Adana FM
Adana FM

DOLAR

34,4317

EURO

36,1497

ALTIN

2.959,80

BIST

9.367,77

Gözleri kapanan cilt kanseri Salih: Ailemi merak ediyorum

Erzurum’da cilt kanseri 11 yaşındaki Salih İğneci yaşadığı karanlık odadan gün yüzüne çıkıp okullu oldu. Yaşadığı dramın gündeme gelmesinin …

Gözleri kapanan cilt kanseri Salih: Ailemi merak ediyorum

Erzurum’da cilt kanseri 11 yaşındaki Salih İğneci yaşadığı karanlık odadan gün yüzüne çıkıp okullu oldu. Yaşadığı dramın gündeme gelmesinin ardından yardım eli uzanan İğneci, yüzünü saran yaraların iyileşmesi ile kapanan gözleri de ışığı algılamaya başladı. Görmeyi çok istediğini belirten İğneci, “Ailemi merak ediyorum. Tek başıma bisiklet sürmek istiyorum” dedi.

Yasemin- İdris İğneci çiftinin, 3 çocuğundan en küçüğü olan Salih’in 2 yaşındayken sol gözünün üzerinde kitle çıktı. Kitle ameliyatla alındı ancak yüzünün farklı yerlerinde yeni kitleler çıktı. Cilt kanseri teşhisi konulan ve yüzünde derin yaralar oluşan Salih İğneci, 10 ameliyat geçirdi.

Buna rağmen gözleri yaralar nedeniyle kapandı. Ankara Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Tıbbi Onkoloji Bölümü’nde tedavi olan Salih İğneci’ye 6 aylık kullanım için ilaç verildi.

Maddi gücü yetersiz olan İdris İğneci, kutusu 2 bin 600 TL olan 12 kutu ilacı alabilmek için aşçılık mesleğini bırakarak, ailesiyle birlikte Aziziye ilçesine bağlı Aşağı Yenice köyüne yerleşti. Burada çobanlık yapmaya başlayan İğneci’ye oğulları Haktan (10) ve Fırat (13) yardım etti. Salih ise köydeki perdeleri kapalı tek odalı evde karanlıkta yaşama tutunmaya çalıştı. Salih gün boyu odasında açık olan televizyonu dinleyerek zaman geçirdi.

“GÖZLERİ IŞIĞI ALGILAMAYA BAŞLADI”

Güneşe alerjisi olduğu için dışarıya çıkamayan Salih’in karanlık odadaki yaşam mücadelesinin 2 yıl önce haberleştirilmesinin ardından aileye yardım yağdı. Sağlık Bakanlığı’nın da devreye girmesiyle Ankara’da tedavisine başlanan Salih’ten art arda iyi haberler gelmeye başladı. Damar yoluyla 3 seans uygulanan ilaçla, Salih’in boynundaki yara kapandı. Sol gözündeki büyük yara küçülürken, iyileşmeye başlayan yaraları ise kabuk tuttu. Her geçen gün iyiye giden Salih İğneci’nin yaraları nedeniyle kapanan gözleri de ışığı algılamaya başladı. Aile köyden çıkarak şehir merkezine taşındı. Salih İğneci, gittiği görme engelliler okulunda çok mutlu ve o çok korktuğu ışıktan da etkilenmiyor.

“ÇOK ŞÜKÜR ALLAH’A O İLAÇ İYİ GELDİ”

Çobanlığı bırakıp çocukları ile şehre yerleşen ve ailesinin geçimini şoförlük yaparak sağlayan İdris İğneci, “Salih’in kullandığı bir ilaç vardı. Çok şükür Allah’a o ilaç geldi. Hocamız o ilacı bir hafta önce kesti. İki ay sonra göz doktorundan randevu alacağız. Hocalarımız yurt dışından gelen bir cihazın olduğunu ve o cihazla Salih’in gözlerine bakacaklarını söyledi. İnşallah ondan sonra da bir yol çizip gözlerini açmaya çalışacaklar. Başta Demirören Haber Ajansı olmak üzere oğlum için yardım elini uzatan herkesten Allah razı olsun” diye konuştu.

“ARTIK PANSUMANINI KENDİM YAPIYORUM”

Oğlunun karanlık dünyasından çıkıp bugünlere gelmesinin bir mucize olduğunu belirten Yasemin İğneci ise “Destek veren herkese teşekkür ediyorum. İnşallah Salih’in gözleri de açılırsa bütün sıkıntımız bitecek. Artık yaraları da çıkmıyor. Çoğu yaraları hep kapandı. Köydeki evimizde Salih sürekli karanlık odada kalıyordu. Pansumanını falan her şeyi kendim yapıyordum. Şimdi ışığa çıkabiliyor. Ama yine doktorlarımızın önerisi güneşe fazla çıkmaması. Allah’ıma binlerce şükürler olsun önceki gibi yaraları yok. Artık pansumanını kendim yapmıyorum. O ilaç sayesinde yaraları kapandı. Şu anda sadece gözleri kaldı. İnşallah gözleri de açılırsa bizden mutlusu olmaz” dedi.

Salih İğneci de kendini çok iyi hissettiğini söyledi. Yüzündeki yaralar iyileştikçe ışığı daha çok algılamaya başlayan İğneci, görmeyi çok istediğini belirterek şunları söyledi:

“Önceden karanlık bir odadaydım, ışık göremiyordum. Mesela önceden hiç kendim yürüyemiyordum. Hep bir karanlık yerde duruyordum. Dışarıda bile yüzümü kapatıyorduk. Şimdi kendim yürüyebiliyorum, ışıktan rahatsız olmuyorum. Her ihtiyacımı kendim görebiliyorum. Ankara’ya da gidiyorum. Hatta Ankara’daki ilaçlarımı da kestiler. Gözlerim açılınca mesela abimlerle bisiklet sürmeyi hayal ediyorum. Erzurum’da tek başıma sokaklarda gezmek istiyorum. Annemi, babamı, kardeşlerimi de merak ediyorum. Okulda da mutluyum. Burada öğretmenim bize yazı yazmayı öğretiyor. Kitap okuyoruz. Teneffüslerde arkadaşlarımla oynuyorum.”(DHA)