Akar: Pençe-Kilit Operasyonu zincirin kilit halkası

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Pençe-Kilit Operasyonu bugüne kadar yaptığımız operasyonlar zincirinin kilit halkası. Mehmetçik diğerlerinde olduğu gibi bunu da başarıyla tamamlayacak, teröristleri inlerinde vuracak, onların inlerini başlarına yıkacak ve en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar da bu mücadelesi devam edecek” açıklamasında bulundu.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ankara Bilim Üniversitesi tarafından ATO Congresiumda düzenlenen “4’üncü Verimlilik ve Teknoloji Fuarı” resepsiyonuna katıldı. Programda bir konuşma yapan Bakan Akar, resepsiyonun Pençe-Kilit Operasyonu’na katılan askerlere ithaf edilmesinin kendileri için gurur ve onur meselesi olduğunu ifade etti.

Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarının en önemli ihtiyacının moral ve motivasyon olduğunu belirten Bakan Akar, Mehmetçiğin emeğine saygı gösterilmesini istedi. Bakan Akar, Türkiye’nin savunma sanayi alanında çok ciddi mesafeler kat ettiğini belirterek Türkiye’nin şu anda yapamadığı hafif silah olmadığını belirtti.

“TEMEL İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILAYACAK NOKTAYA GELDİK “

Savunma sanayisinde yüzde 80’e ulaşan yerli ve millî üretimin, TSK’nın temel ihtiyaçlarını karşılayacak noktaya geldiğini kaydeden Bakan Akar, bundan sonraki yolun zorluğunun da farkında olduklarını ifade etti.

Bakan Akar, Mehmetçiğin kendisine sağlanan imkânlarla kara, deniz ve havada kapsamlı tatbikatlar yaptığını dile getirerek böylece herhangi bir ihtiyaç hâlinde kullanmak üzere tecrübesine tecrübe kattığını söyledi.

Ülkenin ve milletin güvenliği için operasyonların taarruzi anlayışla sürdüğüne işaret eden Bakan Akar, dünya ve bölge barışına da ellerinden gelen katkıyı sağladıklarını bildirdi.

Bakan Akar, “Pençe-Kilit Operasyonu bugüne kadar yaptığımız operasyonlar zincirinin kilit halkası. Mehmetçik diğerlerinde olduğu gibi bunu da başarıyla tamamlayacak, teröristleri inlerinde vuracak, onların inlerini başlarına yıkacak ve en son terörist etkisiz hâle getirilinceye kadar da bu mücadelesi devam edecek.” diye konuştu.

“BU KİLİT KİLİTLENECEK VE HUDUTLARIMIZIN EMNİYETİ TAM OLARAK SAĞLANMIŞ OLACAK “

Teröristlerin elebaşlarının büyük bir panik içinde olduğunu gerek açık kaynaklarda gerekse istihbarat raporlarında gördüklerini ifade eden Bakan Akar, Mehmetçiğin rehavete kapılmadan, dikkat ve hassasiyetini kaybetmeden, artan şiddetle operasyonlarını sürdürdüğünü aktardı.

Bakan Akar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Suriye’nin kuzeyindeki YPG ile Irak’ın kuzeyindeki PKK arasında hiçbir fark yok. Bütün istihbarat raporları, açık kaynaklar, pratikteki uygulamalar açık ve net şekilde gösteriyor ki bunlar bir terör örgütünün parçaları. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Bunu da herkes bu şekilde görsün, anlasın. Kimse aklımızla alay etmesin. Bu minval üzere operasyonlarımızı sürdürmek suretiyle bu kilit kilitlenecek ve hudutlarımız, vatandaşlarımız ve güvenlik güçlerimizin emniyeti tam olarak sağlanmış olacak. Çalışmamız ve gayretimiz bu düzende.”

Mehmetçiğin operasyonlarını insan haklarına, çevreye, dinî yapılara saygılı bir şekilde sürdürdüğüne işaret eden Bakan Akar, TSK için masum insanların, çevre ile tarihî ve dinî yapıların dokunulmaz olduğunu vurguladı.

Bakan Akar; Ege, Doğu Akdeniz ve Kıbrıs’ta yürüttükleri çalışmaları anımsatarak Türkiye’nin barışta ve sorunların çözümü konusunda muhataplarından bir adım önde olduğunu bildirdi.

Yunanistan ile ilişkilere değinen Bakan Akar, “Yunanistan’ın olayları global bir şekilde görüp doğru ve mantıklı kararlar vermesini bekliyoruz. Bu kadar borcu olan bir ülkenin durup dururken sözde silahlanma sevdasına kapılması yahut NATO içinde bir müttefiklik varken yeni birtakım ittifaklar içinde koşması gerçekten sunilikten başka bir şey değil.” dedi.

Türkiye’nin savunma sanayi konusunda attığı adımları “Cin şişeden çıktı” diyerek tanımlayan Bakan Akar, “İş insanlarımızın, üniversitelerimizin bilgi üretmek, bunu teknolojiye dönüştürüp savunma sanayisine yansıtmak bakımından bir sorunu kalmadı. Mental ve psikolojik olarak kalmadı. Bu psikolojik bariyerler yıkıldı.” dedi.

Bakan Akar’ın konuşmasın ardından Yücel Arzen ve orkestrası birkaç şarkı seslendirdi.