Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,5254

EURO

36,1854

ALTIN

2.982,66

BIST

9.367,77

Öztrak: Türkiye’de bir değil, birkaç tane Reza Zarrab iş tutuyor

CHP Sözcüsü Öztrak, bu yılın ilk yedi ayında, ödemeler dengesi istatistiklerinde kaynağı bilinmeyen finansman hareketlerinin izlendiği Net Hata …

Öztrak: Türkiye’de bir değil, birkaç tane Reza Zarrab iş tutuyor

CHP Sözcüsü Öztrak, bu yılın ilk yedi ayında, ödemeler dengesi istatistiklerinde kaynağı bilinmeyen finansman hareketlerinin izlendiği Net Hata Noksan kaleminden, ülkeye 24 milyar 347 milyon dolar girdiğini söyledi. 

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, Genel Merkez’de düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Öztrak’ın açıklamasının satır başlıkları şu şekilde:

“ENFLASYONU ŞAHA KALDIRDILAR, MİLLETİN TASARRUFUNU GASBETTİLER”

*Bugün, ekonomi başta olmak üzere, ülke gündemini değerlendirmek üzere karşınızdayım. Hep söylüyoruz. ‘Enflasyon en büyük, en sinsi halk düşmanıdır. En adaletsiz vergidir.’

*Enflasyon milletin satın alma gücünü, fark ettirmeden kemirir. Parasını pul eder. Ne sofrada, ne tencerelerde bereket bırakmaz.

*Enflasyon zıvanadan çıktığında, tüm fiyatlar birbiriyle yarışmaya başlar. Ama en geride kalan, daima emekçilerin, emeklilerin, dar ve sabit gelirlilerin ücreti, aylığı, geliri olur.

*’Faiz sebep, enflasyon sonuç’ safsatasıyla, enflasyonu şaha kaldıranlar, milletin dişinden, tırnağından artırarak yaptığı tasarrufları elinden zorla aldı, gasp etti.

“KAZANAN FAİZ LOBİSİ OLDU”

*Bankaların kârı son bir yılda beşe katlandı. Geçen yıl Temmuz’da, 40 milyar lira olan kâr, bu yıl 208 milyar liraya çıktı. ‘Bu ülkede faiz lobileri, en çok Erdoğan’ı sever’ diye boşuna demiyoruz: Erdoğan ağzına ne zaman ‘faiz’ lafını alsa, faiz lobileri abat olmuştur.

*Çünkü Erdoğan’ın fikri başka, zikri başkadır. Bunu en iyi faiz lobileri bilir. Hükümet bu yılın ilk sekiz ayında, bütçeden 174 milyar lira faiz ödemesi yapmış.

*Yine Nebati Bakanın, ‘Milletin cebinden tek kuruş çıkmayacak’ dediği, Kur Korumalı Mevduat için, Milletin Hazinesinden ödenen faiz ise 76 milyar lira olmuş.

*Sadece sekiz ayda, bütçeden faiz için yapılan toplam ödeme, 250 milyar lira. Ama aynı dönemde çiftçiye verilen destek; 25 milyar lirada kalmış.

*Faize verilenin onda biri. Halk Bankası eliyle esnafa verilen destek ise 6 milyar lira. Bu da faize verilenin kırk iki de biri. Ne diyordu şair; “Bu taksimi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa…

“BORSAYI MİLLETİN SOYULDUĞU BİR GAZİNOYA ÇEVİRDİLER”

*Milletimizin tasarruflarını, bugün enflasyonla gasp edenler, Borsa İstanbul’u da, milletin soyulup, soğana çevrildiği, bir Gazino haline getirdiler.

*Borsadaki manipülasyonlara, sadece seyirci kalmadılar, manipülatörlerin değirmenine de su taşıdılar. Ekonominin başındaki Bakan, bakanlığı bıraktı, yatırım danışmanlığına soyundu. Borsanın yükselişiyle böbürlendi. Kendine pay çıkardı.

*11 Eylül’de Nebati Bakan, küçük yatırımcıya sosyal medyada, ‘Gel gel’ yaptı. Hemen ardından da, Borsa İstanbul tepetaklak aşağıya indi.

