Çocuklarını okula götürmek için madende gece vardiyasında çalışıyormuş
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağı patlamasında 40 yaşında hayatını kaybeden işçi Mustafa Çelik’in biri engelli iki çocuğunu okula …
Bartın’ın Amasra ilçesindeki maden ocağı patlamasında 40 yaşında hayatını kaybeden işçi Mustafa Çelik’in biri engelli iki çocuğunu okula götürebilmek için gece vardiyasına geçtiği öğrenildi.
Yaklaşık 12 yıl önce madenciliğe başlayan, Muhammed Enes (2) Hüseyin Talha (5) ve Furkan (11) isminde 3 çocuğu bulunan Çelik, biri engelli iki evladının eğitimleri için patlamanın meydana geldiği Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessesesine ait maden ocağında gece vardiyasında çalışıyordu.
Ailesine ve çocuklarına düşkün olduğu öğrenilen Çelik, patlamada hayatını kaybetmeseydi bugün engelli oğlu Hüseyin Talha’yı Karabük’e dil eğitimine götürecekti.
“HİÇ GOCUNMADI”
Maden işçisinin annesi Şadiye Çelik, AA muhabirine, evladının her maden ocağından çıktığında kendilerine korkmamaları için haber verdiğini anlattı.
Oğlunun çocuklarının eğitimi için vardiyasını değiştirdiğini aktaran Çelik, “Geceye gidiyordu, sabah çıkıyordu. Çocuğunu haftada iki kez özel eğitime götürüp getiriyordu. Öbürünü dershaneye yazdırdı, onu götürüyordu. Çocuklarını götürüp getirmeye kimse yok, onun için vardiyasını geceye aldırmıştı. Öyle uğraştı oğlum, hiç çocuklarından gocunmadı.” diye konuştu.
Çelik, oğlu patlamada yaşamını yitirmeseydi bugün Hüseyin Talha’yı Karabük’e dil eğitimine götüreceğini belirterek, “İzne çıkacağını söylüyordu. ‘Çocuğumu dil eğitimine götüreceğim.’ diyordu. Çıkamadılar oradan, böyle olaylar oldu işte. Bütün çocuklar babasız kaldı. Her taraf yandı kül oldu. Allah’ım nasıl dayanayım bilmiyorum.” ifadelerini kullandı.
“ÇOCUKLARINA ÇOK DÜŞKÜNDÜ”
Baba Hüseyin Çelik de evladının sürekli yanına gelip gittiğini belirterek, “Çocuklarına çok düşkündü. Engelli oğlu vardı, yemeklerini verir, altını bezlerdi. Yemez içmez onlara yedirirdi, işe öyle giderdi. İşiyle ilgili konuşmazdı. Emekliliğine 3 senesinin olduğunu söylerdi. Başka bir şey demezdi, işini kötülemezdi.” dedi. (AA)