Tarihi bombardıman fotoğraf karelerinde canlanıyor
Çanakkale’de 109 yıl önce yaşanan ve Türk askerinin destanlaşarak işgal güçlerini boğazın girişinde durdurduğu tarihi gündeki bombardıman, fotoğraf karelerinde yer aldı.
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Türkiye Cumhuriyeti Tarihi Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üyesi Mithat Atabay’ın yerli ve yabancı kaynaklardan derlediği fotoğraf arşivinde, 18 Mart 1915’te İtilaf Devletleri’ne ait donanmaların Çanakkale Boğazı’nın girişinden kent merkezine yaptığı top atışları, yıkılan binalar ve patlamamış bir top mermisi görülüyor.
Atabay, işgal güçlerinin İstanbul’a ulaşmak için Çanakkale Boğazı’na gelerek saldırılarına 19 Şubat 1915’te başladığını söyledi.
Boğazı geçmek isteyen İtilaf Devletleri’ne bağlı donanmaların Türk askerinin çok güçlü direnişiyle karşılaştığını belirten Atabay, “İngiliz donanması ve Fransız gemileri büyük bir yenilgiye uğrayacak, önemli bir kısmı hasar görürken 3 büyük gemisi de batacak ve bu çerçevede 18 Mart, o büyük donanmanın Çanakkale Boğazı’nı geçemediği ve hedefine ulaşamadığı bir tarih olarak, büyük bir zafer olarak tarihte yerini alacak. O nedenle her yıl 18 Mart, Çanakkale Deniz Zaferi olarak kutlanmaktadır” dedi.
O günlerde hayatın bir bölümünün normal akışında seyrettiği bir sürecin yaşandığını anlatan Atabay, Hamidiye Tabyası olarak bilinen alanın arka bölümünde çiftliklerin bulunduğunu, insanların hayvanlarıyla, atlarıyla çalıştığını, çiftçilikle uğraştığını dile getirdi.
Atabay, 18 Mart sabahında erken saatlerde ilk top atışı yapıldığında Anadolu yakasındaki Çanakkalelilerin önce bir gök gürültüsü olduğunu düşündüğü ancak top atışlarının gemilerden devam ettiğini anlayıp bulundukları yerleri, evlerini terk etmeye başladıklarını aktardı.
Halkın, Hastanebayırı bölgesine doğru kaçtığını kaydeden Atabay, “Savaşın artık zaman geçtikçe şiddetlendiği bir dilimi görüyoruz. İnsanların kaçtığı güvenli alan Hastanebayırı’ndan bakıldığında topların nereye düştüğü, boğazın içine düşen toplar, şehrin üzerine düşen toplarla yıkılan binalar net bir şekilde görülüyordu.
Kaynaklardan halkın savaşı bu bölgeden seyrettiğini biliyoruz. Tabii halk bu süreçte aslında bir panik göstermemiştir çünkü 19 Şubat’tan itibaren hep top seslerini duyuyorlardı. Bu toplar sadece şehre düşmüyordu. 18 Mart’ta şehre düşmeye başlayınca kendilerini güvenlikte görerek Hastanebayırı’na gittiler” diye konuştu.
Atabay, top mermilerinden birinin, bugün Asker Hamamı olarak bilinen bölgedeki fırına isabet ettiğini anlattı.
Fırının havaya kalkar gibi olduğu, ardından birden çöktüğü bilgisini veren Atabay, şunları söyledi:
“Oraya yakın yerde bir birlik vardı. Birlik normal yürüyüşünü yaptı. Sanki düşman askerleri karşısındaymış gibi orada siper aldılar ama orada düşman askeri yoktu. Çünkü tamamen mermiler gemilerden geliyordu.
Benzer şekilde özellikle tabii Çimenlik Kalesi’nin üzerine düşen toplar ve o topların patlamayan kısımları da kendini gösterdi. Burada ayrıca savaşı izlemeye gelen gazeteciler de savaşı Hastanebayırı’ndan izleyerek, 18 Mart’ı adeta bir panorama şeklinde tasvir ederek gazetelerinde haber olarak yayımladılar.”
Ağır yaralanan askerlerden bazıları hastanede şehit oldu
Dr. Öğr. Üyesi Atabay, Osmanlı kuvvetlerinin Çanakkale’de tabya ve bataryalarda bulunduğunu, dolayısıyla boğaza giren gemilerin de bu bölgelere ateş açtığını belirtti.
18 Mart akşamı tüm batarya komutanlarının, müstahkem mevki komutanına hasar ve kayıplarını bildirdiğini aktaran Atabay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“O güne bakıldığında Türk askerleri arasından 36 şehit verildi. Bu şehitler er, onbaşı, teğmen, üsteğmen rütbelerindeydi. Ayrıca 68 yaralı vardı. Tabii bir taraftan da baktığımız zaman Osmanlı birliklerinin yanında Alman kuvvetleri de burada bulunuyordu.
Alman kuvvetlerinde bulunan ve görevli olan kişilerden de 3 kişi hayatını kaybetmişti. Bunun karşısında İtilaf Devletleri donanmasında ise yaklaşık olarak o gün 800 asker hayatını kaybetti. Bunların önemli bir kısmı Bouvet zırhlısındadır. Bu zırhlıda 604 kişi hayatını kaybederken, diğer kayıpları ise İrresistible ve Ocean gemisindedir.”
Atabay, deniz muharebesinde Osmanlı Ordusunun en fazla şehidi, Dardanos Bataryası’nda verdiğini söyledi.
Seddülbahir, Rumeli Mecidiye, Hamidiye bölgelerinde de şehit olan, ağır yaralanan askerlerin bulunduğunu bildiren Atabay, “Çanakkale’de Hastanebayırı bölgesinde bir hastane bulunuyordu. Tedavi için oraya taşındılar ama maalesef orada şehit oldular. O yüzden bazı askerlerimizin şehadet yeri olarak Hastanebayırı’ndaki hastane gösterilmektedir” bilgisini paylaştı.
Osmanlı Ordusunun, boğazı donanma yoluyla aşamayacaklarını anlayan İtilaf Devletleri’nin çıkarmalarına başladığı 24-25 Nisan’dan itibaren yaklaşık 9 ay süren Kara Savaşları’nda on binlerce şehit verdiğini hatırlatan Atabay, Çanakkale’nin bu mücadeleler sonucu geçilemez kılındığını sözlerine ekledi.