*Özellikle bazı kamu bankalarının, hisselerinin fiyatlarındaki dalgalanmalar anormal demeyeceğim anormalinde ötesinde. Bu bankalar kiminle ilgili, kiminle ilişkili? Elbette Nebati Bakanla.“

“KONUT SAHİPLİK ORANI SÜREKLİ GERİLİYOR”

*Ülkeyi yöneten bu talan zihniyeti, milletin sadece parasını, pulunu gasp etmedi. Milletin umutlarını da çaldı. Bir ev, bir araba almak artık hayal oldu.

*Merkez Bankası daha yeni açıkladı. Geçtiğimiz yılın Temmuz’undan bu Temmuz’a, konut fiyatlarındaki artış, Türkiye genelinde yüzde 174, İstanbul’da ise yüzde 200 olmuş. Geçen yaz İstanbul’da 2 milyon liraya satılan ev, bu yıl 6 milyon liraya satılıyor.

*Peki, memurun, işçinin, çiftçinin, esnafın geliri, son bir yılda üç kat arttı mı? Elbette artmadı. Türkiye’de konut sahiplik oranı, Erdoğan’ın ucube tek adam rejiminin düğmesine bastığı, 2014’den bu yana sürekli geriliyor. Konut sahiplik oranı, 2014’te yüzde 61,1, 2020’de yüzde 57,9’a gerilemiş.”

“2019’DAKİ KONUT PROJESİNDEN TEK FARKI, ÜÇE KATLANAN AYLIK ÖDEME MİKTARI”

*2019’da ‘her yıl 100 bin sosyal konut projesi’ dediler. Bugün ‘5 yılda 500 bin yeni sosyal konut projesi’ diyorlar. Yani bir başka ifadeyle benim oğlum bina okur. Döner döner yine okur.

*Yapılacak evlerin sayısını bari değiştirin o bile aynı. Tek fark evlerin taksit tutarı. 2019 sonundaki projede; taksitler 894 liradan başlıyor. Bugün bu projede taksitler 2 bin 280 liradan başlıyor. Taksit neredeyse üçe katlanmış.

*Memleketi ne hale getirdiklerinin göstergesi. Peki, 2019’da açıkladıkları proje nerede? Konutlar ne oldu?

*Herhalde ağaca çıktı. Ağaç nerede? Balta kesti. Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağa kaçtı. Dağ nerede? Yandı, bitti, kül oldu…

“YİNE MIZIMAYA BAŞLADILAR”

*Daha muhalefetteyken, yönetime en fazla proje yaptıran Genel Başkan olarak, rekorlar kitabına giren Genel Başkanımız, burada da hükümete çözümü gösterdi.

*‘Verilecekse, bu projelere Hazine garantisi verilsin. Yeter ki vatandaşın işi görülsün. Biz bunu desteklemeye hazırız’ dedi. Akıl bizde, proje bizde ama Sarayın bakanları, reislerinden fırça yemekten korktukları için, yine mızımaya başladılar. ‘Bizim projelerimizi çalıyorlar’ diyorlar, ter ter tepiniyorlar.

*Bürokratları suçluyorlar. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. İşte alayiş valayiş, ‘Tarım Kredi Kooperatiflerinde şu kadar üründe, şu kadar indirim yapıyoruz. Enflasyon düşecek’ diye caka satıp duruyorlardı. O göstermelik indirim Tarım Satış Kooperatifleri aracılığıyla enflasyonla mücadele bir ay sürdü.

*Satış mağazalarında fiyatlar uçtu, gitti. Milletimiz bunların ne yaptığını gördü, notunu da verdi.

*Tasdiknamelerini de ellerine tutuşturmak için sandığı dört gözle bekliyor. Söylüyoruz, saray ve şürekası artık mefluçtur.

*Çoklu organ yetmezliğiyle maluldür. Hizmet etmeye takatleri kalmamıştır. Ama milletimiz merak etmesin.

