflarını mailimde üç gün sonra gördüm
İliç’te 9 gün önce yaşanan toprak kayması sonucu 9 işçiyi arama faaliyetlerine ara verilirken Anagold Madencilik’in Türkiye Müdürü’nün ifadelerine ulaşıldı. C.Y.D. ifadesinde, alandaki çatlakların olaydan iki saat önce mail ile kendisine bildirildiğini ancak e postayı olaydan üç gün sonra gördüğünü anlattı.
Erzincan’ın İliç ilçesinde maden ocağında meydana gelen toprak kaymasına ilişkin soruşturmada yurt dışına çıkış yasağı getirilerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şirketin Türkiye’deki müdürü C.Y.D. ifadesinde, maden sahasındaki yığın liç alanında oluşan çatlaklarla ilgili kendisine gönderilen uyarı e-postasını 3 gün sonra gördüğünü belirtti.
“DENETLEMENİN NASIL YAPILDIĞINI BİLMİYORUM”
İliç ilçesine bağlı Çöpler köyündeki altın madenini işleten şirketin Türkiye Ülke Müdürü C.Y.D, savcılıktaki ifadesinde, 6 Şubat 2024’te şirketin yönetim kurulu başkanı olarak göreve başladığını söyledi.
Toprak altında kalan işçilerden 4’ünün ana firmanın, 5’inin ise alt yüklenici firmanın çalışanları olduğunu anlatan C.Y.D, maden sahasında yapılan yığın liçlerin dizaynıyla ilgili projeyi, şirketin bünyesindeki proje birimi ile bir firmanın hazırladığını belirterek, “Projelendirmenin olurunu aldıktan sonra oksit birimine vermektedir. Oksit birimi projeye uygun şekilde yükleme yapmaktadır” ifadelerini kullandı.
Denetlenmesinin ne şekilde yapıldığını bilmediğini belirten C.Y.D, şunları kaydetti:
– Bu olayla ilgili yerin güvenliğinden bildiğim kadarıyla oksit proses birimi ve İSG birimi sorumludur. Bu olayda jeoteknik birimi kayıtları incelediği için ilgili birime bilgi vermek, gerekli önlemlerin alınması konusunda öneride bulunmak ve durdurmakla yükümlüler. Kayan kütlenin ne kadar miktar olduğunu bilmemekteyim.
– Radar sistemindeki tehlike seviyeleri hakkında bilgim bulunmamaktadır ancak risk analizleri sonucunda jeoteknik birimi seviyeye göre ilgili kişilere bunu bildirmekle yükümlüdür hatta yüksek riskli durumlarda şirketin üst yöneticilerine bu bilgilerin verilmesi gerekmektedir.
“SORUMLU DEĞİLİM”
Maden sahası ile ilgili sorumlu Kanadalı I.R.G’nin tutuklanması nedeniyle toprak kaymasının ardından yapılan operasyonu kendisinin yönettiğini söyleyen C.Y.D savunmasında şöyle devam etti:
– Bu olayla ilgili sorumlu olduğumu düşünmemekteyim. Söz konusu olayda ilgili birimlerin kendi bünyesinde inisiyatif ve sorumlulukları bulunmaktadır. Eğer bir sorumluluğum bulunsaydı alt birimde çalışanlar bana bir şekilde ulaşıp talimatları alırlardı. Sadece bilgilendirme amaçlı I.R.G’den benim bulunduğum mail grubuna mail gelmiştir. Suçlamaları kabul etmiyorum.
OLAYDAN İKİ SAAT ÖNCEKİ FOTOĞRAFLARI ÜÇ GÜN SONRA GÖRDÜ
C.Y.D, Sulh Ceza Hakimliği’ne verdiği ifadede ise olay günü ABD’de bulunduğunu, ABD saatine göre 04.30’da olayla ilgili kendisine telefonla aranarak bilgi verildiğini, daha sonra I.R.G. ile görüştüğünü ifade etti.
C.Y.D, yığın liç alanındaki çatlaklarla ilgili fotoğraflara ilişkin, şunları anlattı:
– Olaydan 2 saat önce bölgede çatlakların olduğuna dair I.R.G. bilgilendirme amaçlı fotoğraf attı ve önlem aldığına dair mail attı. Bu maili yurt dışındaki saat farkı nedeniyle görmemiştim.
– Olaydan sonra direktör arkadaşların uyarması ile olaydan 3 gün sonra maili gördüm. Böyle durumlarda üst yöneticilere mail atılmaktadır. Bunlar rutin bilgilendirme mailleridir. Bununla ilgili I.R.G. herhangi bir talimat almak için bu maili atmış değildir.
GÖREVİM ‘FİNANSAL’ DEDİ
Radar sistemlerinin alımıyla ilgili C.Y.D, “2023 yılı Aralık ayında radar sistemine ait cihazların bu yılki bütçeye girdiğini biliyorum hatta alımı ile ilgili onay alındığını bilmekteyim. Bu cihazlar yurt dışından alındığı için alım süreci uzamış olabilir” ifadesini kullandı.
C.Y.D, kendisinin yığın liç sahasından sorumlu olmadığını, finansal yapı ile ilgili işlemlerden yükümlü olduğunu ileri sürdü.
Avukatı da suçlamaları reddederek, müvekkilinin göreve olaydan bir hafta önce başladığını, görevinin finansal yapı ile ilgili olduğunu, maden sahasındaki operasyon, teknik konuda görev ve yetkisinin bulunmadığını savundu.