Motor sporlarında kadın gücü: Burcu Çetinkaya’dan eşit temsil vurgusu
FIA Kadınlar Komisyonu’nun yeni başkanı Burcu Çetinkaya, kadınların motor sporlarındaki yerini güçlendirmek için çalışacaklarını belirtti.
Uluslararası Otomobil Federasyonu (FIA) Kadınlar Komisyonu Başkanlığı’na getirilen deneyimli ralli pilotu Burcu Çetinkaya, kadınların motor sporlarında eşit temsili konusunda mesafe katedilse de daha gidilecek çok yol olduğunu söyledi.
Yaklaşık 15 yıldır ulusal ve uluslararası ralli organizasyonlarında yarışan Çetinkaya, otomobil sporlarının kadınlar arasında yaygınlaşması konusunda önemli rol oynadı.
Kadınlar klasmanını 7 kez zirvede tamamladığı Türkiye Ralli Şampiyonası’na 2024’te de katılan Çetinkaya ayrıca FIA Kadınlar Komisyonuna başkanlık yapacak.
Dünya Ralli Şampiyonası’nda (WRC) yarış kazanan tek kadın Michele Mouton ve Iron Dames yarış takımının kurucusu Deborah Mayer’dan sonra bu görevi üstlenecek üçüncü isim olan Çetinkaya, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Beş yıl aradan sonra 2023 Türkiye Ralli Şampiyonası’yla aktif spora döndüğünü hatırlatan Çetinkaya, yeni görevine ilişkin “FIA’dan bana bu teklif geldiğinde hala yarışıyor olmamın çok önemi vardı. Motor sporlarında hem müsabaka hem teknik hem görevliler hem de gönüllüler tarafında kadınların rolünün artması ve kadınların varlığının FIA tarafından tanınması amacıyla kurulmuş bir komisyon. Geçmişten bugüne devam eden, üzerine de inşa edilecek birçok farklı proje var.” değerlendirmesini yaptı.
“YAPACAK ÇOK ŞEY VAR”
Motor sporlarının bilinenin aksine yüksek fiziksel kondisyon gerektirdiğini belirten Çetinkaya, “Gelecekte Formula 1, WRC, Dünya Dayanıklılık Şampiyonası (WEC) gibi popüler serilerde yarışan kadın sürücü görebilecek miyiz?” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Şu anda bunun önünde bir engel yok. Aynı serilerde kadınlar ve erkekler yarışıyor. 1980’li yıllarda Michele Mouton’un kazandığı yarış, WRC’deydi. Rakiplerinin tümü erkekti. Aynı şekilde 2010’da Eurosport’un özel ödülünü aldığımda, Kıtalararası Ralli Challenge’da (IRC) puan alan ilk ve tek kadın olduğumda da rakiplerin tamamı erkekti. (2010 IRC sezonundaki) İskoçya Rallisi’nde 7’ncilik aldık. Yine 2010’da Türkiye’de düzenlenen WRC yarışında genel klasman 12’nciliği aldım. Bazı şampiyonalarda kadınlara ayrı bir teşvik puanı veriliyor. Bunun haricinde F1’de sahneye çıkan bir kadın pilot görme çalışmaları devam ediyor. Mesela Dakar Rallisi’nde bu sene kategorisini (T3) kazanan bir kadın pilot (Cristina Gutierrez) var. Bir sonraki Dakar’da Sebastien Loeb ve Nasser Al-Attiyah’ın yanında Cristina Gutierrez de yarışacak. Dolayısıyla kadınlar aslında en üst seviyelerde varlar ama daha çok artabilir. Hemen hemen her alanda artık kadınlar daha fazla var ama bunun üzerine de yüzde olarak hala gidecek çok fazla yolumuz var. Bir de sadece belli bir bölgenin kadınları değil bütün dünyaya eşit bir yayılım sergilemek, herkesin bu imkanlara sahip olabilmesi gibi de bir misyon var. O yüzden yapılacak çok şey var, çok da yolumuz var.”
