30 yıl sonra ortaya çıkan hamam ve kilise kalıntıları yeniden su altında
Kaz Dağları’ndan beslenen Bayramiç Barajı’nda, kuraklıkla birlikte su seviyesi düşünce tekrar gün yüzüne çıkan hamam ve kilise kalıntıları mart ayında etkili olan yağışların ardından yeniden su altında kaldı.
Türkiye’de son dönemlerde etkili olan kuraklık nedeniyle birçok barajın su seviyesinde düşüş yaşandı.
Mitolojide ‘Bin Pınarlı İda’ olarak geçen Kaz Dağları’ndan beslenen Bayramiç Barajı’nda ise kasım ayındaki kuraklıklar nedeniyle su seviyesi yüzde 10’lara kadar düştü. Barajdaki su seviyesinin azalmasıyla yaklaşık 2 bin 500 yıllık geçmişi olan Skepsis Antik Kenti’ne ait hamam ve kilise kalıntıları, 30 yıl sonra tekrar gün yüzüne çıktı.
Mart ayında bölgede etkili olan yağışlarla birlikte 96,5 milyon metreküp su kapasitesine sahip barajdaki su seviyesi yüzde 59’lara kadar çıktı. Su seviyesinin artmasıyla 2 bin 500 yıllık geçmişi olan Skepsis Antik Kenti’ne ait hamam ve kilise kalıntıları tekrar su altında kaldı.
‘ÖNEMLİ OLAN AÇIĞA ÇIKAN KALINTILARIN MUHAFAZA EDİLMESİ’
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Oğuz Koçyiğit, “Kasım ayının sonlarına doğru mevsim şartlarına bağlı olarak yaşanan kuraklıkla birlikte Bayramiç Barajı’nın sularının bir kısmı çekilmişti. Bunun sonucunda o bölgede bulunan Skepsis Antik Kenti’ne ait olan hamam yapısı ve kilise kalıntısı açığa çıkmıştı. Yağışların artışıyla Skepsis Antik Kenti’ne ait kalıntılar tekrar sular altında. Bu normal bir süreç. Zaman zaman biz baraj sularının çekildiğini, zaman zaman barajın sularının arttığını biliyoruz. Burada önemli olan baraj suları çekildikten sonra açığa çıkan kalıntıların muhafaza edilmesidir” dedi.
‘ÇANAKKALE BÖLGE KORUMA KURULU TARAFINDAN ÇALIŞMALAR YAPILIYOR’
Skepsis Antik Kenti’nin 90’lı yıllardan itibaren birinci derece arkeolojik SİT alanı olarak koruma altında olduğunu söyleyen Koçyiğit, “Zaman zaman baraj suları çekildiğinde gün yüzüne çıkan kalıntıların korunmasıyla ilgili olarak Çanakkale Bölge Koruma Kurulu tarafından çalışmalar yapılıyor. Burada açığa çıkan kalıntıların özellikle de kötü niyetli insanlar ya da kaçak kazılarla defineciler tarafından tahrip edilmemesi adına da kolluk kuvvetlerimiz o bölgede sürekli olarak bulunuyor. Orası birinci derece arkeolojik SİT alanı ama sular zaman zaman çekildiği için açığa çıkan kalıntıların mümkün olduğunca tahribattan korunmaları gerekiyor. Bu konu önemli” diye konuştu. (DHA)