Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,5712

EURO

36,2196

ALTIN

2.988,34

BIST

9.367,77

‘İhtiyaç fazlası cami yerine ahlak ve adalet lazım’

İhtiyaçtan fazla caminin İslam’ın alameti olamayacağını söyleyen Erdoğmuş, “Ahlakın ve adaletin olmadığı bir toplumda camilerin inşa edilmesi …

‘İhtiyaç fazlası cami yerine ahlak ve adalet lazım’

İhtiyaçtan fazla caminin İslam’ın alameti olamayacağını söyleyen Erdoğmuş, “Ahlakın ve adaletin olmadığı bir toplumda camilerin inşa edilmesi İslam’ın varlığına bir alamet olabilir mi?” diye sordu.

ANAP’lı eski milletvekili, emekli müftü Abdulbaki Erdoğmuş, 20 yıllık ‘siyasal islamcı’ iktidarın, muhalefette iken talep edilen hak, hukuk ve eşitlik temelinde hayal kırıklığı olduğunu söyleyerek, “Samimi Müslümanlar için büyük pişmanlık oldu, büyük bir hüsran da oldu. Hem içinde yer alanlar hem de destekleyenler için” dedi.  “İslam’sız Müslümanlık” kitabında “İslam, Müslümanların elinde rehin” diyen Erdoğmuş, SÖZCÜ’ye çok konuşulacak açıklamalar yaptı:

ŞİDDETİ ÜRETEN FIKIH: Geleneksel fıkıhın mezhepleri oluşturduğunu, Müslümanların hayatlarında uygulamaya geçirdiği fıkıh anlayışının şiddet ürettiğini, şiddete kaynaklık ettiğini gördüm. Kur’an’da kadın ile fıkıhta işlenen kadın farklıdır. Müslümanların dini yaşayışını da fıkıh belirliyor. Bizim bu fıkıhla yüzleşmemiz söz konusu olmadığı için biz bunu anlayamadık. Doğal olmayan 500 yıl önceki kuralların (fıkhın) günümüze uyarlanmaya çalışılmasıdır.

CAMİLER İSLAM ALAMETİ DEĞİL: Ahlakı ve adaletin olmadığı bir toplumda camilerin inşa edilmesi İslam’ın varlığına bir alamet olabilir mi? Camiler İslam’ın şiarı deniyor. Ben de bakıyorum ülkemizde ihtiyaçtan fazla, israfa girmiş görüntüden ibaret çok sayıda camii var. Din adamlarının fazlalığı, İslam’ın şiarından mıdır, yoksa adaletin olması mı İslam’ın şiarındandır. Çok açık, ahlak ve adalettir. Camiler ortaçağ kiliselerinin görevine soyunmuşlar.

Havuzlu villadaki şeyhte kurtuluş arayanlar var!

Erdoğmuş’un “İslam’sız Müslümanlık” kitabında yer alan bazı ifadeler şöyle:

■ Müslümanlar olarak, bireyin; siyasi, dini, toplumsal, ailevi ve mahalle baskısı olmadan, kendi özgür iradesi, aklı ve bilgisi ile Allah’a inanmadıkça mümin olamayacağını bilmek zorundayız.

■ Şeyhinin; havuzlu villalarda, yalılarda, Mercedes içinde tasavvufu, sahabe hayatını yaşadığına inanan ve iradesini, manevi kurtuluşunu ona bağlayan milyonlarca Müslüman var. Parti genel başkanını “Ulu’l emir”,  siyasi liderini “İslam emiri” devlet başkanını “peygamber halifesi” bilen milyonlarca Müslüman var.