Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4810

EURO

36,4043

ALTIN

2.960,81

BIST

9.367,77

Alevi derneklerinden Erdoğan’a yanıt

Alevi dernek ve kurumları bugün bir açıklama yaparak Erdoğan’ın açıkladığı Alevi açılımının demokratik ve müjde içeren bir paket olmadığını …

Alevi derneklerinden Erdoğan’a yanıt

Alevi dernek ve kurumları bugün bir açıklama yaparak Erdoğan’ın açıkladığı Alevi açılımının demokratik ve müjde içeren bir paket olmadığını belirtilerek, “Aksine bu paket Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır” denildi.

Alevi dernekleri, kurumları ve cemevleri, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın dün açıkladığı alevi açılımıyla ilgili açıklama yaptı. İstanbul Garip Dede Dergahı’nda yapılan ortak açıklamayı Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Genel Başkanı Cuma Erçe okudu.

“Demokratik alevi açılımı değil, darbe” başlıklı açıklamada ilk olarak Erdoğan’ın alevi örgütlerini, kurumlarını yok saydığına değinilirken şöyle devam edildi:

*Açıklanan paket ne demokratiktir, ne de müjdedir. Aksine bu paket Aleviliğin şimdiye kadar devlet gücüyle soluksuz bırakılmasının yeni bir aşamasıdır.

*Ancak, Alevi, toplumunda bunun bir karşılığı yoktur, beyhude bir çabadır. Alevilerin sorunları, 17/18 Eylül 2022‘deki Hacı Bektaş deklarasyonunda ifade ettiğimiz üzere, ne cemevlerinin elektrik, su sorunu, ne imar sorunu, ne de dedelerimize ulufe diye dağıtılacak maaş sorunudur.

*Alevilerin sorunları, doğrudan negatif ayrımcı esaslara ve siyasal rejimin ihtiyaçlarına göre yapılandırılmış ve kronik hale gelen sorunlardır.

*Dün olduğu gibi, bugün de Cumhurbaşkanının reform diye müjdelediği paket  Alevilerin inançsal  varlığını, kimliğini inkar etmekte, Aleviliği devletli Sünniliğin bir eklentisine, zenginliğine indirgemekte, dolayısıyla Alevilik kendisinden her an vazgeçilebilir, gerektiğinde malı, canı yağmalanabilir artı bir kaynak olarak konumlandırılmaktadır.”

4 MADDEDE ALEVİLERİN KARŞI ÇIKMA SEBEBİ

Açıklamayı okuyan Erçe, dört maddede bu pakete neden karşı olduklarını özetledi.

İşte o maddeler:

1 – Alevilerin en temel taleplerinden biri olan ve eşit tanınma, eşit yurttaşlık haklarının sembolik bir ifadesine dönüşen ‘cemevleri ibadethanemizdir’ talebine bağlı olarak, cemevlerimizin ibadethane statüsüne kavuşturulmasına dair hiçbir adım atılmamıştır. Bu demektir ki Alevilik dinsel ve kimliksel özellikleriyle inkar edilmeye devam edilecektir.

2- Alevi toplulukların en önemli sorunu olan sosyo-politik, sosyo-kültürel düzeyde kamu gücüyle örgütlenen ve yeniden üretilen negatif ayrımcılık ısrarla reddedilmektedir. Lütfeder gibi Kültür ve Turizm bakanlığı’na bağlı bir kurum oluşturulacağı ve burada kendi ölçülerine uygun, yandaş Alevi kökenlilerin istihdam edileceği müjdelenmektedir. Bilinmelidir ki, istihdam edeceğiniz birkaç Alevi kökenli kişi Alevilere on yıllar boyunda yapılan haksızlıkların ve hala Alevileri kamu kurumlarında kendilerince en düşük kadroya bile almayan adaletsizliğin ve zulmün üstünü örtmeye yetmeyecektir.

3-  Bu  zehirli pakete göre Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir oluşum, bundan sonra Alevilerin dişi ile tırnağı ile, kendi öz güçleri ile iğne ile kuyu kazar gibi, emek. emek yoktan var ettiği, bütün cemevlerinin yönetimini yürütecektir. Açıkça ilan ederiz ki bu, devletin Alevi kurumsallaşmasına,  Alevi dinselliğine yönelik darbe ve el koyma girişimidir. Halkın seçilmiş temsilcilerinin yerine kayyum atanmasına nasıl karşıysak Alevi toplulukların öz be öz kendi mekanları, kendi ibadethaneleri olan cemevilerine de devletin el koymasına aynı şiddet ile karşıyız. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın özelleştirilerek dağıtılmasını ve tasfiyesini tartışmamız gerekirken, tam tersine cemevlerinin devletleştirilmesi ancak AKP tarzı bir kurnazlığın ürünü olabilir.

4- Bu anti-demokratik paketin gereği olarak oluşturulacak kurum ‘’cemevi hizmetlerinden eğitim faaliyetlerine” kadar cemevlerinde tüm kontrolü eline almaya hazırlanmaktadır. Cumhurbaşkanının bu belirsiz, muallak cümlesinin içinde taşıdığı tehdide karşı bütün Alevi toplulumunu ve kurumlarını uyanık olmaya çağırıyoruz. Aksi halde, rızalık üstüne, talib’e hizmet borcuyla, hakullah ile, Hakk uğruna hizmet veren dedelerimiz bundan sonra devletten alacağı maaşın hizmetçisi olacak, kamu kaynaklarının din kisvesi altında yağmalanmasından pay alacaktır. Yetmezmiş gibi, eğitim faaliyetleri adı altında, çocuklarımız, dedelerimiz, pirlerimiz, analarımız, ana sultanlarımız, ana bacılarımız, rayberlerimiz, rehberlerimiz, zakirlerimiz, hak aşıklarımız, Sünniliğin devletlu çarklarında şekillenecek, demelerimiz, nefeslerimiz, ayetlerimizin yerini Sünni doktrinin boğucu soluğu alacaktır. Bunun varacağı yer, cemevinde Kur’an kursu, cemevinde mızraklı ilmihal, cemevinde namazdır. Kimsenin dininde ve ibadetinde gözümüz yok. Ama bilinmelidir ki son bir Alevi de kalsa’ her Alevi kendi dinsel varlığının üzerine kimsenin kem gözünü de düşürmeyecektir.