Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,5619

EURO

36,2511

ALTIN

2.995,92

BIST

9.418,89

Bakan Soylu, İstanbul’daki toplanma alanlarının sayısını açıkladı

İçişleri Bakanı Soylu, deprem hazırlıkları kapsamında İstanbul’da toplanma alanlarının sayısının 2 bin 864’ten 5 bin 633’e çıktığını, kentte …

Bakan Soylu, İstanbul’daki toplanma alanlarının sayısını açıkladı

İçişleri Bakanı Soylu, deprem hazırlıkları kapsamında İstanbul’da toplanma alanlarının sayısının 2 bin 864’ten 5 bin 633’e çıktığını, kentte barınma alanı kapasitesinin de 1 milyon 390 bin 172 kişiye ulaştığını söyledi.

İçişleri Bakanı Soylu, katıldığı canlı yayında 17 Ağustos 1999 depreminde Türkiye’nin büyük bir acı ve travma yaşadığını vurguladı. Soylu, ”Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz” ifadesini kullandı.

Dünyada son 20 yılda en kritik 350 afet yaşandığını, bunun 27’sinin deprem olduğunu aktaran Soylu, depremin şu anda dünyada en öldürücü doğal afetler arasında yer aldığını kaydetti.

Soylu, depremin unutulmaması ve de depreme karşı hazırlıklı olunması gerektiğine işaret ederek, vatandaşların deprem anında şalteri indirmeleri, gazı kesmeleri ve acilen toplanma alanlarına gitmelerinin büyük önem taşıdığını dile getirdi.

Toplanma alanına giderken araba kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Soylu, şöyle konuştu:

* “Türkiye’deki toplanma merkezi sayısı 27 bin 800, bunun yüzde 75’inde kanalizasyon altyapısı, elektrik ve su var. İstanbul’da ise yüzde 56’sında var. İstanbul’da bir yıl içerisinde yüzde 100’ünü AFAD olarak tamamlamış olacağız.

* Vatandaşlar felaket anında toplanma merkezlerinden barınma merkezlerine geçmelidir. Bu hazırlıkların dışında bir de mobil AFAD sistemimiz var yani hücresel mesaj sistemi. Bir siren gibi çalar, bu sistemin amacı farkındalık yaratmaktır.

* Bir de HAY sistemimiz var. Mobil sistem ise depremden sonra bizi navigasyonla toplama alanına götürür. Deprem anında deprem ve afetlerle ilgili üç ayağımız var.

* Birincisi deprem öncesi, ikincisi deprem anı, üçüncüsü ise deprem sonrası yapabileceklerimizle ilgili kapasitelerimizi ortaya koyabilmek.”

“TÜRKİYE, 1999 DEPREMİNDEN DERS ÇIKARDI”

Soylu, 1980’den itibaren bütün dünyada doğal afetlerin dört kat arttığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:

* “Türkiye, 1999 depreminden bir ders çıkardı. Yasalar, kurumlar, tedbirler ortaya koydu. Son 2,5 yılda birçok doğal afetle karşı karşıya kaldık. 2,5 yıldır afetten afete koşuyoruz.

* Bütün devlet kapasitesi, sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, il özel idareleri, belediyeler olarak bunu yapıyoruz. Bir kez bile ‘Nerede bu devlet?’ sözünü duymadım.

* Son 2 yılda 61 bin afet konutu yaptık. Bu afet konutları eskiden gri konutlardı, şimdi hepimizin oturduğu gibi lüks konutlar olarak yapıldı ve 41 bini şu anda teslim edildi.”

Deprem ve afet öncesi 1 yatırım yapılırsa deprem ve afet sonrası 7 maliyetin bir vesileyle ortadan kaldırılabileceğini anlatan Soylu, “17 Ağustos depreminin Türkiye’ye maliyeti 15-17 milyar dolar arasıdır. O döneme göre bu rakam Türkiye Gayrisafi Milli Hasılası’nın yaklaşık yüzde 6’sı” dedi.

İSTANBUL’DAKİ TOPLANMA ALANLARININ SAYISI AÇIKLANDI

Soylu, depremle ilgili yaptıkları hazırlıkları şöyle anlattı:

* “İstanbul’da yaptığımız hazırlıklar var. İstanbul’daki yaklaşık 2 bin 500 kamu binasını ki bunun içinde 33 hastane, 1300 okul var. İstanbul’da toplanma alanları 2 bin 864’ten 5 bin 633’e çıktı. İstanbul’da barınma alanı kapasitemiz 1 milyon 390 bin 172 kişiye ulaştı.

* Bu yıl afet tatbikat yılı, 54 bin 300 tatbikat yapıyoruz ve milyonlarca vatandaşımıza ulaşıyoruz. Yıl sonuna kadar tatbikatlar yapmaya devam edeceğiz. Ekimde ulusal ve uluslararası bir tatbikat yapacağız.”

“TÜRKİYE’DE 81 İLİN RİSK AZALTMA PLANI VAR”

Soylu, Türkiye’deki sivil toplum örgütleri ve kamu kuruluşlarıyla beraber, deprem anında iyi koordine olduklarını ve kurtarma işlemlerini başarıyla gerçekleştirdiklerini belirterek, “Yüz binlerce gönüllümüz var. Türkiye’de 81 ilin risk azaltma planı var. İstanbul’da 1999’dan itibaren 459 bin bağımsız bölüm riski belirlendi ve bu bölümlerden 408 bin 298’i yıkıldı. Geri kalan da yıkılıyor. Risk olarak gördüğümüz her bina ilgili bakanlık tarafından riskten arındırılmaya çalışılıyor.” değerlendirmesinde bulundu.

