Ali Babacan: Erdoğan seçim startını verdi, kampanyasının ilk 3 maddesi…
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Erdoğan seçim kampanyasını başlattı. Seçim yasalarını değiştirerek siyasal mühendislik çalışmalarına …
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, “Erdoğan seçim kampanyasını başlattı. Seçim yasalarını değiştirerek siyasal mühendislik çalışmalarına girmek, gerilim çıkarmak, kutuplaştırmayı artırmak falan derken kampanyaya tam gaz devam ediyor” ifadesini kullandı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin genel merkezinde düzenlediği haftalık değerlendirme toplantısında konuştu. Babacan’ın gündeminde dış politika ve ekonomi vardı.
Erdoğan seçim kampanyasını başlattı” diyen Babacan şu ifadeleri kullandı:
* Seçim yasalarını değiştirerek siyasal mühendislik çalışmalarına girmek, gerilim çıkarmak, kutuplaştırmayı artırmak falan derken kampanyaya tam gaz devam ediyor. Kampanyasının 1. maddesi: Gazetecileri sustur. Onun için Basın Kanunu’nu düzenlemek istiyorlar. Kampanyasının 2. maddesi: İnternet sitelerini sustur.
* Onun için internet sitelerini yıldırmak istiyorlar. Ve kampanyasının 3. maddesi: Milletin sesini sustur. Onun için de sosyal medyada ifade hürriyetini çiğnemek istiyorlar. Tek dertleri, Türkiye’yi baskı ülkesine çevirmek. Tek dertleri bu. Bunun için de kamu gücünü, millete karşı kullanmayı marifet sanıyorlar.
‘DIŞ POLİTİKA SAYIN ERDOĞAN’IN VE ORTAKLARININ KEYFİNE BIRAKILMAYACAK KADAR CİDDİ BİR ALAN’
Babacan, Suriye’ye sınır ötesi operasyon hazırlığında olan hükûmete seslenerek, şunları söyledi:
* Türkiye, millî güvenliğimizi ilgilendiren konularda asla yaş tahtaya basmamalıdır. Dış politika Sayın Erdoğan’ın ve ortaklarının keyfine bırakılmayacak kadar ciddi ve önemli bir alandır. Hükûmet, iç politikadaki hedefleri uğruna terörle mücadelemizi zayıflatacak hiçbir şey yapmamalıdır. Ülkemizin teröre karşı verdiği haklı mücadele dünyanın gözü önünde asla sorgulanmamalıdır.
‘NİYE BUGÜN GÜNDEME GETİRİYORSUNUZ?’
* Birileri dış politika konusunda eleştiri duymaktan rahatsız. Çöken ekonomi, yok olan hukuk, can çekişen sağlık sistemi konuşulmasın istiyorlar. Tam bu nedenle, olası Suriye operasyonu ile ilgili niyetlerinden şüphe duyuyoruz. Onun için hükûmete soruyoruz: Ülkedeki sorunların üstünü sınır ötesi bir operasyonla örtmek mi istiyorsunuz? Kapsamı nedir? Bugüne kadar aklınıza gelmedi de niye bugün gündeme getiriyorsunuz? Gelin siyasi partileri bilgilendirin. 8 yıl MGK üyeliği yapmış bir insanım. Millet meselesi, devlet meselesi nedir iyi bilirim.
‘HADDİNİZİ BİLECEKSİNİZ’
* Oraya giden askerler hepimizin evladı, bu ülkenin evlatları. Sorularımıza cevap vermek zorundasınız. Görüş ve önerilerimizi dinlemek zorundasınız. Ayrıca, öyle sağda solda ‘Muhalefet operasyona destek vermiyor, yok öbür tarafı destekliyor’ falan filan gibi saçma sapan laflar da etmeyeceksiniz. Bunu konuşturtmayız, söyletmeyiz size. Hele hele ülke tarihine tek bir hayrı geçmemiş, şu ülkenin menfaatine tek bir iş yapmamış ortakları yanınıza aldıktan sonra bizleri susturmaya kalkamazsınız. Susmayacağız. Bu kadar ucuz değil. Haddinizi bileceksiniz.
‘SİYASİ MEŞRUİYET MUHALEFETİN GÖRÜŞÜNÜN ALINMASIYLA SAĞLANIR’
* Vatandaşın önemli bir ekseriyeti artık bu hükûmetin arkasında değilse böylesine stratejik, önemli konularda hükûmet sadece yasal meşruiyetine dayanarak adım atamaz. Böylesine bir operasyonun siyasi meşruiyetini sağlamak ancak siyasi partilerin, muhalefetin doğru bir şekilde bilgilendirilmesi ve onların da görüşünün alınmasıyla sağlanabilir.