“KAYNAĞI BELİRSİZ PARA GİRİŞİNDE KUŞKU UYANDIRAN REKOR”

*Bu yılın ilk yedi ayında, ödemeler dengesi istatistiklerinde, kaynağı bilinmeyen finansman hareketlerinin izlendiği, Net Hata Noksan kaleminden, ülkeye 24 milyar 347 milyon dolar giriş olmuş.

*Yine bu dönemde cari açık, 36 milyar 672 milyon dolar. Bir başka ifadeyle ilk yedi aydaki cari açığın üçte ikisi, kaynağını bilinmediğimiz hesap hareketleriyle finanse edilmiş.

*Ödemeler dengesi rakamları, 1992’den bu yana her ay yayımlanır. Biz bu büyüklükte bir kaynağı belirsiz para girişiyle, tarihimizde ilk kez karşılaşıyoruz. Bu çok ilginç ve kuşku uyandıran bir rekor!

“GİZLİDE GEBE KALAN AŞİKARE DOĞURUR”

*Özbekistan dönüşü Erdoğan’a: ‘Son zamanlarda içeriden ve dışarıdan, bu paraları nereden buluyorsunuz?’ diye yandaş medya mensupları sormuşlar.

*Erdoğan’ın verdiği cevap: ‘Çalışıyoruz, çalıştığınız zaman para da geliyor.’ Peki madem çalışıyorsunuz, madem bu kadar uğraşıyorsunuz bu paralar bu ülkeye neden bilinen, kayıt içindeki yollardan değil de gizli saklı giriyor?

*Ülkemize, kimliklerini gizleyerek, paralarının kaynağını saklayarak, kim para getiriyor, kimler para getiriyor? Neyin karşılığı getiriyor? Bu paralar ne kadar güvenilir?

*Gelmeye devam edeceğinin, hızla kaçmayacağının bir garantisi var mı? Sarayın kibirlisi şunu hiç unutmasın; ‘Gizlide gebe kalan, aşikâre doğurur.’”

“MERKEZ BANKASI AÇIKLAMA YAPMALI”

*Bu verileri hazırlayan Merkez Bankasının, bu konuda mutlaka bir açıklama yapması gerekir. Bu büyüklükte bir kaynağı belirsiz para girişi, nasıl mümkün olabildi? Bu paralar kimin parası?

*Ne kadar güvenilir? Bu, ‘istatistiki hata’ diyerek geçiştirilemez. Ödemeler dengesindeki ölçüm hataları, hesaplar arasındaki zaman tutarsızlıkları, zaman içinde geriye doğru zaten düzeltilir. Bu nedenle Net Hata Noksan hesabı, bu geriye doğru yapılan düzeltmelerden sonra hep sıfır etrafında dalgalanır.”

“KRİTİK YIL 2011, ZARRAB’IN TÜRKİYE’DE İŞ TUTTUĞU DÖNEM”

*Nitekim 1992’den 2011’e kadar, bu hep böyle olmuş. Ama 2011’den itibaren işler değişmiş.

*Bu tarihten sonra, kaynağı belirsiz finansman girişlerinin hızlandığı, ama geriye doğru yapılan düzeltmelerde, bu finansmanın kaynağının, nedense düzeltilmediği veya açıklanmak istenmediği anlaşılıyor. 2011 ve sonrası elbette sıradan bir tarih değil.

*Erdoğan’ın meşhur hayırsever İranlı iş adamının, Reza Zarrab’ın Türkiye’de iş tuttuğu dönem. Bu İranlı iş bitiriciyi, ‘Cari açığı finanse ediyor’ diyerek, ödüllere boğdukları dönem.

“ANLAŞILAN BUGÜN TÜRKİYE’DE BİR DEĞİL, BİR KAÇ ZARRAB İŞ TUTUYOR”

*Ama bugün, kaynağı belirsiz para girişlerinin hacmine baktığımızda, anlaşılan Türkiye’de bir değil, birkaç tane Reza Zarrab iş tutuyor… 2011’den bu yana, ülkeye giren kaynağı belirsiz paranın hacmi, 74 milyar dolara ulaşmış. Bu olağanüstü yüksek ve mutlaka izaha muhtaç bir rakam.

