15 dakikalık muayene hayat kurtarır
Pandemide virüs kapma korkusuyla prostat kontrollerinin de aksadığını belirten Op. Dr. Gürtuğ, “Aslında erkeklerin çoğu üroloğa gitmeye çekiniyor …
Pandemide virüs kapma korkusuyla prostat kontrollerinin de aksadığını belirten Op. Dr. Gürtuğ, “Aslında erkeklerin çoğu üroloğa gitmeye çekiniyor. Bu yüzden pandemi bahane oldu. Oysa 15 dakikalık muayene (PSA testi dahil) hastalığın erken teşhisini sağlar” dedi.
Prostat kanseri erkeklerde en sık görülen kanser türlerinden biri… Araştırmalar, erkeklerin yüzde 14’ünün ömürleri boyunca prostat kanserine yakalanabileceğini gösteriyor. Bu da yaklaşık her 7 erkekten birinin prostat kanserine yakalanma ihtimali olduğunu ortaya koyuyor. Üroloji Uzmanı Op. Dr. Adil Gürtuğ, ilk dönemlerde belirti vermeyen ve sinsice ilerleyen hastalıkla ilgili bilinmesi gerekenleri şöyle anlattı…
Op. Dr. Adil Gürtuğ
Babadan oğula kalıtım yoluyla geçebilir
Prostat kanserinin nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, diğer kanser türlerinde olduğu gibi olumsuz çevre koşulları, aile bireylerinde prostat kanseri varlığı, hormonal etkiler, beslenme tarzı ve genetik yatkınlık gibi faktörler hastalığın oluşmasında rol alabilir. Burada en önemli risk faktörü olarak kişinin yaşı ve ailede prostat kanseri varlığı karşımıza çıkmaktadır. Sağlıklı bir erkekte prostat hastalığı için 50 yaş ve sonrası tetkik yapılması gerekirken, ailesinde prostat kanseri hikayesi olanlarda bu araştırmaların 40 yaştan itibaren yapılması gerekir. Bu arada prostat kanserlerinin tamamına baktığımızda yüzde 10 oranında babadan oğula kalıtım yoluyla geçtiği düşünülmekte olup, bu hiç de azımsanmayacak bir oranı temsil etmektedir.
Düzenli kontrol neden önemli?
Prostat kanserinin erken tanısında rektal (parmakla) muayene ve PSA testi en önemli yol göstericidir. Parmakla muayene bize kanser konusunda önemli ipuçları verir. PSA testi de hastalığın erken tanısını sağlayıp, hastalığa bağlı ölümler azaltır. Dolayısıyla 15 dakikalık muayene hayat kurtarır. Hastalığın durumuna göre de aktif izlem, ameliyat, gerekirse radyoterapi, krioterapi ya da kemoterapi gibi tedavi yollarına başvurulabilir.
Hastalık yayılım olunca belirti veriyor
Genelde hastaların idrar yapma alışkanlıklarının değişmesi üzerine üroloji uzmanına müracaatları sonucunda yapılan fizik muayene ve tetkiklerle hastalığın tanısı konulur. Lokalize dediğimiz prostat bezinin henüz içerisinde olan tümörler genelde herhangi bir belirti vermeden gelişir. Eğer prostat bezindeki tümör diğer organlara yayılım yapmışsa bariz şikayetler görülür. Özellikle kemiklere yayılım olduğunda bel ve sırt ağrısı yakınmaları ortaya çıkar. Kemik tutulumu yaygın olduğunda ise, kan üretimi bozulacağından kan değerlerinde düşme, güç kaybı ve halsizlik belirtileri meydana gelir. Prostata komşu lenf bezlerine yayılım olduğunda ise, büyüyen lenf bezlerinin idrar kanallarına yaptığı baskıyla böbreklerde şişme ve dolayısıyla çalışmalarında bozulma oluşur. Bu lokal belirtilerin ileri evresinde ise, idrar akımı engellenebilir.
İşte korunma yolları
İçerdikleri maddelerin özellikleri nedeni ile bazı yiyecekler (domates, soya fasulyesi, mantar, brokoli, Brüksel lahanası gibi), vitaminler (D ve E vitamini), balık yağı, minareller (selenyum) ve yeşil çay prostat kanseri riskini azaltır. Düzenli spor yapmak da vücut testosteron ve PSA seviyesini düşürür. Yağ oranı yüksek olan ve kırmızı etten zengin beslenme tarzı olan kişilerin prostat kanserine yakalanma riski artar. Yapılan çalışmalarda kolesterol seviyeleri yüksek olanlarda prostat kanseri görülme riskinin arttığı tespit edilmiştir. Kötü kolesterol LDL, testosteron seviyelerinin yükselmesine neden olarak, prostat kanserinin daha saldırgan ve hızlı seyretmesine yol açar. Şişman ve sigara kullanan erkeklerde risk yüksektir.