Okan Bayülgen’den sığınmacı açıklaması: Gelen de giden de aynı kaderi paylaşıyor
Oyuncu, yönetmen ve komedyen Okan Bayülgen, “Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz” dedi.
Okan Bayülgen’in yazıp, yönetip, oynadığı ‘Richard’ oyunu 50. temsilinde sanatseverlerle buluştu.
“RİCHARD’ OYUNUNDA ASIL MESELE ÖTEKİLEŞME”
Oyuna ilişkin açıklamada bulunan Bayülgen, ‘Richard’ eserindeki asıl meselenin ötekileşme olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
“Richard’ın da bir öteki olması bizi çok ilgilendirdi. Yani kraliyet ailesine doğmuş ama kral olamayacak bir öteki. Buradan İngiltere’ye giden ya da güneyimizden, güney doğumuzdan bizim topraklarımıza gelenler, aslında ortak bir kaderi paylaşıyor ‘öteki’ olarak. Biz göç alıyor, sığınmacı alıyoruz, onlara öteki muamelesi yapıyoruz. Biz de çalışmak, eğitim ya da yerleşmek için başka ülkelere, örneğin Kıta Avrupası’nda Berlin’e, Paris’e, Londra’ya gidiyoruz. Biz de orada öteki muamelesi görüyoruz. İnsan kendi doğduğu ailede, kardeşleri arasında ya da anne babaya karşı bile ötekileşebiliyor. Dolayısıyla bu çok önemli. Bunun işlendiği bir oyun. Bu açıdan Shakespeare’e dayanarak, biraz ona dil çıkartarak, biraz da Shakespeare’i överek yazılmış bir oyun.”
Bayülgen, eserin yüzde 20’sinin orijinalin adaptasyonu olduğunun altını çizerek yüzde 80’ini ise yeniden yazıldığının altını çizdi.
“İNGİLİZLER, ‘RİCHARD’I KÖTÜ GÖSTERMEK İÇİN SAKATLIK İLAVE ETMİŞ”
William Shakespeare’in kaleme aldığı ilk eserlerin VI. Henry ile Kral III. Richard’ın hayatını anlattığı oyunlar olduğunu dile getiren sanatçı, “O tarihte ya Tudorlara yaranmak için ya Tudorların ısmarlaması sonucu Shakespeare III. Richard’ı kötü gösteriyor. Arada yüzyıl var ve o yüzyılda York Hanedanı’nın yani son savaşta ölen Kral Richard’ın gölgesi kalkmamış devlet üzerinden, Tudorlar üzerinden. Bunu kötüleme çabası var. 16. yüzyıl anlayışıyla yani ‘Tanrı kötü insanları -güya- sakat bırakır ki siz ondaki fenalığı göresiniz diye’ anlayışıyla, adama sakatlıklar ilave edilmiş. İşte kambur, çolak, topal, çirkin yapılmış” açıklamasını yaptı.
Okan Bayülgen, Shakespeare’in eserinde ‘Richard’ı korkunçlaştırdığının altını çizerek, şu bilgileri verdi:
“Öyle bir adam değil. Çok yakın tarihte, 2012’de kemiklerin bulunması ve 2015’te Richard’a ait olduğunun tescillenmesiyle ortaya çıktı ki bu adamda biraz skolyoz var. O skolyoz da dışarıdan pek belli olmuyor. Yani kambur falan da değil. Eğri büğrü de değil. Yakışıklı bir adam. Savaşta kahramanca ölen son kral. Ama ne olmuş bugüne kadar? Bizim bu pek demokrat kıta Avrupası, İngilizler her şeyi demokrasi adına ve siyaseten doğruculuk yaparak herkesi temize çekmiş, düzeltmiş. Richard’ı bırakmışlar. Richard günden güne daha da korkunç hale getirilerek oynanıyor. Bu oyun bir soru soruyor. Diyor ki siz hâlâ neden korkuyorsunuz? Yani 500 yıldır her gelen oyuncu, kimliği ne olursa olsun demokrat, ilerici, gerici, sağcı, solcu fark etmiyor; aynı hilkat garibesi Richard’ı oynuyor. Bir yandan bu açıdan Shakespeare’e dil çıkartıyor.”
“İKTİDAR YAZARI OLMAK VEYA OLMAMAK GİBİ BİR DERDİMİZ YOK”
Eserde, “sanatçı nerede durmalıdır?” sorusunun işlenmediğinin altını çizen Bayülgen, “Aleladelik, üst insan olmak, Nietzsche’den, Baudrillard’dan, Alain Badiou’dan, Kierkegaard’dan Freud’a kadar, aslında sanatçının kim olduğu, ne yapması gerektiğiyle ilgili çok mesaj var oyunda. Ama iktidar yazarı olmak, olmamak gibi bir derdimiz yok. Tarih boyunca böyle olmuştur; her iktidara yakın duran yazarlar vardır. Uzak, muhalif olan yazarlar vardır. Bu oyunun özellikle meselesi bu değil” diye konuştu.
Eserde Okan Bayülgen’in yanı sıra Şenay Gürler, Ebru Unurtan, Nihal Usanmaz, Kevork Türker, Oral Özer ve Volkan Ateş Gündüz rol alıyor.