*İstanbul’un uluslararası mafyanın, hesaplaşma mekânına dönmesi, anlaşılan boşuna değil. Gün geçmiyor ki uluslararası mafyadan biri, İstanbul’da infaz edilmesin.

*AVM’lerde, restoranlarda silahlar patlamasın, çoluk çocuk vatandaşlarımız, ağır tehlikelere maruz kalmasın.”

“DÜNYA RUSYA’YA AMBARGO UYGULARKEN BU PARA GİRİŞİ SORGULANIR”

*Biz bir kez daha buradan çağrıda bulunuyoruz: Bu büyüklükte kaynağı belirsiz finansman girişi nereden oldu, nasıl oldu? Bu paralar kimin parasıdır?

*Merkez Bankası ve Nebati Bakan, bunu kamuoyuna mutlaka açıklamalıdırlar. Aksi halde tüm dünya Rusya’ya ambargo uygularken, bu kaynağı belirsiz para girişleri daha çok sorgulanır.

*Başımızı çok ağrıtır. Yerli yabancı yatırımcılar da, bunu finansman kaynağı değil, ciddi bir risk kaynağı olarak değerlendirmelerine yazarlar.”

“KATİL DEDİĞİ ESED’LE ŞİMDİ ‘GÖRÜŞÜRDÜM’ DEMEYE BAŞLADI”

*Erdoğan Özbekistan dönüşü, Merkez Bankası Kasasında, 115 milyar dolar olduğunu söyledi. Ama dostlarından aldığı borç kısmını bu defa es geçti.

*Biz bir kere daha milletimize gerçeği söyleyelim. O sözde dostlardan alınan kısa vadeli borçlar, yani SWAP’lar düşüldüğünde Merkez Bankasının rezerv hesabı, net 52 milyar 457 milyon dolar açık veriyor, bu nedenle de Erdoğan seçim öncesinde para bulmak amacıyla, oradan, oraya koşturup duruyor. Yeri geliyor, Putin’in koluna giriyor. Yeri geliyor, dün ‘katil Esed’ dediği hakkında, bugün ‘Keşke Özbekistan’a gelseydi görüşürdüm’ diyor.

*Ne diyordu Erdoğan? ‘Borç alan emir alır.’ O halde biz de kendisine şimdi soruyoruz: Himmetini aradıklarından, neyin emrini alıyorsunuz? Birkaç milyar dolar için, ülkemizin hangi menfaatlerini, peşkeş çekiyorsunuz?”

“ATAMIZIN MİRASINI KORUMAYA KARARLIYIZ”

*Cumhuriyet Halk Partisi olarak, biz kral değil; kuraldan yanayız. Biz otokrasiden değil; demokrasiden yanayız.

*Biz üstünlerin hukukundan değil; hukukun üstünlüğünden yanayız. Biz korkudan değil; özgürlükten yanayız. Biz kutuplaşmadan değil; kucaklaşmadan yanayız. Biz savaştan değil; yurtta barış, dünyada barıştan yanayız.

*Biz ele, el açmaktan değil; güçlü ekonomiden, katma değerli üretimden yanayız. Biz içe kapanmaktan değil; dışarıyla rekabetten, ama uluslararası işbirliğinden yanayız.

*Biz fakirleşmekten değil; hep beraber zenginleşmekten yanayız. Biz kararların tek başına değil; istişareyle alınmasından yanayız.

*Biz kendimize sadakatten değil; yönetimde liyakatten yanayız. Biz tek bir kişinin değil; milletin ortak iradesinden yanayız. Biz bu mirası, kurucumuz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten almışız. Bu mirası korumakta da sonuna kadar kararlıyız.”

“BİZ KAZANACAĞIZ”

*İşte bunun için biz kazanacağız. Biz kazanacağız, gençlerimiz kazanacak, esnafımız kazanacak, çiftçimiz kazanacak.

-Milletin masasında belirlenecek cumhurbaşkanı adayımız, milletimizin iradesiyle, Türkiye’nin 13’üncü Cumhurbaşkanı olacak. TBMM’deki sandalyelerin kahir ekseriyetini, millet masasındaki 6 partimizin milletvekilleri dolduracak.