SAMİYE CAHİD MORKA’YI ÖRNEK GÖSTERDİ
Çetinkaya, kariyerinde pek karşılaşmasa da cinsiyet eşitsizliğinin hala önemli bir sorun olduğunu dile getirerek, “Motor sporları tarafında öncelikle daha çok erkek olan bir yerde kadınlar olarak az sayıda olduğumuz için kariyerimin başında daha çok ilgi gördüğüm zamanlar oldu. Fakat sonra iş ciddiye binip dünya arenasına çıkıp dev takımların kurulma aşamasında kadın olduğum için ufak tefek aksaklıklar da oldu. Ama bunun bir fırsat eşitsizliği boyutunda olduğunu söyleyemem, bence şanslıydım. Bence biz Türkiye’de bu anlamda şanslıyız. Çünkü birçok alanda kadınların aslında öncü olduğu bir ülkeyiz. Motor sporlarında ilk kez erkeklerin arasında mücadele edip kupa kaldırmış kadın, 1920’li yıllarda bizde: Samiye Cahid Morkaya. Aslında dünyaya göre çok önde başlamışız. Sadece şu an uluslararası temsil tarafında ülke olarak daha önde olmamız lazım. Daha fazla sporcumuzun kadınlarda da gelişiyor olması lazım. Mekanik tarafta, gözetmen tarafında katıldığım uluslararası etkinliklerde Türkiye’den kadınlarla karşılaşıyorum ve çok mutlu oluyorum.” diye konuştu.
MOUTON’UN YARDIMCI PİLOTU İLE YARIŞACAK
Bu yıl uluslararası yarışlara da katılacağı bilgisini veren Çetinkaya, Türkiye Şampiyonası’nın 2. ayağı Marmaris Rallisi için şimdiden heyecanlandığını aktararak, sebebini şu cümlelerle anlattı:
“2024 Türkiye Ralli Şampiyonası’nda ilk yarışı, ilk 10’a girerek tamamladık. 23-24 Mart tarihlerinde Marmaris’te düzenlenecek 2. yarışta bir misafir co-pilotum olacak. Geçmişte yarıştığım bir isim. Michele Mouton’un ve Ari Vatanen’in (1981 WRC şampiyonu) yardımcı pilotluğunu yapmış, çok değerli bir isim Fabrizia Pons. Aynı zamanda bir anne ve anneanne. Kadının yaşı kaç olursa olsun hayatına ve profesyonel kariyerine devam edebileceğinin de çok güzel bir göstergesi. Marmaris Rallisi’nde Fabrizia Pons’la beraber yarışacağız. İlk kez 2009’da İtalya’da beraber yarışmıştık. O zaman çok heyecanlı ve tecrübesizdim. Aradan yıllar geçtikten sonra, uzun yurt dışı deneyimlerinden sonra Türkiye’de beraber yarışacak olmak beni çok heyecanlandırıyor.”
SÜRÜCÜLÜK, ANNELİK VE ÇİFTÇİLİK
Otomobil sporları haricinde nelerle uğraştığı sorusu yöneltilen Çetinkaya, “Ankara’nın Nallıhan ilçesindeki çiftlikte dedemin, babamın doğduğu topraklar boş duruyordu. Ben de 5 sene önce orada ata tohumu Kavılca buğdayı yetiştirmeye başladım. Tamamen doğal ortamda, ek gübre vs. hiçbir şey kullanmadan yetişen Kavılca buğdayından un üretiyorum. Farklı ve bence çok değerli bir alan. Ona vaktim çok gidiyor. Türkiye Turing ve Otomobil Kurumunda FIA temsilcisi olarak çalışmaya devam ediyorum. Bir de annelik… Onu da çok önemli bir meslek olarak görüyorum. Oğlumla da başkalarına emanet etmeden ilgilenmekten çok keyif alıyorum. Ayrıca kimi zaman kadınlarla özel etkinlikler, özel dersler kimi zaman da kurumların özel talepleri oluyor. Mutlaka onlara dahil oluyorum.” cevabını verdi.
“ERKEKLERE DE DESTEK OLMAK GEREKİYOR”
Çetinkaya, bir dilek hakkı olsa bunu fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırmak için kullanacağını ifade ederek, sözlerini şöyle tamamladı:
“Fırsat eşitsizliğini değiştirmek isterdim. Sadece kadın-erkek olarak düşünmeyelim. Dünyada nefes alma imkanı bulan her insanın çok değerli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla hepimiz aynı yollardan geçmiyoruz maalesef. Hepimizin önüne aynı yemekler de gelmiyor. Bu beni kalben yaralayan bir konu. Kimi zaman coğrafya, kimi zaman yaş, kimi zaman kadın-erkek… Genel olarak insanların karşısındaki diğer insana, daha insanca baktığı bir dünya isterdim. Birbirimizi daha çok sevelim. Fırsat eşitsizliklerinin olduğu yerlerde kadınlara destek olmak tabii ki güzel ama kimi zaman erkeklere de destek olmamız gerekiyor. Dolayısıyla bir bütün halinde bakıp birbirimizi daha çok sevip daha çok üretmeye odaklandığımız, daha çok el ele verip herkesin bir ucundan tuttuğu bir düzeni hayal ediyorum.”