YÜRÜYÜŞE KATILDI

17 Ağustos 1999 depreminin anma programı saat 21.00’de Gölcük Anıt Parkta kortej yürüyüşüyle başladı. Yürüyüşe İçişleri Bakanı Soylu, 81 ilden gelen AFAD gönüllüleri ve vatandaşlar katıldı. Kortej yürüyüşü Kavaklı sahilinde son buldu.

Kortej yürüyüşü öncesinde gazetecilere açıklama yapan Bakan Soylu, 17 Ağustos depreminden ders çıkartıldığını belirterek, “Tam 23 yıl önce bugün bize bu acıları yaşatmasıyla birlikte Türkiye’yi afetler konusunda bir başlangıç yaptı. Buradan ders çıkardık. Her afetten çıkardığımız gibi her olaydan çıkardığımız gibi dersler çıkarttık. Birçok hazırlıklar yapılıyor ve yapılacak. Türkiye’de bu afetten sonra afete yönelik strateji oluşturduk. Afet öncesi, sonrasına yönelik planlar oluşturup adımlar attık. dedi.

“TÜRKİYE’NİN BİR AFET BÖLGESİ OLDUĞUNU KİMSE UNUTMAMALI”

Bakan Soylu, Türkiye’nin bir afet bölgesi olduğunu kimsenin unutmaması gerektiğini ifade ederek, şöyle konuştu:

* “Hepimiz biliyoruz çocukluğumuzda siyah beyaz TV’lerde hepimiz gördük. ‘Nerede bu devlet’ diye vatandaşımızın yalnızlığı ve çaresizliği vardı. 2 – 2,5 yıldır bugün Allah’a hamdolsun. Afetten afete koşuyoruz. Kimse ‘Nerede bu devlet’ demiyor. Hem afet öncesinde yapacağımız hazırlıkları bütün kapasite ve kabiliyetimizle yapıyoruz.

* Afet anında devletin tüm kurum kuruluşları, sivil toplum kuruluşları vatandaşlarımızla birlikte afete maruz kalan vatandaşlarımıza, ticarethane, evler dahil devlet her yere yetişmeye çalışıyor. Vatandaşlarımız yetişmeye çalışıyor ve el birliğiyle yetişmeye çalışıyoruz.

* Biz depremi unutabiliriz ama deprem bizi unutmaz. Depremle, yarın veya öbür gün olabilecek diye sözleşmemiz de söz konusu değildir. Her an yine yeniden bir depremle karşı karşıya kalabiliriz. Türkiye’nin bir afet bölgesi olduğunu kimse unutmamalı.”

“AFETLERDE NE YAPACAĞIMIZI ORTAYA KOYAN STRATEJİLERİMİZ VAR”

Depremde, selde ve afetlerde plan ve hazırlıkların olduğunu söyleyen Soylu, şöyle konuştu:

* “Türkiye’nin selden depreme kadar, orman yangınlarından heyelana kadar, çığ düşmesinden kaya düşmesine kadar bir deprem bölgesi olduğumuzu unutmamak gerekir. 1980’den bugüne kadar afetsellik 4 kat artmıştır.

* Tam 4 kat ve artmaya devam etmektedir. Bu konuda bütün tedbirlerimizi sadece devlet değil sadece sivil toplum kuruluşları değil bir millet olarak eksiksiz yerine getirmek durumundayız. Geçen yıl afet eğitim yılıydı.

* Geçen sene 56 milyon insana bir şekilde afetle ilgili dokunduk, eğitim ortaya koymaya çalıştık. Bu yıl 54 bin 300 tatbikat dedik ve aştık. Kurumlar, okullar, madenlerde yapıldı. Çığ, kar, tahliye, sel, orman yangını tatbikatları yapıldı ve yapmaya çalışıyoruz.

* Bugün 24 bin 800 civarında afet toplanma alanımız var. Kişi başına metrekaresi sayısını 2-3-4 katına çıkarttık. Depremde, selde afette ne yapacağımızı ortaya koyan stratejilerimiz, planlarımız hazırlıklarımız çalışmalarımız var.”

“İNŞALLAH AFETLE KARŞILAŞMAYIZ”

En son Batı Karadeniz’de sel afeti yaşandığını ifade eden Soylu, şöyle konuştu:

* “Hepinizin cep telefonlarına mesajlar geldi ve hepiniz tedirgin oldunuz. Hepimizi uyandıran veya hepimizi acaba ne oluyor diye endişeye sevk edilen mesajlar geldi. AFAD mobil uygulamasından yapılan barajların su tutulmasına kadar.

* DSİ’nin yaptığı özellikle ırmaklarda, derelerde, nehirlere kadar kentsel dönüşüme kadar yanı sıra okulların hazırlıklı hale gelmesine kadar ve depreme dayanıklı olmayan binaların yıkılmasına kadar, Türkiye 1999 depreminden sonra farkındalığa kadar eğitime kadar birçok yenileşme ortaya koydu, birçok adım attı ve devam ediyoruz.

* Arama kurtarma ekiplerimize kadar helikopterlerimizin köylere jeneratör getirmesine gıda getirmesine kadar birçok koordinasyonumuz var. En önemlisi sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kurulan bir AFAD kurumu var.

* Bütün kurumları koordine eden bu kurumların yaptıklarını takip eden ve beraber çalışan yaygınlaştırmaya çalışan AFAD kurumu var. İnşallah böyle bir depremle karşılaşmayız, inşallah bir afetle karşılaşmayız. Ama her an karşılaşabilecek gibi de hazırlıklı olmalıyız, hazırlıklarımızı yapmalıyız.” DHA-AA