5 ineğinden 4’ünü satmak zorunda kalan üretici: Süt tozu ithal edip onunla yoğurt yapsınlar
Açıklanan çiğ süt fiyatından umduğunu bulamayan ve yem fiyatlarıyla birlikte girdi maliyetleri her geçen gün yükselen süt üreticisinin isyanı …
Açıklanan çiğ süt fiyatından umduğunu bulamayan ve yem fiyatlarıyla birlikte girdi maliyetleri her geçen gün yükselen süt üreticisinin isyanı dinmiyor. Borçları sebebiyle 5 ineğinden 4’ünü satmak zorunda kalan üretici Ali Kavak, ineklerin artık kendi maliyetini bile karşılamadığını belirterek, “Amaçlarına ulaştılar, üretici bitti. Bu saatten sonra süt tozu ithal edip onunla yoğurt yapsınlar” sözleriyle tepkisini dile getirdi.
Ulusal Süt Konseyi’nin 15 Mayıs’tan itibaren çiğ sütün litre fiyatını 7,50 lira olarak açıklaması üreticiyi memnun etmezken, yem fiyatlarına her geçen gün gelen yüksek zamlar süt üretimini büyük bir krizin içine sokmanın eşiğine getirdi.
Artan girdi maliyetleri sebebiyle beli bükülen ve borç batağı içerisinde olan süt üreticileri ise ellerindeki hayvanları ya satmak ya da kesime göndermek zorunda kaldı.
CHP Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen, Manisa’nın Kırkağaç ilçesinde besicileri ziyaret ederek yaşadıkları sıkıntıyı yakından dinledi.
“BU SAATTEN SONRA SÜT TOZU İTHAL EDİP ONUNLA YOĞURT YAPSINLAR”
Kırkağaç ilçesinde hem çiftçilik hem de hayvancılıkla uğraşan Ali Kavak, hayvancılığın artık bitme noktasına geldiğini ifade ederek, borçlarından dolayı 5 ineğinden 4’ünü satmak zorunda kaldığını dile getirdi. Üretici Kavak yaşadığı sıkıntıyı şu ifadelerle anlattı:
“Süt fiyatları malum ortada. Artık inekler kendi masrafını bile çıkartmıyor. Destekleri 20 kuruşa indirdiler. Bir yerden verip diğer yerden kırpıyorlar. Amaçlarına ulaştılar, üretici bitti. Bu saatten sonra süt tozu ithal edip onunla yoğurt yapsınlar.
5 süt hayvanım vardı sata sata elimde bir hayvanım kaldı. Onu da kendi ihtiyaçlarımızı karşılamak için bıraktım. Gebe hayvanlar bile kesiliyor, hayvan bitiyor. 7 ay önce kurban için besi işine başladığımda Tarım Kredi’de yemin çuvalı 145 liraydı. Daha bir ay olmadı 236 liraya aldım, aldığım gün de 15 lira zam geldi.
Şimdi et fiyatları yükseliyor ama yem fiyatlarını ondan daha çok yükseltiyorlar. İşin içinde denge yok. Kurban bayramı için hayvanımı 26 bine sattım. Ama şu an 30 bine satsam yine işin içinden çıkamam. Borç her zaman sırtımızda. Devlet bize resmen bu işi bırak diyor. Her gün daha da çok batıyoruz”
“BİZ ÜRETMEK İSTİYORUZ AMA DEVLET ÜRETTİRMİYOR”
Yem fiyatlarının yüksek olması sebebiyle 10 dönümlük tarlasına arpa ektiğini ancak gübre atamadığı için yeterli verim alamadığını söyleyen Kavak, “Gübrenin fiyatı 830 lira oldu. Benim bu tarlaya 5 çuval gübre atmam lazım hangi parayla atayım?
Kendi yemimi kendim ekeyim dedim. Ama o da olmadı. Her yerden sıkışmış vaziyetteyiz. Bir çıkış yolumuz yok. Biz üretmek istiyoruz ama devlet ürettirmiyor. Versinler bize yemin çuvalını 120 liraya, nasıl üretiyoruz görsünler. Sürekli zarar ederek de bir iş yapılmaz” diye konuştu.
“YEMCİYLE MAZOTÇUYA ÇALIŞIYORUZ”
Uzun yıllardır oğlu Ali Namlı ile birlikte hayvancılık yaptıklarını söyleyen Mehmet Namlı, bu yıl yaşadıkları sıkıntı kadar başka bir yıl yaşamadıklarını ifade etti.
Oğlu Ali Namlı hayvancılığın artık yapılacak durumda olmadığını “Son demlerini yaşıyor diyecem ama artık son dem bile kalmadı” sözleriyle ifade ederken, baba Mehmet Namlı ise yaşanın sıkıntıyı şöyle dile getirdi:
“Dededen oğula bu işin içindeyiz. Ama ben oğluma artık bu işten uzaklaşmasını söylüyorum. Çünkü hayvancılık son demlerini yaşıyor. Gelenbe’de 4 tane mandıra var. Bunlardan ikisi depolarını doldurdu. Yani üreticiden süt almıyor. Çünkü depolar dolu, fiyatlar yüksek, satamıyorlar.
Bu durum direk üreticiye yansıyor. Sütünü satamayan üreteci ineklerini kesime gönderiyor. Şuanda 90 tane hayvanım var. Ama her sene azalıyor. Sattığım hayvanı yerine koyamıyorum. Seneye 50 hayvana düşüreceğim.
Kurbanlık danayı 20 bine sattım. Bana maliyeti 13 bin lira. Zaten günlük 50 lira yem masrafı var. Başa baş hesap. Mazot ve yem maliyetleri bizi bitirdi. Yemciyle mazotçuya çalışıyoruz. Peşin parayla çalıştığımız halde, işçiliğini de kendimiz yaptığımız halde işin içinden çıkamıyoruz.
Her sıkıştıklarında ‘İthal ederiz’ diyerek işin içinden çıkıyor. Ama ithalatla çözülecek iş değil bu. Üreticinin desteklenmesi lazım. Süt fiyatı en az yem fiyatı kadar olmalı ki kazanabilelim. Bize ucuz yem versinler. Biz üretiriz. Devamlı mağdur olduktan sonra üretmenin bir anlamı yok. Yarınımızı bilmiyoruz. Hem üretici hem tüketici dertli”