‘PUTİN’İN KAPISINDA BEKLEDİNİZ’
* Suriye’de 34 şehit verdikten sonra gidip, Moskova’da Putin’in kapısında beklediniz. İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliği meselesinde yine düzgün bir analiz yapıp etkin bir diplomasi sergilemek yerine, bir başka şov peşindeler. Diyelim ki, bu iki ülke savunma sanayi kısıtlamalarını kaldırdı. Büyük bir başarı mı kazanmış olacaksınız? Terörle mücadelede üstün bir çaba mı ortaya koymuş olacaksınız? Kimseyi aldatmayın. PKK terör örgütüne müsamaha gösteren, bu örgütün ilişkili olduğu birimlere alan açan sadece bu iki ülke mi? Bütün mevcut NATO üyelerine aynı çağrıyı yapın. Bütün BM üyelerine aynı çağrı yapın.
‘SENİN GİBİ FİYAT ARTIRAN VAR MI?’
Ülke ekonomisi ve art arda yapılan zamlarla ilgili de konuşan Babacan, iktidarı eleştirerek şu ifadeleri kullandı:
* Zamların suçlusu kendileri değilmiş gibi esnafımız ile vatandaşı karşı karşıya bırakıyorlar. Bu, dürüst bir devlet yönetimi değil. Sen neyin baskınını ne yapıyorsun ya? Hangi fiyat denetiminden bahsediyorsun? Kendi öz denetimini yapsana. Piyasada senin gibi 4 buçuk, 5 buçuk kat fiyat arttıran başka birisi var mı? Elektrik ve doğal gazın fiyatını belirleyen Cumhurbaşkanı. Dün geceki zamlarla elektrik 4,5 kat, doğalgaz fiyatı 5,5 kat artmış.
‘ZAMLARIN EN AZ YARISININ SEBEBİ SENSİN’
* Kalkmış ‘Fahiş fiyatlarla mücadele edeceğiz’ diyor. Yahu fiyatları fahiş bir şekilde artıran sensin. Sen elektrik fiyatlarını artırdığında, doğalgaz fiyatlarını artırdığında, A’dan Z’ye her şeye zam geleceğini bilmiyor musun? Bu zamların en az yarısının sebebi sensin. Hesap ortada! Dolar iki katına çıkmasaydı, bugün sanayicinin elektriği 288 kuruş değil, 140 kuruşun altında olacaktı.
* Dolar iki katına çıkmasaydı, bugün sanayicinin doğalgazı 10 lira 40 kuruş değil, 5 liranın altında olacaktı. Dolar iki katına çıkmasaydı, bugün benzin, mazot 24 lira, 25 lira değil, 10 lira civarında olacaktı. Bir de ne demiş? ‘Vatandaşın ekmeğiyle, doğalgazı, elektriğiyle dertleniyoruz’ demiş. Belli, çok belli. Her dertlendiğinde zam geliyor. Her dertlendiğinde üstümüzdeki yük katmerleniyor.
‘BİZ GELİNCE SİZ RAHATÇA UYUYABİLİRSİNİZ’
* Erdoğan ‘Bu ülkenin en garip insanının da karnının tok, üstünün pek, gönlünün huzurlu olduğunu görmeden bize rahat uyku uyumak haramdır’ diyor. Uykusuz geceler bekliyor. Üç gün önce ‘Memlekette açlık yok’ diyordu. Sayın Erdoğan; bu sözlerinizde samimiyseniz bundan sonra size 5 dakikalık uyku bile yok. Ama ilk seçimde sandıkla biz geleceğiz. İşte o günden itibaren çok rahat uyuyabilirsiniz, biz evelallah yine ülkemizi düzlüğe çıkaracağız.
‘HALKI YANILTICI VERENLERİ ARIYORSANIZ BEŞTEPE’YE BAKIN’
* Gazetecileri susturmak için Basın Kanunu’nu düzenlemek istiyor. İnternet sitelerini susturmak için internet sitelerini yıldırmak istiyor. Milletin sesini susturmak için de sosyal medyada ifade hürriyetini çiğnemek istiyor. Tek dertleri Türkiye’yi baskı ülkesine çevirmek. Kamu gücünü millete karşı kullanmayı marifet sanıyor. Ne diyor? ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yaymak suçtur’ diye yasa çıkarmaya çalışıyorlar. Yeni bir suç uyduruyorlar.
* Halka yanıltıcı bilgi verenleri arıyorsanız Beştepe’ye bakın. Örneğin ‘Türkiye’de açlık yoktur’ demek halkı yanıltmaktır. Çünkü yatağa aç giren çocuklar vardır. ‘Ekonomik krizin sebebi dış güçlerdir’ demek halkı yanıltmaktır. Çünkü krizin tek sebebi Beştepe’dir. El yapımı, ev yapımı, yerli ve millî krizdir. Sayın Erdoğan’ın ‘Ben faizle mücadele ediyorum’ sözleri de halkı yanıltmaktır. Gelmiş geçmiş en yüksek faiz ödemelerini yapan kendisidir.
‘AKLI SIRA AĞZIMIZI BANTLAYINCA HUZUR BULACAK’
* ‘Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma suçu’ diye bir şey çıkartıp 3 yıla kadar da hapis cezası öngörüyor. Seçim yolunda kendisinin sözlerini tekrar etmeyen herkesi cezalandırmayı hedefliyor. Bu gidişle söz söylemeyi yasaklayacak, işi bitirecek. Aklı sıra ağzımızı bantlayacak, ancak öyle huzur bulacak.